HAFTANİN İÇİNDEN Türk-Amerikan Münasebetleri Başbakan İsmet inönü, türk - amerikan münasebetleri- nin tadsız halde olduğu bir sırada Washington'a gi- ki arzusu i irlina in saklam. fayda yoktur. 8a- eğil, hâdiselerin bede ta- mamen veya lm bilen sorumlu vi im- ya yetkili ki seler de Amerikaya karşı şu anda derin bir kırgınlık duy- maktadırlar. "Sokaktaki Adam" Başkan Johnson'un davetini ka- bul ettiğinden dolayı İnönüye hisleriyle kızgındır. Bugün halk arasında Amerika ve Başkan Johnson ile ilgili ola- rak nelerin konuşulduğunu bilmek şaşırtıcıdır, o Ameri- kanın ve Başkan Johnson'un Türkiyedeki geniş kütleler nezdindeki itibarı hiç bir zaman bu. kadar düşük olma- mıştır. Bunun ruslar lehine bir prim yaptığını osanma- mak lâzımdır. Ama "Sokaktaki Adam" Türkiyenin pak sız yere maraz kaldığı muamele den n dolayı Amerikay: Ş e Başbakanının, Washington'a gitmek ursun, amçdikahlara selâm bile vermesinin aleyhindedir. Siyaset, sahasının bir çok sorumlusu ve yetkilisi ise Amerika böyle bir anlayışsızlık içindeyken ve Amerikada bazı ön esaslar Seçim arifesinin girdabında döner- ken Johnson - İnönü görüşmesinden bir netice çıkmaya- cağını düşünmektedir. Başbakana partilerin ileri gelen- leri, müştereken yaptıkları toplantılarda bu hususu obe- lirtmişler ve Amerikaya gitmesine taraftar olmadıkları- nı söylemişlerdir Geniş bir avdın zümresi aynı fikri paylaşmaktadır. Üniversitelerde Türkiyenin dış o politi- kasıyla alâkalı acık oturumlarda veya konferanslarda A- merikayı şiddetle veren sözlerin gençler tarafından da- kikalarca, avuçlar patlatıhncaya kadar alkışlanması dik kati çeken bir noktadır. aşbakan İnönü bütün bunlara rağmen Amerika Cumhurbaşkanıyla görüşmekte fayda mülâhaza etmiştir. Başkan Johnson tarafından Türkiye Başbakan gönderilen son mesajın türk amerikan münasebetleri- ne, faydalı bir tesir Mesajda kullanılan üslüp ve seçilen eda türk devlet a larını derin surette rencide etmiştir. Bunu. Başkan John son'un "samimiyet'* şeklindeki izanıyla geçiştirmek zor- dur. Türkiye, kendisiyle böyle konuşulmasından, hoşla- nan ve bunu hak etmiş olan bir memleket sayılamaz. Dostlar arasında daha nazik ve daha az kırıcı bir ifade tara kullanmakta fayda vardır.. Amerika, devlet oadara, larının hislerinin ve ruh haletlerinin beynelmilel müna- sebetlere ne kadar yakından tesir ettiğine dair pek belir li misallerle her gün karşılaşmaktadır. Buna rağmen ge- ne böyle bir geen yapmış olması, ancak Başl k acele ma: ir riyle harekat etmemek gabi müstesna bir meziyet kazan- Metin TOKER dırmıştır ama mektup şahsi olmaktan ziyade Amerika Cumhurbaşkanından Türkiye Başbakanına bir (mesaj mahiyeti taşıdığı için kırgınlık türk milletinin (Ameri- kaya, hatta doğrudan doğruya Başkan Johnson'a kırgın- lığı şeklinde ifadesini bulmuştur. Bu bakımdan, Amerikada Türkiye Başbakanının nasıl kabul edileceğini türk halkı ilgiyle takip edecek- tir. Ama, işin bu his tarafının üstünde Başkan John- son'un mesajı asıl bir başka hususiyeti dolayısıyla hayal kırıklığı yaratmıştır. Mesaj, bir takım basit ve küçük gerçekleri, adeta maddi vakıaları Amerikanın bilmediği ni ortaya çıkarmıştır. Halbuki bunları bilmeden bir cid- di politika tabip etmenin imkânı yoktur. Türkiye Baş- bakanı cevabi mesajında bu hususu kendisine has ince ve iğneli üslubuyla belirtmekten kendini alamamıştır. Johnson'un mesajındaki bu bilgi noksanlığı, tenakuzlar, hatta gerçeklere otamamile aykırı mütalaa vb tefsirler Amerikanın liderlik vasıfları konusunu türk devlet adam iye tla, bu el dolayısıyla hayatım tehlikeye sokacak andlaşmalara i- manla imzasını atmıştır. Şimdi, bir meselede, yakından tanımak fırsatını bulduğumuz bu Amerikada (gördüğü- müz inanılmaz eksikler, niçin itiraf etmemeli ki bizi dehşete düşürmüştür. o Açılan gözlerimiz bu Amerikanın niçin Güney Doğu Asyayı kaybetmek üzere olduğunu, niçin Orta ve Güney Amerikada tarifsiz morluklarla kar- şı karşıya bulunduğunu, niçin küçük Kübayı kendisi için bir baş belâsı haline getirdiğini ve hepsinden önemlisi niçin öteki sistemin kütleler nezdinde her gün ilerleme kaydettiğini daha iyi görmektedir. Başbakan İnönünün, Washington'u ziyaret ederken Amerikaya ve onun bu- günkü lider takımına sağlam bir teşhis koyup ona göre vaziyetimizi tayin etmek niyetini de m oldu- ğunu söylemek bir hata sayılmamalıdır Başkan. Johnson İnönünün şahsında iyi niyetli, sa- mimi, bütün meseleleri açık kalpli görüşme! kararlı, sözü söz olan. itimat edilir bir muhatap bulacaktır. Tür- iye Ba ı Ameri erika ile Türkiye ara- sında yan anlaşılmış hiç bir noktanın kalmaması için itmektedir. Karşılıklı konuşma her mesel berral getirecektir nönü karşılaşmasının hiç olmaz sa bizim bakımımızdan tarihi bir mahiyet taşıması bun- dandır. Türk - amerikan münasebetleri bu ışıktan koca bir istikbâl için istikamet alacaktır. İnönü bir liderin ce- kabul ver- Türkiyedeki havaya rağmen, saretini göstererek Başkan Johnson'un davetini etme kararım böyle bir lüzumun neticesi olarak miştir. AKİS /5