6 Ağustos 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

6 Ağustos 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Resmi temaslarını yaptı. Bakanın geleceği daha evvelden bilindiğinden gerekli tedbirler alınmıştı! Valilerin verdikleri raporlar her ne kadar durumu resmi ağızın ifade edebileceği kadar ifadeye çalışıyor- sa da, pek çok gerçeğin sadece şöy- lece yanından gelip geçmekteydi. Kurutluoğlu bunu gezisi (o sırasında daha alt kademelerle yaptığı temas- larda ve halkla konuşmalarında bul- u. Bakan Gaziantepten Maraşa, Ma- raştan Urfaya geçti. Antep, Maraş, Urfa şâkilerden ziyade okaçakçılar- dan şikâyetçiydi Sınır şehirlerinde kaçakçılık bir meslek halindeydi. Daralan iktisadi zorunluk (oçemberi kaçakçıları biraz daha gözü pek, bi- -az daha cesur, 'biraz daha cüretkâr " — Bunlar, hapishaneden kaçıp, dağa çıkmış, bundan dolayı kanuna karşı savaşan insanlar değildir. Dü- pedüz eşkiyadır ve neredeyse bunu meslek, hatta babadan oğula intikal eden bir miras haline getirmişlerdir." Bakan Siirt dolaylarında bir ger- çek daha öğrendi. Köylü burada do- laşan eşkiyayla zaman zaman birlik oluyordu. Bunun o sebebi muhtelifti. Yataklık yapanlar, bunu ya korku- dan veya eşkiyanın dillere destan o- lan hikâyelerine hayranlığından ya- pıyordu. Öyle ki ünü bütün Doğuyu sarmış Koçero için Siirt havalisinde- ki köylü: "— Dünyadan namus o kaybolsa Koçero bulup çıkarır. O mazlumun babası, zalimin düşmanıdır" demek- tedir Şaki Davudo gazetecilerle birlikte Bir kahraman daha... yapmıştı. Sınır boyunca alınan ted- birler bir bakıma tesirini göstermişti. Göstermişti ama anadan doğma ka- çakçı, bunları hiçe saymayı gene be- ceriyordu. Şakiler Ve kaçakçılar ( birbiriyle pek dosttular. Dostlukları aynı güce karşı koymadan ileri geliyordu. Yok- sa, şakiler bol paralı kaçakçıyı soy- ma fazla arzuluyor, o üstelik kıstırdığı yerde de bundan geri kal- mıyordu. Bakan Urfadan sonra, şakilerin üs ittihaz ettikleri Siirt iline yönel- di. Siirt ve civarındaki dağlar uzun zamandan beri eşkiya için mesken e- dinilmişti. Dağda her kovukta eli si- lâhlı bir kanun kaçağına rastlamak mümkündür. İlgililer Bakana şu ger- çeği açıkladılar: 22 Kötü idarelerin, kötü zihniyetin, kötü memurun ve cehaletin destek olduğu düşünce, kendisini ezmeğe çalışana karşı Koçeroyu esatiri kah- raman yapıvermiş, üstüne şarkı düz- dürmüş, çocukları korkutmak için kullanılan isim haline (o getirivermiş- tir. Bir memur rüşvet almağa mı yel- tendi, köylünün ağzından "Afi Ko- çero.. Vah Koçero" düşmüyordu. Jan- darma biraz sert mi davrandı, "Ah Davudo.. Vah Davudo" sedası yeri göğü sarıyordu. Bütün bu düzen içinde kırık dö kük emniyet tedbirleriyle Siirt dağ- larını temizlemek gerçekten güç ola- caktır. Kısasa kısas Bir başka gerçek Hükümet kuvvet- lerini ve Devlet otoritesini Doğu illerinde güç durumda bırakmakta- dır. Ağa takımı, kendisine karşı kon- mayı şanına yedirememekte, Hükü- met ve Devlet li yerine işini kendi görmekte Vanın Erciş de kendinğin- den teessüs etmiş bir "gece sokağa çıkma yasağı" mevcuttur. Saat S su- larından sonra halk evlerine çekil- mekte, dışarı adımını atmamaktadır. Birkaç hafta evvel, (eşkiya Ercişin kudretli ağalarından Mehmet Erdin- cin evini basıp iki arap atını kaldır- mıstır. Erdincin buna karşılık tepki- "— Ben bunu onların yanına ko- mam.. İki yerine on arap atını geri almazsam yuf bana" olmuştur. Er- dinç ağanın Hükümet kuvvetlerine ihtiyacı yoktur. Kendi işini ir. Sonra.. halkı eşkiya "ha bastı, diye gece uykularından olacaktır. Köylünün bir şikâyeti daha var- dır. Ellerinden alınan silâhları. Eşki- ya köylüden silâh alındıktan sonra rahatça at oynatmağa (başlamıştır. O zaman bütün yalvarıp yakarmalara rağmen Hükümete dert anlatılama- miş, silâhlar toplanılmıştır. Çare İçişleri oBakanı (Kurutluoğlu bütün bunları gördükten sonra bazı ted- birlerin alınması için daha yoldayken karar verdi. Kafasında meseleyi der- leyip toparladı. imdi doğu illerimizde bazı ille- rin valilerinin değiştirilmesi Ve daha dinamik, gözü pek idarecilerin orala- ra gönderilmesi düşünülmektedir. Ay rıca usun zamandan beri oy mesele- lerinin işlemesine omanı olduğu bir kanunun tatbikine geçilecektir. Men-i Şekâvet kanununun gereği kadar iş- lemesi için tedbirler alınacaktır. Ay- rica eşkiyaya yataklık yapanlar ağır surette cezalandırılacaktır. Bütün bunların dışında askeri birlikler jandarmaya yardımcı ola- caktır. Doğuda bu konuda Ordu şim- diye kadar boşu boşuna bir kenara bırakılmış bir kuvvettir. Ordunun meseleyle yakından ilgilenmesi büyük pürüzleri ortadan kaldıracaktır. Kurutluoğlu, gezisi sırasında ve döndükten sonra verdiği küçük de- meçlerde meseleyi fazla Önemseme- diğini belirtmek istemiştir. Ama haf- tanın sonunda başkentte bir düğünde Çalışma Bakam Ecevit Kabine ar- kadaşına yaptığı bir şakayla gerçe- ği mizah yolundan ifada etmiştir. E- cevit, Kurutluogluna: "— Sahir bay, gezide sen mi eş- kiyayı, eşkiya mı seni kovaladı? Al- lah aşkına doğru söyle.." demiş ve etrafta bulunanlar nükteye uzun u- zun gülmüşlerdir. AKİS, 6 AĞUSTOS 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: