Yılbaşı geldi çattı. Bu yıl eğlenme- pamadım. Tabii, gene ay sonu geldi, gene parasızız. Kocam, hiç olmaasa sinemaya gitmek istiyor. Herkes eğ- lenirken sinemaya gitmek bana da- ha acı gelecek. O gece, hattâ radyo- yu bile dinlemek istemiyorum. Zaten bayramlar, tatil günleri bizim gibi dar gelirliler için azap vesilesi olma- ya başladı. Nişanlanırken yaptığım kahverengi dantel elbiseyi giyip, uy- durma bir yılbaşı toplantısına git- mektense erkenden Uyumayı tercih ediyorum. Acaba yanılıyor muyum ? A. - Ankara Halbuki o gece mutlu olabilirsiniz. Bütün bayramlarda, tatil günle- rinde elinizdeki imkânlarla birşeyler yapabilirsiniz. Pahalı yerlere gidenler, pahalı elbiseler dikinenler her zaman mutlu olmadıkları gibi, her zaman eğlenemezler de... Yılbaşı geceleri ev- lerinde çok eğlenen aileler yanında eğlence yerlerinde sıkılanlar, evleri- ne kavga ile dönenler de çoktur. Şim- di derhal yeni bir karar alın ve yıl- başında, evinizde eğlenin.İlk önce evdekiler için sade, fakat değişik bir yemek üstesi düşünün: Biraz içki, biraz yemiş, biraz çiçek alın. Sine- maya gitmek istemiyorsanız, gitme- , ama eşinizi neşe ile, yeni bir el- bise ile karşılayın. Sakın gülmeyin, eski elbiselerinizden yeni bir yılbaşı elbisesi dikinebilirsiniz. Bunu birkaç saat içinde kendiniz de yapabilirsiniz. Meselâ on senelik kahverengi dante- linizin üst kısmını çıkarır atar. onu hafif büzgülü bir etek olarak, beyaz bir bluzla, inci kolye ile açarak giyi- nebilirsiniz. Krem rengi satenden ya- pabileceğiniz küçük bir bluzla bu kı- kirk gayet şık olur ve daha ileride işinize yarar. Siyah sveterinizin ya- kasına incili bir yaka, bir çiçek ilâve ederek de o gece > değişik olabilirsiniz. Muhayyelenizi ve yaratıcı zekânızı kullanın. Elbise dolabınızı gözden ge- çirin, ufak bir çaba ile neler yapabi- leceğinize hayret edeceksiniz» Tatil günlerinde, bayramlarda mutlu olmak aile için bir ödevdir. Bunu itiyad ha- line getirin. M. Sunullah Arısoy'un Yeni Kitabı TEDİRGİNİN BİRİ Uzun Hikâye ÇIKTI 250 Kuruş AKİS/8 Zavallı kocacığım demek evlenmeden evvel, bir sabah kahvaltısı bile etmezdin!.. Şu tatlı uyku... Âdettir, yort dışına işi düşen, yurt dışı geziye çıkan herkese, dönüşte «telemlerini sorarız. Dikkat ettinizse, cevap, aşağı aynıdır. Gidenler" yabancıların en çok çalışkanlıklarını överler. ynı zaman- da, kendi kendimizi bir nevi tenkiddir, daha fazla çalışma özlemidir. Doğrudur... Dış memleketlerde, daha doğrusu, genel olarak, bizim görmeye özendiğimiz memleketlerin çoğunda, göze çarpan ilk şey "çalış- kanlık" tır. Bu çalışma enerjisini, yalnızca "eser" değil, insanın kendi- sinde, bar an izleyebilirsiniz. Adam tatilde boş durmaz, hiç olmazsa bah- çesiyle uğraşır, evini boyar, bir işle oyalanır. Kırda bayırda boş oturmaz, spor yapar. Halk, sabah karanlığında işinin başındadır. ir süre, erikada, bir küçük şehirde yaşadım. Okullarda çift tedrisat, üçlü tedrisat filân olmadığı halde, dersler sabahleyin 7.80'da' başlıyordu. Evimiz okula, civardaki bütün evler gibi, otobüsle yarım saat çekiyor;- kışın karlara bata çıka, otobüs durağına varmak ise biri çeyrek saati rahatça içine alıyordu. çocuk derslere yetişebilmek için zifiri karanlıkta kalkardı. Ama ayni saatlerde sokaklar, kucakla- rındaki küçük çocukları bir bakıcıya teslim ederek işe yetişmeğe çalışan kadınlarla, büyük, küçük insanlarla doluydu. Sabah gazeteleri saat 6'da muhakkak evlere dağıtılmış olur, bu işi de, bütün Amerikada olduğu gi- bi, onbeş yasından küçük çocuklar yapardı. Şimdi gelelim şu bizim yaz saati, meselesine... Muvafik, muhalif, bu saate direndik durduk. Hani, daha fazla çalışma özlemi içindeydik? Ha- ni, uzun yıllar, İngilterenin sıkıntılı günlerinde. kömürünü yakmayıp ih- raç ettiğini, çeşitli fedakârlıklara katlanıp nihayet feraha çıktığını yazıp çizmiş, bizi ayni yola götürecek hükümetlerin hararetle yanlarında ola- cağımızı söylemiştik,?. Bırakın daha fazla çalışmayı, bırakın karanlıkta işbaşı yapmayı, öyle görülüyor ki, henüz bizim, ortalık ağarırken yatak- tan kalkmağa bile niyetimiz yok. Başka memleket ayni usülü tatbik et- ydi, o zaman onu överdik. Ama bu bize yirmi milyon kâr getirmiş, duy- muyoruz bile.. Ah şu tatil, uyku! Jale Candan AKİS/33