YURTTA OLUP BİTENLER bu haftanın sonlarında, AKİS baskı ya verildiği, sırada seçilmiş olacaktır. Haftanın başında Pazartesi günü TBMM binasındaki AP Grup İdare Heyeti toplantı salonunda bir araya gelen AP Merkez İdare Heyeti, bu konudaki seçimi yapmaya yetkili ki lınmış bulunan Merkez o Temsilciler Meclisinin 13 Haziran Perşembe gü nü toplanması kararını almıştır. Bu kararın alındığı sırada bütün A. P. lilerde isteyerek veya istemeyerek ha- sıl olan düşünce şudur: o "Kongreye kadar Saadettin Bilgiçin Genel Baş kan vekilliğine seçilmesi normaldir!" ysa, birkaç gün evveline kadar, "ılımlı" tâbir edilen ve AP bünyesin de vakıa haline gelen "Bilgiç ve eki- binin İktidarı" na karşı çıkmaya ka- rarlı bazı politikacılar, Temsilciler Meclisi toplantısında bir adayı bayrak yaparak mücadeleye girişmeğe karar lı görünmekteydiler. Bu ılımlılar a- rasında yer alan Muhittin Güven, Ce lâl Ertuğ, İhsan Önal ve Ahmet To- paloğlu kongrelere gidiyorlar, o teşkilâ tı Bilgiç ve arkadaşları aleyhine tah rike çabalıyorlar, Parti içinde kalmayı tercih eden, fakat itibarile kendilerine benzeyen daşlarını açık bir mücadeleye ( giriş- mek için ikna etmeye çalışıyorlardı. Bu grup, Temsilciler Meclisi toplan tısında Bilgiç grupu adayının kargı sına emekli (Orgeneral Tekin o Arı- burnunu aday göstererek çıkma ta- savvurunda idi. Bu muhalif ekip; Bil- giçin, bilinen kuvvetine rağmen. Ge- nel Başkanlığa giden yola aday ola- rak adım atmıyacağmı, kendisini teh- likeye düşürmiyeceğini olduğu bir başka kimseyi aday ola- rak destekliyerek yine ikinci plânda kalacağını hesaplıyordu. Aynı hava Bilgiç ve (arkadaşları arasında da hakimdi. Genel Başkan adayı olarak daha çok Bilgiçin Is- partalı arkadaşı Süleyman Demire- lin ismi otekrarlanıyordu oDemirelin ne derece bilgili, ne kadar akıllı oldu gu, Genel başkanlığa ne de güzel ya- kışacağı tatlı tatlı (okonuşuluyor, bu- nun hesapları yapüıyordu. o Üstelik rünün bu işin ehli olduğu kulaklara fısıldanıyordu . Aradan geçen birkaç gün, tanın başlarına doğru, liderlik ei sinden eser havayı birdenbire değiş- tiriverdi, ılımlıların hızı kesildi, Bil- giç umulmadık derecede kuwetli bir aday olarak ortaya çıktı. Bu, o dere AKİS/14 ce kuvvetli bir rüzgârdır ki, AP Ge- nel Başkanlığım çantada keklik ode- ğilse bile ona yakın bir ihtimâl ola rak gören ve "Vazife teklif edildiğin de reddedemiyeceğini" gazetecilere be- yan etmeğe başlıyan Tekin Anburnu bile kendisini âni bir ihtiyatın kontro lüne sokmak lüzumunu duydu. Arıburnu artık, bu konudaki so rulara, büyük Kongreden bahsederek cevap vermektedir. Bir AKİS muha- biri, Salı günü, çiçeği burnunda bir senatör olarak Meclis Lokantasında yemek yiyen emekli oOrgenerale soru lar sordu ve hepsine şu değişmeyen cevabı aldı: "— Bu konuda Kongre selâhiyet Tekin Arıburnu Tornistan lidir. Kongrede oyların teveccüh etti gi kimse Genel Başkan olacaktır. Ko- nuşmak erkendir." Politika ince sanattır . A.P. Erzurum milletvekili Bilgin, ise Perşembe günü lacak seçimle ilgili soruya : — Binde binbir ihtimalle Saadet tin Bilgiç Genel Başkan vekilliğine seçilecektir!" cevabım verdi. yapı Bilgine bu konu ile ilgili (osoruvu soran kısa boylu gazeteci, o cevaptan tatmin olunmamıştı. Kıpırdandı, pan talonunu düzeltti ve kafasını kurcala- yan noktayı açıkladı : Turhan. «— Ama, nasıl olur? Oo Saadettin Bilgiç nereden alıyor bu kadar Kuv- veti?" Bilgin gülümsedi ve : "— 00000, sen askere gideli köp " de rülerin altından çok sular aktı... di. Sonra Bilgiçi anlattı. Turhan Bil- ginin anlattığına göre, Saadettin Bil giç günde 16 saat çalışabilen, sinirle rine son derecede hakim ve gayesine doğru inatla ilerleyen bir politikacı ti pidir. Bilgiç, Turhan Bilgin tarafından nakledilen - bu hususiyetlere belki sa- hiptir, belki değildir. Fakat Temsil- ciler Meclisi toplantısına doğru kendi adaylığım kuvvetlendirmek için kul- landığı usülle hakikaten kurnaz bir adam olduğunu ispat etmiştir, Ispar- talı doktor, ortalıkta bir takım aday isimleri dolaşırken katiyen heyecan lanmamış, telâşa düşmemiş, kendisi- nin aday olmak istediğim ise hiç ağzın- dan kaçırmamıştır. Yaptığı sadece, a- dayların dezavantajlarını saymak ol- muştur. Böylece Çeşitli adayların çe şitli kusurları partilerin gözleri önün de şöylece sıralanmıştır : Tekin Arıburnu Genel İdare Kuru- lu toplantılarına bile katılmamışken, üyesi bile değildir. Ali Fuat ise seksenini ogeçkin bir ihtiyardır. Süleyman Demirelin böyle bir kusuru yoktur, yoktur ama, o da Parlâmento üyesi değildir. Meclis çalışmalarında bu bakımdan güçlükle ( karşılaşacak- tır. Böylece ortada, kala kala Saadet tin Bilgicin kendisinin kaldığı görül- -üş ve Genel Merkeze hâkim olan grup, hiç olmazsa Kongreye kadar parti kademelerindeki durumu de- giştirmemek gerekçesini de bularak Bilgicin adaylığını semiştir. Bir arada, Bilgiçin adaylığı- nı duyunca "olur mu yahu?" diye hay ret edenler de şu tılsımlı kelime ile ikna edilivermişlerdir. : — Tesanüt!" Partinin tekrar parçalanması, is tifaların, (okavgaların yine başlama sı ve "yakınlaşan iktidar"'ın bu den tehlikeye düşmesi ihtimali, ya itiraz etmek isteyenler üzerinde büyük bir tesir lanılmıştır. miş ve partiyi idare eden en müfrit