dır ve idaresi altındaki hristiyan kardeşlere görülmemiş zulüm yapmış, onlara işkence etmiştir, Bu hristiyan kar- deşler, şimdi galip gelmiş olan öteki hristiyanlar tara- fından mutlaka himaye altına alınmalıdırlar. Çalan saat onların saati olmalıdır. Venizelosun propaganda mekanizması bu temayı da ön plânda tutmuştur. Hilâle karşı haç Yunanlıların bütün gayreti, 1919 yıllarında bir gecikmiş Ehlisalip Ruhu yaratmak istikametinde olmuştur. Ki- liseyi, papazları, hatta ermenileri seferber etmelerindeki maksat bodur. Papazlar tütün o mücadele devrinde' birin - ci rolü oynamışlardır. Politikacılar, sempati toplamak için öne hep papazları sürmüşlerdir. Zaten, doğrusu iste- nilecek olursa, Fener Patriğinden bölge metropolitlerine, her cüppeli bir yunan ajanı, hatta bir yunan siyaset ada- mı olarak belirmiş; çalışmış, uğraşmıştır. Hristiyan gö- nülleri fethetmek için Venizelos Kiliseyi başlıca mütte- fiki yapmış, onu kullanmıştır. Bu yazı serisinde Ellenizm -Kilise işbirliğinin bir çok vesikası, reddedilemez şekilde gözler önüne serilmiştir. Bu savaşta Kıbrıs Kilisesi de, bugün Makariosun ida- resindeki Kıbrıs Kilisesi kadar faal olmaktan geri kal- mamıştır. Ancak Venizelos, gözü asıl büyük lokmada ol- duğundan dolayı ve büyük lokmayı ancak ingilizlerin Lord Kıtchener Fransada desteğiyle yiyebileceğini bildiğinden (Kıbrıs konusunda fazla ısrar etmemiş, hatta Yunanistanın Ada üzerinde bir hakkı olduğunu belirtmemiş, bunu bir "hediye" diye al- mak için hazırlık yapmıştır. Şimdi, aradan geçen kırkbeş yılın sonunda, Kıbrıs konusunda Yunanistanın aynı politikayı takip ettiği, sa- dece buna daha fazla şantaj ilâve ettiği gözden kaçma- maktadır. O günkü Lloyd George'un yerine Atina ve ora- AKİS 18/70 nın yeni Venizelosu pozundaki Papandreu Amerika Cum- hurbaşkanı Johnson'u kullanmak istemektedir. Ameri- kanın komünizm korkusu", bugün Atinanın faydalan- dığı başlıca kozdur. Yunanistan, Kıbrısın komünist olma- ması için tek çarenin, bu Adanın Yunanistana "hediye edilmesi"nden ibaret bulunduğu zehabını oAmerikanın, Başkan Johnson'un ve daha başka batılıların zihinlerin- de uyandırmaya çalışmaktadır. Bir yandan Makarios, di- ger taraftan Papandreu, bizzat tahrik ettikleri komünist- leri bir öcü gibi göstermekte, onların kollarına düşme- mesi için Adanın Yunanistanın kolları arasına terkedil- mesi gerektiğini söylemektedirler. Buna Onanan çıktığı, Türkiyede esefle görülmektedir. Nush ile uslanmayanın... Yunanistanın oTürkiyeyle ilgili olarak 1919-20 yıllarında çevirdiği manevraların ilk kısmı şu hedefe mütevec- cih olmuştur: Müttefiklerden, Anadoluya bir çıkartma yapmak için müsaade istihsali. Bu yazı serisinde, böyle bir izni koparabilmek için Basil Zaharoff'tan Lloyd Geor- ge'un şahsi dostlarına ve papazlardan sosyalistlere, er- menilerden yahudilere bütün kuvvetlerin Venizelos tara- fından nasıl seferber edildiğinin hikâyesi açık bir şekilde suzluğuna rağmen yunanlıların İzmire çıkmasına peki demiştir. Fakat yunanlılar Anadolu Seferini hiç bir zaman bir turistik seferden Odaha çok ciddiye almamışlardır. istedikleri şu olmuştur: o Türkiyenin elinden her türlü mukavemet imkânı alınsın, ondan sonra yunanlılar' kol- larım sallaya sallaya, kahramanca Anadolu içine yürü- sünler! Hadiseler bu şekilide gelişmeyince ve türkler si- lâha sarılınca yunanlılar derhal müttefiklerine dönmüş- ler ve "imdat!" diye haykırmaya başlamışlardır. Türklerden mukavemet görür görmez, Venizelos baş dostu ingilizlerden İzmire kuvvet göndermelerini istemiş- tir. Halbuki İzmire yunanlıların çıkması iznini koparın- caya kadar Venizelosun hep söylediği, yunan kuvvetleri- nin Anadolu içinde nizam ve asayişi koruyacakları, ora- ya medeniyeti götürecekleri olmuştur. Nitekim bu husus, fransız "La, Revue des Deux Mortdes" dergisinin 15 Ara- lık 1920 tarihli sayısında açıkça belirtilmektedir. Dergide şöyle denilmektedir: "M. Venizelosun kendi vatanı için beslediği büyük iddialar, Büyük Britanyanın şark politikası ile de bağ- daşmış ve o sayede gerçekleşmiştir. M. Venizelos İzmire çıkmayı ve ingilizleri türk milliyetçiliğinden kurtarmayı teklif etmiştir." Bundan dolayıdır ki Anadoluya ayak basan yunan or- dusunun vuruşma mecburiyeti karşısında kalması üze- rine Venizelos ilk iş olarak İngilizlerden yardım istemiş- tir. Eğer yunan dostu Lloyd George'a kalsaydı, İngilizler belki de İzmire bir "yunanlıları kurtarma seferi" tertip- leyebilirlerdi, Ama bir yandan bu "hilâle, karşı haç" kam- panyasının, İngiliz idaresinde yaşayan müslümanlar ara- sında derin akisler yaratması, diğer taraftan. İngilterenin yeni bir harbe hiç istekli olmaman buna imkân bırakma- mış ve Yunanistan türklere karşı kendi kaderiyle başba- şa kalmıştır.