DIŞ ALEM İngilterede ananevi bir geçit töreni Yeni grubu, bunun lüzumunu savunuyor. Bir de, henüz mütereddit kütle mev- cut. Lord Beaverbrook, paralı kam panyayla hem umumi efkârı, hem de mütereddit oMuhafazakârları kendi tarafına celbetmek istiyor, Bu durumda, İşçiler de fikirlerini söylememeliler mi? Ama hayır, böy- lesine hayati bir konuda İşçilerin li- deri Gaitskeil tavşana kaç, tazıya tut demekle yetiniyor ve muhalefette bulunmanın sorumsuzluğundan fay: dalanarak siyasi yatırım yapıyor, E- fendim, Müşterek Pazara girmek şüp- hesiz düşünülecek bir konuymuş a- ma, bunun lüzumu, pek de öyle, Mac- millan'ın söylediği derecede değilmiş.. Peki, uzun lafın kısası, İngiltere Müşterek Pazara girmeli mi, girme- meli mi? Sosyalist lider bir kati va- siyet almaktan dikkatle (o kaçınıyor. Yuvarlak laflar, her tarafa çekilme- ye müsait demeçler,. Maksat, seçim günü geldiğinde, Müşterek Pazar me- selesinin her iki cephesini birden ve o ana kadar kaydedilecek gelişmeler gözönünde tutularak İktidar aleyhin- de istismar,etmek, oyu alıp kudreti ele geçirmek ve ondan sonra... ...ondan sonra, Muhafazakârlar- dan pek az. belki kıl kadar ince fark- la memleketi idare etmek. Demokra- si artık her tarafta. aynı otomobil dünyada eski Adetler için şoförler arasında bir tercih yap- mak iyi. Komşunun tavuğu.. K usursuz gibi göründüğü halde, her yerdeki kusurlara sahip olan sâdece bu ingiliz demokrasisi değil.. Hayal edilen pek çok başka husus da, pek tabii olarak yaşadığımız za- manın tesirini kendi üzerinde hisset- miş. Kulaktan dolma bilgiler, "mis mış"lı hikayeler, kendi (o dertlerimizi mübalağa edip başkalarının hiç der- di bulunmadığını sanmak, klişeleş- miş 'edebiyat parçalarını keramet gi- bi almak yanlış teşhisler koymadan başka ise yaramıyor İngiliz hayatından bir küçük mi-' sal ; İngilteredeki polislere hep hay- ranladır. Onların dürüstlüğü, neza- keti, vekarı ve halka verdikleri say- gı dillere destandır. Silâh taşımadan görev görmeleri, bu saygının neti- cesidir. İşte, bu polislerden dört ta- nesi, geçenlerde Warwick mahkeme- si tarafından beş yıl ile otuz ay ara- sında hapis cezasına mahküm edildi- ler. Bunlar, 32 ile 23 m genç adamlar. Marifetleri şu ce nöbetlerinde, beklemekle mükellef ok dukları bölgelerdeki evleri osoymak! Hakim Thesiger kendilerini malı küm ederken şunları söyledi — Bir polis, halkın malını koru- lı bizzat çalmaya kalkıştı mı, heden vareste olarak iş görmesi ka- bildir. Ama, bir defa şüphe doğdu mu, o şüphe bütün masum ve namus- lu meslekdaşlarını da gölgesi altına alır. Bu yüzdendir ki işlediğiniz suç son derece ciddidir." Doğrusu istenilirse (o İngilterede böyle bir suç, bundan yarım, bir asır önce düşünülemezdi. Ama dünya dö- nüyor ve devrin şartları, tabii muafi- yet dereceleriyle tersine orantılı hal- de her toplumda az veya çok tesir icra ediyor. İsviçrede veya İskandi- navyada, istasyon percununa bırakılan bir bavulun yirmidört saat sonra ay- nı yerde, olduğu gibi bulunduğu yo- lundaki hikayeler artık tatlı bir ha- yaldir. Bir isviçreli, bu hikâyeleri ha- tırladıktan sonra şeytan şeytan güldü ve mi dedi : — Yirmidört dakika bavulunuzu unutursanız, ona ebediyen veda et- meniz kuvwvetle muhtemeldir.;" İtalyanlara gelince onlar, "çırpı- cılık"'ı kendi turizmlerinin bir nevi “sempatik hususiyeti" haline (o getir- dikten, sonra rahat etmişlerdir! Ne rejimlerin, ne âdet ve ananele- rin, ne usullerin kusursuz isleyeni artık dünyada mevcut değil. Ameri- ka ile Avrupanın saat hesabıyla bir- leştiği, Japonyada kahvaltı eden a- damın öğle yemeğini Arabistanda ye- mesinin mümkün olduğu bir dünyada bütün manevi hudutlar yavaş yavaş kalkıyor ve üç çeşit sistem, üç yaşa- ma tarzı beliriyor: Demir Perdenin bu yanındaki hayat, Demir Perdenin o yanındaki hayat ve ortada, kendine bir hayat tarzı arayan yeni toplum- lar. Muhakkak olan, Çekoslavak kri- Zi patlak verdiği zaman İngiltere haklarında hiç bir şey - bilmediğimiz kimseler birbirleriyle kavgaya tu- tuştuklarından dolayı bizim burada siperler kazmakta oluşumuz, feci ve inanılman bir hadisedir" dediği gün- den bu yana köprülerin altından çok su akıp gitmiştir. Tuz kurutmanın birinci yolu Sistemleri, tabiatının icabı olan ku- surlara sahip. İnsanları, beşere has dertlerden ve XX. Asır hastalıkların- dan masun değil. Buna rağmen, Tür- kiyeden batı istikametinde yola çıkı- lınca her uğranılan yerde biraz daha fazla düzen, biraz daha fazla refah, bi- raz daha fazla saadet, biraz daha faz- la rahatlık, biraz daha göz kamaştırı- cı kalkınma, gelişme, iyi mânada deği- şiklik göze çarpıyor. O hiç değiş- meyecek, değişemez sanılan Patiste