YURTTA OLUP BİTENLER rudur. Diğeri, esrarlı bir hava verile- rek bahsedilen "Kaldor Raporu"dur. Kesin ölçüleri obulunmakla beraber ünlü ve yetkili bir maliyeci olduğun- dan hiç kimsenin şüphe etmediği Kal dor kısa bir süre Türkiyeye gelmiş, vergi mevzuatımızı incelemiş, bu ara- da kendisine Alaybey Raporu da gös- terilmiştir. Bütün bunların ışığı al- tında, yabancı uzman bir rapor ha- zırlamıştır. Bu raporun niçin açıklan- madığını anlamak zordur. Zira bunu okuyan herkes, adama kâğıt üzerin- de ne kadar hak verirse versin mem- leketin bazı realitelerini hiç bilmedi- ğini, bilhassa İhtilâlden bu yana ver- gi mükellefinin ne halde olduğunu hiç kaale almadığını hemen anlamakta- dır. Rapor gizli tutulduğundan dola- yı da, iyi niyetli düşünürlerle birlik- te başka taraklarda bez dokuyanlar - bunu istismar" konusu yapmışlar, "Bas boğazına, al vergiyi! Vergiyi vermedi mi, devretsin kerâta malı- nı.." formülüyle memleketin bütün iktsadi ve sosyal davalarının halledi- lebileceği havasını yaymışlardır. Maliye Bakanı, Alaybey Raporu- nu, aksi istikamette mübalâğaya kaç- mış olmakla beraber çok daha izanlı ve memleket şartlarına uygun buldu. Alman ekolünde (yetişmiş kıymetli maliyeci Ali Alaybey zaten yabancısı değildi. Alaybey, 1950'nin arefesinde Gelir Vergisinin esasını (o hazırlamış, sonra bunun sivri taraflarını Gelirler Umum Müdürü sıfatıyla Ferit Melen yontmuş, nihayet İsmail Rüştü Aksal da politik sorumluluğunu yüklenerek tatbik mevkiine koymuştu. Bitirdiği- miz hafta içinde Ferit Melen, Maliye Bakanı sıfatıyla (o vergi reformunda Alaybey Raporunu esas saymak ka- rarını verdi. Bu raporun, mükellef le- Başbakan İnönü Plânlamadan çıkıyor En sağlam destek hindeki aşırı tarafları daha sosyalist görüşle düzenlenecek, bizim mükelle- fin meselâ alman mükellefine benze- meyen tarafları (o -açıkgözlük gibi..- hesaba katılacak, ama ağaç kesme yerine bol meyva alma prensibi mu- hafaza edilecektir. Ferit Melen kolla- rı sıvadı ve teşkilâtıyla birlikte ça- lışmaya koyuldu. Yeni esaslar Maliye Bakam, yatırımların ve iş hayatının mümkün nisbetinde teş- vik edilmesini, bunu sağlamak için gerekil (oOmuafiyetlerin tanınmasını, ihracatı arttıracak, o sanayiin belini doğrultmasını mümkün kılacak ted- birlerin alınmasını uygun görmekte- dir. Bitirdiğimiz haftanın sonlarında bir gün Ferit Melen, maliye ve vergi anlayışını şöyle anlattı: "— Verginin, devlet masraflarına mükellefin, yani vatandaşın iştiraki olduğunu kabul eden klâsik tez bugün kuvvet kazanmaktadır. Bir ara, ver- ginin sosyal oamaçları üste çıkmıştı. Fakat tatbikat, bunun neticesi vergi varidatında azalma olduğunu göster- di. Şimdi, sosyal amaçlar başka yol- lardan karşılanmakta, vergi devle- tin masraflarına karşılık tutulmakta- dır.." Bu görüştür ki, Plânlama Kurulu- nun çalışmalarında Ferit Meleni bazı noktalarda Ekrem Alicanın yanına itti. Meselâ, Tarım sahasındaki çatış- ma, prensibi bakımından böyle çıktı. Ferit Melene göre tarım gelirleri ver- gilendirilirken sadece (okazançlardan devlet masraflarına iştirak payı a- lınmalıdır. Yoksa Oo vergiler, Toprak Reformunun bir aracı olarak kabul edilmemelidir. Maliye Bakanı şöyle dedi: — Toprak Reformunu gerçekleş- tirmek için Anayasa bize bütün yet- kileri vermektedir. Arazi istimlak e- dip bunun parasını on yılda, taksitle ödeyebiliriz. O halde, vergi (oyolunu seçip bütün bir le dejenere et- mekte fayda yoktu Ferit Melen böyle söylemekle be- raber, 5 yıllık plânın iç finansmanı- nın mutlaka karşılanması gerektiği- ni hususunda Plâncılarla beraberdir. Melen, Plânı da mükemmel bulmak- çok iyi hazırlandığını bilmek- tedir. Bu suretle düğüm noktası, bu- lunması gerekli paranın nereden sağ- lanacağı konusudur ki Melen, aşırı- lıklara gitmeden bunu iyi ve rasyo- nel reformlarla başarabileceği kana- atindedir. Alaybey Raporunu bunun neticesi olarak esas almıştır ve Mec- lise sunacağı tasarıları böyle bir zih- niyetle hazırlamaktadır. Bunu yaparken çok konuşmamak, gerekeni söyleyip (o elzem olmayanı AKİS, 6 AĞUSTOS 1962