YURTTA OLUP BİTENLER Resmi temaslarını yaptı. Bakanın geleceği daha evvelden bilindiğinden gerekli tedbirler alınmıştı! Valilerin verdikleri raporlar her ne kadar durumu resmi ağızın ifade edebileceği kadar ifadeye çalışıyor- sa da, pek çok gerçeğin sadece şöy- lece yanından gelip geçmekteydi. Kurutluoğlu bunu gezisi (o sırasında daha alt kademelerle yaptığı temas- larda ve halkla konuşmalarında bul- u. Bakan Gaziantepten Maraşa, Ma- raştan Urfaya geçti. Antep, Maraş, Urfa şâkilerden ziyade okaçakçılar- dan şikâyetçiydi Sınır şehirlerinde kaçakçılık bir meslek halindeydi. Daralan iktisadi zorunluk (oçemberi kaçakçıları biraz daha gözü pek, bi- -az daha cesur, 'biraz daha cüretkâr " — Bunlar, hapishaneden kaçıp, dağa çıkmış, bundan dolayı kanuna karşı savaşan insanlar değildir. Dü- pedüz eşkiyadır ve neredeyse bunu meslek, hatta babadan oğula intikal eden bir miras haline getirmişlerdir." Bakan Siirt dolaylarında bir ger- çek daha öğrendi. Köylü burada do- laşan eşkiyayla zaman zaman birlik oluyordu. Bunun o sebebi muhtelifti. Yataklık yapanlar, bunu ya korku- dan veya eşkiyanın dillere destan o- lan hikâyelerine hayranlığından ya- pıyordu. Öyle ki ünü bütün Doğuyu sarmış Koçero için Siirt havalisinde- ki köylü: "— Dünyadan namus o kaybolsa Koçero bulup çıkarır. O mazlumun babası, zalimin düşmanıdır" demek- tedir Şaki Davudo gazetecilerle birlikte Bir kahraman daha... yapmıştı. Sınır boyunca alınan ted- birler bir bakıma tesirini göstermişti. Göstermişti ama anadan doğma ka- çakçı, bunları hiçe saymayı gene be- ceriyordu. Şakiler Ve kaçakçılar ( birbiriyle pek dosttular. Dostlukları aynı güce karşı koymadan ileri geliyordu. Yok- sa, şakiler bol paralı kaçakçıyı soy- ma fazla arzuluyor, o üstelik kıstırdığı yerde de bundan geri kal- mıyordu. Bakan Urfadan sonra, şakilerin üs ittihaz ettikleri Siirt iline yönel- di. Siirt ve civarındaki dağlar uzun zamandan beri eşkiya için mesken e- dinilmişti. Dağda her kovukta eli si- lâhlı bir kanun kaçağına rastlamak mümkündür. İlgililer Bakana şu ger- çeği açıkladılar: 22 Kötü idarelerin, kötü zihniyetin, kötü memurun ve cehaletin destek olduğu düşünce, kendisini ezmeğe çalışana karşı Koçeroyu esatiri kah- raman yapıvermiş, üstüne şarkı düz- dürmüş, çocukları korkutmak için kullanılan isim haline (o getirivermiş- tir. Bir memur rüşvet almağa mı yel- tendi, köylünün ağzından "Afi Ko- çero.. Vah Koçero" düşmüyordu. Jan- darma biraz sert mi davrandı, "Ah Davudo.. Vah Davudo" sedası yeri göğü sarıyordu. Bütün bu düzen içinde kırık dö kük emniyet tedbirleriyle Siirt dağ- larını temizlemek gerçekten güç ola- caktır. Kısasa kısas Bir başka gerçek Hükümet kuvvet- lerini ve Devlet otoritesini Doğu illerinde güç durumda bırakmakta- dır. Ağa takımı, kendisine karşı kon- mayı şanına yedirememekte, Hükü- met ve Devlet li yerine işini kendi görmekte Vanın Erciş de kendinğin- den teessüs etmiş bir "gece sokağa çıkma yasağı" mevcuttur. Saat S su- larından sonra halk evlerine çekil- mekte, dışarı adımını atmamaktadır. Birkaç hafta evvel, (eşkiya Ercişin kudretli ağalarından Mehmet Erdin- cin evini basıp iki arap atını kaldır- mıstır. Erdincin buna karşılık tepki- "— Ben bunu onların yanına ko- mam.. İki yerine on arap atını geri almazsam yuf bana" olmuştur. Er- dinç ağanın Hükümet kuvvetlerine ihtiyacı yoktur. Kendi işini ir. Sonra.. halkı eşkiya "ha bastı, diye gece uykularından olacaktır. Köylünün bir şikâyeti daha var- dır. Ellerinden alınan silâhları. Eşki- ya köylüden silâh alındıktan sonra rahatça at oynatmağa (başlamıştır. O zaman bütün yalvarıp yakarmalara rağmen Hükümete dert anlatılama- miş, silâhlar toplanılmıştır. Çare İçişleri oBakanı (Kurutluoğlu bütün bunları gördükten sonra bazı ted- birlerin alınması için daha yoldayken karar verdi. Kafasında meseleyi der- leyip toparladı. imdi doğu illerimizde bazı ille- rin valilerinin değiştirilmesi Ve daha dinamik, gözü pek idarecilerin orala- ra gönderilmesi düşünülmektedir. Ay rıca usun zamandan beri oy mesele- lerinin işlemesine omanı olduğu bir kanunun tatbikine geçilecektir. Men-i Şekâvet kanununun gereği kadar iş- lemesi için tedbirler alınacaktır. Ay- rica eşkiyaya yataklık yapanlar ağır surette cezalandırılacaktır. Bütün bunların dışında askeri birlikler jandarmaya yardımcı ola- caktır. Doğuda bu konuda Ordu şim- diye kadar boşu boşuna bir kenara bırakılmış bir kuvvettir. Ordunun meseleyle yakından ilgilenmesi büyük pürüzleri ortadan kaldıracaktır. Kurutluoğlu, gezisi sırasında ve döndükten sonra verdiği küçük de- meçlerde meseleyi fazla Önemseme- diğini belirtmek istemiştir. Ama haf- tanın sonunda başkentte bir düğünde Çalışma Bakam Ecevit Kabine ar- kadaşına yaptığı bir şakayla gerçe- ği mizah yolundan ifada etmiştir. E- cevit, Kurutluogluna: "— Sahir bay, gezide sen mi eş- kiyayı, eşkiya mı seni kovaladı? Al- lah aşkına doğru söyle.." demiş ve etrafta bulunanlar nükteye uzun u- zun gülmüşlerdir. AKİS, 6 AĞUSTOS 1962