İŞ ALEMİ > * YAN ithalât Teminatlar meselesi Kotoların 4 Temmuzda yayınlanması- nın âdet haline gelmiş olması, it- halâtla ilgilenenlerin, yeni rejim ve yönetmeliğin bilhassa mali hükümler de ne şekilde kararlara varacağı hu- susunu, şiddetle merak etmelerine yol açtı. Dâvanın kökünün akreditif açılır ken Merkez Bankasına yatırılan muaz zam paralarla ilgili olduğu malümdur. Bilindiği üzere ithalat yönetmeliğinin 5. Maddesinde, yetkili bankalar tara- fından alman teminatın Merkez Ban kasındaki bir hesaba her hatta sonun da global olarak devredileceği oyazı- lıdır. Bir yandan piyasadaki para darlığı, öte yandan, önceden de belirttiğimiz gibi, kotaların muayyen ellerde toplan ması yüzünden, teminatın sadece nak- di değil aynı zamanda banka teminat mektubu olarak verilebilmesi istenmek tedir. Bundan gayri nakdi teminat alın- ması, fakat bu teminatın hafta sonun- da Merkez Bankasına yatırılmaması şekli de düşünülebilir. Ancak, bu sis- tem piyasayı pek tatmin etmemektedir. Bu durumda ithalâtçı, bankaya senet vermiş ve parayı çekmiş görünmektedir. Bilâhare bu senetler Iskonto edilmek- te ve karşılığı teminat hesabına yatı- rılmaktadır. Bu muamelede banka yüz de 10,5 faiz almakta, buna gider vergisi de ilave edilince, yekün yüzde 16'yı bulmaktadır. Oysa ki talepte bulunmak için ban- ka teminat mektubu da kabul edi- lecek olursa, banka binde 7,55 veya 10 ücret almak şartiyle istenildiği ka- dar teminat mektubu vermektedir. Bir takım mahzurlar Teminatların sermaye ithalât piyasasından mamakta, yatırıma o gitmemektedir. Nakdi teminat, pararun piyasadan fiilen çekilmesine yol açmakta, buna siyasi durum da inzimam edince, piya- sada hareket azalmakta, muazzam bir durgunluk baş göstermektedir. Bu ba kımlardan nakdi teminatın Merkez Bankasına yatırılması mecburiyetinde değişiklik yapılması kanaati, gün geç- tikçe belirli bir mahiyet (o almaktadır. Taleplerin banka teminat mektubu ile yapılması belki evvelâ talep artışına yol açacaktır. Ancak, bu suretle itha- lât büyük sermaye için cazip oolmak- tan çıkacak, ithalât faaliyetinde rol oy nayan küçük bir zümre bu faaliyetten çekilmek zorunda kalacaktır. Sonuç olarak ithalat miktarının muhakkak düşeceği belirtilmektedir. Esasen Merkez Bankasınca yapı- lan hesaplar neticesinde, bugünkü yük sek teminat nispetinin bu devredeki it- halât miktarında geçen devreye naza- ran hiç bir azalmaya yol açmadığı il- gililerce belirtilmektedir. Bu konuda üzerinde önemle durulması gereken me selelerden bir tanesi de, vesaik ve mal mukabili ithalattır. Bir başka türlüsü Vesaik ve mal mukabili ithalât, ihra- catcının ithalâtçıya yaptığı bir kolaylık ve bir nevi kısa vadeli kredi yardımından başka bir şey değildir. An cak, ihracatçı tarafından verilen bu kredi, ithalâtçıya intikal etmeden, Mer kez Bankası, kararnamenin kendisi- ne verdiği yetkiden kuvvet alarak, sağ lanmış olan kredinin yüzde 80 ine el koymaktadır. Böylece gerek mal muka bili, gerekse vesaik mukabili oithalât- tan, sağlanan kolaylıkların yüzde 801 Merkez Bankasına geçmiş olmaktadır. Bir zamanlar, vesaik omukabili it halatta yüzde 50 peşin alınmaya kal- kışılmıştı da kıyamet kopmuş, o devrin hükümeti de âdeta pardon diyerek kararnameyi ortadan o kaldırıvermişti. Şimdi vesaik mukabilinde yüzde 80 ah nıyor da ne ortalıkta o şiddetli reak- siyon var ne de esasen o reaksiyona kimsenin aldırdığı!.. Bir başka mesele de, mal mukabili ithalâtta ihracatçının verdiği kredi müddeti ile ilgilidir XI. kotaya kadar, mal mukabilinde azami altı ay kredi tanınmaktaydı. XI. kotada bu müd- det kısaltılmış ve bir aya indirilmiştir. Bu durumda liberasyondan vesaik mu- kabili meselâ (o 1000 dolarlık ithalât yapmak istiyen bir tüccar peşin olarak: teminat karşılığı 6300 lira yatıracak, ayrıca akreditif bedelinin yüzde 80'-. ni, yani 7200 lira daha verecektir. Boy- lece 9 bin liralık vesaik mukabili itha- lât yapmak isteyen bir firmanın 13 bin 500 lira para yatırması gerekmek- (AKİS — 1009) AKİS/23