YURTTA OLUP BİTENLER, cak ve bir darbe, yahut ihtilâl sözle- rinin mahiyetini açıklayacaktır. Böy- lece, kısır çekişmelere ve sonu gel- mez dedikodulara bir nokta koyduk- tan sonra yüzünü iktisadi meselelere çevirecektir." Haftanın bittiği gün Başbakan, pazartesi sabahı Devlet Plânlama Dairesinde yapılacak büyük toplan- tıya bizzat başkanlık edeceğini bil- dirdiği gibi öğleden sonra bazı Ba- kanlarla özel sektör temsilcileri ara- sındaki Uç aylık mutad toplantıya da başkanlık edeceğini haber verdi. İnö- nü bu çalışmaların tamamına katıla- cak' ve durumu bizzat tesbit edecek- tir. Başbakan, muhtemelen hafta so- nunda İstanbulda bir kaç yeni tet- kikten sonra gene radyoda millete ik- tisadi hayatın yeni ve esaslı şartları hakkında geniş bilgi verecektir. Bugünden bilinen İnönünün, har Bakanlığa ait yatırım ve ihalelerin süratle piyasaya intikali için ociddi sahasındaki Bakanlıkların o yatırım ve ihale durumunu yakından takip edecek, üç ayda bir Başbakana rapor verecektir. Varlık içinde, Bakanla- rın ve Bakanlıkların iyi çalışmaması neticesi çekilen darlık bu suretle orta- dan kaldırılacak, devletin aslında sa- hip olduğu imkânlar nihayet kıymet- lendirilecektir. Haber, tam bir ümit havası ya- rattı. Başbakanlık Yeni tarz Uzun yıllardan beri Türkiyede ilk defa olarak bir Başbakan, hem de bir koca partiye sahip Başbakan bir yere gitti ve orada hayat dur- madı. Bindirilmiş kıtalar halinde halk, köyünden kentinden alınıp geti- rilmedi. Sokaklar odonatılıp zafer taklan kurulmadı. Sonradan mezba- haya satılan develer, danalar koyun- lar kurban edilmedi. Hatta. Başbaka- partisinin mahalli büyükleri "Böyle şey olur mu? Niçin bize ha- ber vermiyorlar? Halk, şimdi bize kı- zacak.." diye sızlandılar. Ama Er- zuruma, iki gün süren bir “vazife gezisi" yapan İsmet İnönü aralarına vazife görmek üzere gittiği kütle ta- rafından sadece görülmemiş değil, nı zamanda inanılmayacak bir sev- giyle karşılandı: Üçüncü Ordunun ko- mutanları ve subayları! Parti büyükleri ancak ziyaretin ikinci günü kendilerini (gösterdiler. Kandillideki otatbikata gidilmişti. -Kandilli, Yedek Subay kuralarında yürek hoplatan bir isimdir. Orayı çe- kenler önce Boğaz sahillerini hayal e- 6 ' derler, sonra gidecekleri yerin Erzu- rum Kandillisi olduğunu öğreniverir- ler-. Başbakan İnönüyü, 6. Zırhlı Tu- gayın bir bölüğü, tören bölüğü ola- rak karşıladı. Bu arada İnönüye bir grup daha karşı çıktı. Bunlar, bindi- rilmiş kıtalar halinde tatbikat sahası- na sokulmuş C. H. P. li vatandaşlar- dı. Kamyonlarının önüne büyük bir C. H. P. flâması asmışlar, öbek halin- de şeref kıtasının sonunda beklemek- teydiler Başbakan İnönü, evvelâ tören bö- lüğünü selâmladı. Subayların teker teker elini sıktı. Göğüslerindeki ko- kartlara bakarak isimlerini okudu ve kendilerine isimleriyle hitap ederek hatırlarını sordu. Bu arada Baş- bakanın dikkatini tören bölüğünün başında bulunan bir İranlı subay çek- ti. Subay İran ordusunun stajyer o- larak gönderdiği bir askerdi. kan yabancı subayı lâmlayıp, teftişini bitirince, kümelen- miş C H. P. lileri birden bire gördü ve sordu: "— Bunlar kim?" "— Efendim, halk sizi lamağa gelmiş..." Başbakan topluluğun üzerine doğru yürüdü. Birden C. H. P. liler, Başbakanı etrafındakilerden ayırdı- lar. Bir tanesi biraz fazla mübalâğay- la neredeyse ayaklarına kapanırcası- na Başbakana sarıldı. Vatandaşı di- ğer arkadaşları düşmek o üzereyken tuttular. İnönü sordu "— Nasılsınız?.. selâm- Buraya kadar DİYET Erzurum valisi, o Başbakana tahriklere o çanak tutmadığı yük ve ciddi dostluklar, de canlı hallerini Son hâdisede kimin haklı, ma gözler önüne seriliyor. uzatırlarken mutlaka lı almak, ona avuç açmak türklere kolay gelen davranışlar değildir. bi k gurur, bazen en tabi Amerika bugün, mensubu disini temsil ettirdiği kimseleri Büyük Elçinin Türk - Amerikan amerikan düşmanlığının nasıl mukabil ince, anlayışlı ortadan kaldırdığı gibi ta kendisine (o Amerikayı dedir. Amerikanın, maya çalışıldığını, memesi imkânı yoktur. amerikalılardan Bu şikâyetin yurt içinde akis yapmadığı minasebetlerini ya soktuğu ve birden bire bütün Türkiyede, beliriverdiği ve dost bir başka Büyük Elçinin eski gerek memleketin ne kadar sempatik hale getirdiği gözlerin önün- Türk halkının şu anda nasıl telkinler dışta ve içte ajanların hareket halinde olduğunu bil- Bu telkinler, bir söz filin kudretine sahip değildir. Ama filler, dış görünüşleri elbette ki dert yanmış o bulunuyor. ve yurt dışından gelen sanılırsa hata edilir. Milletler arasındaki bü- gerçekler daima göz önünde muhafaza ederler. kimin haksız Muhtemeldir ki iki taraf da kendini mübalağa tutukluğu o takdir- bulunduğu isin teferruat baz Zaman, gönüller | alı- kolaylıkla halleder. k dert bu vesileyle bir defa daha engin dostlar fakir ahbaplarına yardım elini olmalıdırlar. o Yabancıdan bir şey Mülli mukabeleden mâna çıkarır ve alınır. Madem ki bulunduğumuz blokun kudretli lideridir, ken- daha dikkatle seçmelidir. Bir o talihsiz nasıl kritik bir safha- ilk defa olarak kuvvetli bir hâlâ o hatırlardadır. Buna soğukluğu idarecilerine, gerekse halkın altında o tutul- sözden ibarettir ve o hiç iti- bariyle de olsa o sözleri doğrular vasiyete gelirlerse en kaba yalanları en akılı kimselere satmak işten bile sayılmaz. Bir koca vali, kendisine karşı takınılan tavır karşısında istifayı düşünecek hale geldiğini İsmet İnönü gibi kılı kırk yaran bir devlet adamına naklederse gerçekten ya- ralanmış (o demektir. merika, şüphesiz ki bizim mıza koşmak zorunda değildir. kı onların, her derdimizi Bunu yaptığı için olduğumuz muhakkaktır. Ama, türklerin çok iyi bil hikâyesini, gönül ister ki amerikalılar da şöyle bir okuyup inler. Bu sâdece Türkiye değil, dünya bilhassa halklarla münasebetlerinde çok karşılamak, her ihtiyacı- kendisine üzerinde politikalarını işine (yarayacaktır. tanzimde ve AKİS, 16 TEMMUZ 1962