Temel Prensipler Jale CANDAN 27 Mayıs devriminin yarattığı ortam içinde memleketin değişik bölge- lerinde birdenbire olumlu bir şekilde varlıklarını gösteren (aydın imamlar, halk eğitimi konusunda din adamının oynıyacağı rolü bize göstermiş bulunuyorlar. Din adamını çağımızın uygarlık seviyesine ya- kışır bir şekilde yetiştirmek bizim için kaçınılmaz bir ödevdir. o Din adamı maddi bakımdan daha çok tatmin edilmeli, komplekslerden kur- tarılmalı ve yeni bilgilerle aydınlatılmalıdır. Halk kütlelerine (kadını çarşaflamayı, hastalanınca iğne yaptırtmamayı, şeriatın şartlarını yerine getirmeyi ve memleketin yapacağı her yeni hamleyi gerici bir davra- nışla baltalamayı telkin eden vaızlar bulundukça, toplum kalkınma- sında başarı kazanmamız imkânsızdır. Hele bu elverişli ortam içinde oy avcılığından başka iman ve inançları olmayan bazı politikacıların insafa geleceklerini ve gerici siyasetlerinden vaz geçeceklerini beklemek pek safça bir hareket olur Din adamını iyi yetiştirmek prensibi zaten hükümetin programın- da da yer almış bulunmaktadır. Ne var ki, din adamını gerçek bir din adamı gibi yetiştirmek ve türk toplumunu, din mefhumundan haber- siz din adamı âfetinden kurtarmak kaygusu son günlerde gene istis- karılmak istenmektedir. Din işini devlet isine karıştırmak amacını gü- denler, üniversitelere din dersleri koydurtmak istiyenler, hem de Bü- yük Meclisin temsilcileri olarak, turada burada konuşmakta ve halkın hislerini istismar etmeye çalışmaktadırlar. Bunlara karşı ne yapılabi- lir? Birçok aydınlarımız bugün bu, gerçekten gülünç "geriye dönüş" ve istismar çabalan karşısında umutlarını, hatta demokrasiye olan inançlarını kaybetmektedirler. İçlerinde, açık veya kapalı şekilde, oto- riter bir rejimin, yasakların, tedbir kanunlarının meseleyi oOkökünden halledeceği fikini savunanlar da vardır. Bence yapılacak şey, çok daha basittir ve bunu "çalışmak" kelime- sinin içinde toplamak mümkündür. Halk eğitimi dediğimiz zaman ak- la yalnız okur - yazarlık gelmemelidir. eo Devrimlerimizi, oOAnayasayı, demokrasi prensiplerini bilmek ve geniş halk kütlelerine anlatmak Zo- rundayız. Aydınlarımızın bile değişmez temel prensiplerini zamana, ze- mine ve bazen de çıkarlarına göre değerlendirdiklerini gördükten son- ra, asıl meselemizin bu olduğunu kolayca anlıyabiliriz. Türkiyede din işleri devlet işlerinden ayrılmıştır. Din ve vicdan hürriyeti mutlaktır. Bu, dinsizlik demek değildir. Devrimlerimizden bunca yıl sonra bu en basit gerçekleri kâfi derecede anlatamadığımız, o bilmediğimiz bugün apaçık meydandadır. Gerçi bu yalnızca bize has bir özellik değildir. En ileri toplumlarda en basit gerçeklerin tekrar edildiği ve halkın temel prensipler üzerinde aydınlatıldığı görülür. Bunun için kurulmuş teşki- lâtlar vardır. İstismarcıları, fırsatçıları sindirip susturmak değil, silâh- sız bırakmak lâzımdır. Bunun için de en aşağı onlar kadar çalışmak ge- rekir. değişik ve güzel parçalar da Beyoğ- lunda açılan devamlı bir sergide sa- tışa çıkarılmış bulunmaktadır. Doku- macılık kurslarının İstanbul şehri i- çinde boş zamanı değerlendirmek is- teyen ev kadınları için de açılması dü- şünülmektedir Bugün Hblkayön işine en çok önem veren Amerikada bile el sanat- larını yaşatma tesisleri büyük faali yet göstermektedirler. Günden güne mik ve sosyal faydası ise açıktır. Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yay ma Tesisi bugün tamamiyle klâsik bir çalışma yapmakta ve değişik böl- 28 gelerde oynanan türk halk oyunları- nı, tıpkı toprak altında gizli kalmış bir eski eser gibi meydana çıkarıp ta- nıtmaya savaşmaktadır. Oyunlar o- tantiktir, hiçbir değişikliğe, yeniliğe gidilmemiştir. Bunlar hakkında ince- lemeler yapılmakta, müzik, film ve fotoğraf arşivleri meydana Oo getiril- mekte, kaybolma tehlikesiyle (o karşı- karşıya kalan bütün halk oyunlarının notaları yazdırılmaktadır. Ekipler kendi bölgelerinden gel- miş, yalnız kendi oyunlarım oynıyan amatör ekiplerdir. Halbuki meselâ, Yunanistandan gelen ekip Yunanis- tanın değişik bölgelerine ait en canlı oyunları repertuarına almış, milletler- arası bayramlara katılmak üzere ve- tiştirilmiş bir özel sanat ekibidir. Mil- letlerarası festivallere kolaylıkla katı- lacak bu tip bir ekibin bizde kurula- bilmesi ancak çok derin ve mânalı türk halk oyunlarını tesbit edip de- gerlendirdikten sonra mümkün olacak ve bugün toplanan arşiv, halk oyun- larında yeniliklere de yol açacak bir kaynak değeri kazanacaktır. Halk oyunları, bunları yaratan toplulukla- rın manevi kişiliğini yansıtır. İşte bu bakımdan onları önceden tespit et- mek ve yeniliğe giderken, bu özelliği KAYDGEMMENLER, gerekir. AKİS, 6 AĞUSTOS 1962