F E Feza Yeni adımlar Geride bıraktığımız haftanın başında, pazartesi akşamı Pasifikteki o4- merikan adası Honolulu'da gökyüzüne bakanlar, bir anda sabah güneşinin doğduğunu sandılar. Yalnız, güneş do- ğudan değil, aksine batıdan doğuyor- du. Hernekadar olay aslını bilenler i- çin sadece heyecan verici olmakla kal- dıysa da, işin içyüzünü, bilmeyenler korktular, hattâ paniğe kapılanlar bi- le görüldü. Aslında bu, Amerikanın son yap* tığı hidrojen bombası denemesinden başka birşey değildi. Ancak, son dene- me öncekilerinden iki bakımdan fark- lıydı: bir kere, patlatılan hidrojen bom bası evvelki Amerikan bombalarının hepsinden daha güçlüydü. Gücü, res- mi beyanlarda I megaton -I milyon ton TNT. ye muadil- civarında ilân e- dilmekle beraber, aslında kuvvetinin 10 megaton civarında bulunduğu sa- nılmaktadır. İkinci fark, bu defa de- nemenin yer yuvarlağını çevreleyen atmosferin içersinde değil, bilâkis ha* vanın bulunmadığı ve yerçekimi te- sirlerinin de azaldığı fezada yapılmış oluşudur. 10 megaton gücündeki hid- rojen bombası bir THOR roketinin u- cunda, mahalli saatle tam 23'te Pasi- fik Ortasında Johnston adasından fezaya fırlatıldı, yerden dikine yükse- len roket 320-350 kilometre Hanolulu'da olayı izleyenler ön* ce ufukta deniz mavisi renginde bir ışık gördüler, sonra bu ışık kırmızıya, e larda uçağıyla Tasmanya üzerinden 6 bin metreden uçmakta olan bir pi- lot. 6500 kilometre uzaktan gördüğü ışığın tıpkı bir şimal fecrine benze- diğini ve "sayısız renkler ihtiva e- den harikulâde bir manzara teşkil et- tiğini" söylemiştir. Olay, o dolaylardaki halkı bu ka- dar heyecanlandırdığı gribi, dünya halk efkârı üzerinde de derin yankılar ve tepkiler yapmakta gecikmedi. Bilhas- sa toplanmakta olan Dünya Silâhsız- lanma Konferansı delegeleriyle (o Ja- pon Dışişleri Bakam denemeyi şiddet- le takbih ettiler. İşin dikkate değer tarafı, Sovyet astronotları Gagarin ve Titovun da bu propaganda vesile- sinden faydalanarak "sulh propagan- dası" yolunda ağızlarını açmaları ol- du. Denemenin amacı Amerikalıların Başkan Kennedy'nin ağzından atom ve hidrojen dene- melerini tamamladıklarını ve bu ko- 28 N nuda artık yapacakları madiğini belirtmelerine rağmen at- mosfer dışında yapılan bu Oo yüksek güçlü denemenin amacı neydi? Aslın- da bu deneme, atılan hidrojen bom- basının tahrip kabiliyetini ölçmekten çok, fezaya ait bir takını bilgileri top- lamak için yapılıyordu. o Gerçekten, kâğıt üzerinde yapılan hesaplar, fe- zada patlatılacak bir nükleer bomba- dan etrafa yayınlanacak olan X - 1- şınlarının atmosfer içersinde patlatı- lacak bombaya nisbetle çok fazla bir yoğunlukta olacağını ve çok daha u- zaklara kadar gideceğini ve temas e- çok şey kal* tabakalarında yayılan iyonlaşmış gaz zerreciklerinden meydana gelen İyo- nosfer tabakasının radyo dalgaları- nı aksettirme tesirini giderebilmesi- nin mümkün olup olmadığı incelen- mistir. Gerçekten eğer böyle bir şey kabil olsaydı, meselâ Rusların feza- da patlatacakları birkaç güçlü bom- ba yardımıyla kısa radyo dalgalarını yansıtan tabakayı -tıpkı güneş lekele- rinin tesiriyle olduğu gibi- bir süre i- çin yoketmeleri ve sonra da muhabe- re sistemleri bu yüzden işlemez hâle gelen Batılıların üzerine güdümlü mermilerini yağdırmaları işten bile olmayacaktır. (Sovyetlerin yeniden nükleer denemelere giriştikleri osıra- da Kuzey Kutbuna yakın Novaya Zel- miya Adasında yaptıkları 60 megaton Telstar roketinin modeli İnsanlığa" deceği herhangi bir cismi -bu arada meselâ, düşmanın göndereceği ve fe- zadan dolaşarak hedefine ulaşacak güdümlü mermileri- bir anda yokede- bileceğini veya hiç değilse hedefinden şaşırtacağını göstermiştir. İşte Ame- rikalıların son nükleer bomba dene- mesini bu teorik imha metodunun pratikte gerçekleştirilip gerçekleşti- rilemeyeceğini kontrol etmek maksa- dıyla yaptıkları anlaşılmaktadır. An- cak, alman kesin sonuçlar bilinme- mektedir, gizli tutulmuştur. omba denemesinde ikinci mak- sat olarak nükleer bir hücumdan ön- ce düşmanın, fezada hidrojen bom- baları patlatmak suretiyle, yeryüzü- nü çevreleyen ve atmosferin yukarı hizmet yolunda gücündeki bomba denemelerinde bu konuyu incelediklerinden kuşkulanan Amerikalıların hemen arkasından bu bere sistemlerine yaptığı tesirlerin te- orik hesaplarla bulunan değerden çok az olduğu görülmüş ve bu dene- meden sonra yapılması düşünülen mü- teakip üç deneme bire veya ikiye in- dirilmiştir. İngilizler, Hava! Adalarından, Japonyadan ve hattâ Yeni Zelanda- dan rahatça izlenebilen parıltının, bombanın patlamasıyla (o yayınlanan yüksek şiddetteki Gama ışınlarının te- siriyle atmosferin yüksek tabakala- AKİS, 16 TEMMUZ 1962