16 Temmuz 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

16 Temmuz 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Merkezinde yapıldı. OECD Konseyi- nin yaptığı bu toplantıda Konsorsi- yumun kurulması ve faaliyete geçil- mesi hususu karara bağlandı. Böyle- ce Türkiye yardım konusunda olduk- ça önemli bir adım atmış oluyordu. Zira OECD teşkilâtının bir aylık ta- tile girmesi gerekmekte, bunun ge- rekli kararları, bir ay geriye atma- sı ihtimali bulunmaktaydı. Ancak, başkentte Mayıs içinde yapılan top- lantının müsbet havası ve devamlı kulis, üye devlet temsilcileri arasın- da öylesine iyi bir niyet yaratmıştı, öylesine bu işe sempati kazandırmıştı ki, merhaleler acele denilebilecek bir hızla katedildi. Evvelâ meşhur Dow- nie raporu OECDnin "İktisadi durum- ları ve gelişme meselelerini tetkik" komisyonuna sevkedildi. Rapor son derece müsbet ve büyük kolaylıklar piyasayı doldurmuş "İdealist ge- çinen şerirler"i bir tarafa bıra- kınız. Bunlar, demokratik rejimin aleyhinde olsun da hangi telden ça- larsa çalsın herkesi makbul sayıp bağırlarına basan ve onlarla birlik- te cepheler kuranlardır. e Sağcısın- kımı şimdi bu cephede birleşmiştir. Bunlar kin saçıyorlar, hırs sayıyor- lar, gayız saçıyorlar ve bilhassa ça- lımlarından olmuş bulunmanın, uğ- radıkları hezimetin tarifsiz acısını terennüm ediyorlar. Onları bir ka- lem geçelim. Asıl, üç ana fikir siyaset haya timizi tesir ediyor. Bir takım aydır "Halka rağmen, halk için" prensi- binde birleşiyor. Bu temel, bundan kırk yıl önceki devrimlerimizin fel seferidir. Atatürk reformlarını, bun dan kırk yıl önce başka bir temel üzerinde yükseltmek imkânı yoktu Harf inkılâbı, medeni kanunu kıya fet kanunu, Hilâfetin ilgası, laik- lik.. Bunlar hep, kırk yıl o öncek Türk halkının iyiliği için Türk hal kına rağmen girişilmiş hareketler dir. Eğer Atatürk o reformların bu temel üzerine değil de halkayı üzerine kurttaydı oyların yüzde be şini alır mıydı, bilinmez. Ama onu- nu, hor halde alamazdı. Bahis konu- su takım şimdi, aynı yolda ısrar e- dilmesini istiyor. Bazen öylesine heyecanlanıyor ki, devrimlerin bü- yük tatbikçisi İsmet Paşanın bile e şüphe ettiğini söylüyo sağlamakta, 5 yıllık plânın büyük bir titizlikle hazırlanmış mükemmel bir plân olduğunu bildirmekteydi. Sonuç olarak da, dımı zaruri görüyordu. 20 devlet temsilcisinin meydana ge- tirdiği komite raporu süratle müzake- re etti. Sonra karar icra komitesine yollandı. Karar müsbet olarak çıktı. OECD icra komitesi okendisine sunulan rapordan faydalanarak bir karar projesi hazırladı. Proje Konse- ye, bilinen "tatil" hikâyesi dolayısıy- la süratle sevkedildi. 10 Temmuz toplantısı son kararı verip, Konsorsiyumun teşkilini onay- layınca meselenin ilk güçlüğü atlatıl- mış oldu. Şimdi Konsorsiyuma (o bir başkan aranmaktadır. Önümüzdeki hafta içinde yapılacak toplantıda bu konu da büyük bir ihtimalle halledile- cektir. Başkanlık için bazı namzetler pı ardında" YURTTA OLUP BİTENLER mevcuttur. Konsorsiyuma dahil dev- sını sorsiyumun ileride karşılaşacağı güç- lükler ciddi ve yorulmaksızın mesai istiyen meselelerdir. Öyle ki bu baş- kanın, OECD ye üye devletler ara- sında mekik dokuması, yardım için müracaat edilecek devletlerle devam- lı temaslar sağlaması, yani kelimenin tam manasiyle "çat burada, çat ka- olması gerekmektedir. Böyle vasıfları haiz bir başkanın bu- lunması herkesten çok yardım talep eden memleketi, yani Türkiyeyi mem- nun edecektir. Meseleler Konsorsiyumun Türkiyenin ınmasıyla ilgili planı finanse et- mesi işinde karşılaşacağı bazı güçlük- ler olacaktır. Bunların başında ki- Üç cephenin üç sloganı Bir başka takım aydın, bir baş- ka havadadır. Onların prensibi, "Halkla beraber, halka karşıdır". Bunlar, kendileri pek âlâ okumuş oldukları halde halktaki en geri, en süfli ohisleri, temayülleri istismar ederek onu iptidai durumda tutma- ya çalışanlardır. Bu takım, milli menfaatlerin karşısındadır ve oçe- şitli siyasi partilerin içindedir. Ken- dilerine "Halkın partisi" adını ver- mekten çekinmemektedirler. Aslın- da halk, ihtirasları ye çıkarları için verimli bir yatırım sahasıdır ve onu ruhsuz, cansız muhafaza etmek tek gayeleridir. karaborsacının dostu, gerçeğin düş- manı ve yalanın dostu bunlardır. Halk ilerleyemediği müddetçe, hal- ka dayanarak kendileri ilerleyebi- leceklerdir. Bunlar, büyük kütlele- rin afyon yutturucularıdır. Bir de, şimdi ekseriyette olan ve kudreti elinde tutan "Halkla be raber, halk için" prensibinin taraf- 'tarları ovar. Bunlar, devrimlerin kendi hayatiyetlerini bizzat göster- meleri zamanının geldiğine inanan- lardır. Bir devrim, kırk yıl sonra kendi kendine yaşayamayacak hal- deyse toplum için bir mâna ifade etmiyor demektir. Bugün harf ın- kıtabını ve medeni kanunu, laikliği ve kıyafet kanununu referandum konusu yapınız. Bu devrimlerin yüz- de ellinin üstünde ey toplayacağı hususunda eli ateşe sokmanın en u- fak tehlikesi yoktur. İçlerinden bir kısmı, yüzde seksenin üstünde iti- bar görür. O halde, halk için olan reyi ele almaya hazırlanan devrimleri artık halka rağmen de- gil de halkla beraber muhafaza et- menin mahzuru nedir? böyle yumuşak tutum geri yüzdeyi de ortaya Elbette ki kalan çıkarmaktadır. Bu yüzde gürültü de yapmakta ve nisbetini arttırmaya çalışmaktadır. Ama, fiilen artıyor mu? Bunu söy- lemek için pek karamsar olmak lâ- zımdır. Suyun altında yatanın su üzerine çıkmasıyla, bir yeni tabakanın belirmesini bir- birine suyun üstünde etmemiş zümreler mevcut olmasay- di belki mezdi. kendisi, en azından bütün devrimlerin aleyhinde vaziyet dığı halde "Halkla beraber, halk i- çin" prensibinin savunucuları cadeleden D. P. iktidara dahi gele- Ama bir süre, devletin ta- adeta bütün imkânlarıyla, müsamahasıyla al- mü- başarıyla oçıkmışlardır. Şimdi, üstelik Hükümetin başı dev- rimci olacak ta, devrimler prim ve- recekler! Bu ihtimali varit görebil- mek için, ya pek saf, ya da aşırı karamsar olmak lâzımdır. Siyasi parti olarak C. H. P. nin solunu aradığı şu sırada, "Halkla! beraber, halk için" prensibi Kema- list partinin ve bilhassa onun, ida- genç, idealist grubunun tezi olmalıdır. Bu gün memleketin sağlam kuvvetle- rine, Orduya ve Gençliğe, geniş ekseriyetine hakim olan bu i- nanç bir politika platformu olarak benimsendiği takdirde C. H. P. yep- yeni bir dinamizmle millet tinin ön safındaki yerini alacaktır. Basının hizme-

Bu sayıdan diğer sayfalar: