rafını saranların tesiri altında kendisi Muhalefet lideri sanması olmuştur. Toplantı öğleden sonra başladığın- da Bakanlar Kurulu tam kadro halin- de hazır ve nazırdı. Bir evvelki top- lantıda tespit edilen, Başbakan Yar- redaksi- mak üzere toplantıya getirmişti. ha evvel muhtelif bakanlıklardan ge- len tekliflerin derlemesi mahiyetini taşıyan redaksiyon komitesi raporu, Mecliste Başbakan tarafından oku- nacak olan program haline getirile- cekti. Başbakan Yardımcıları hazırladık- ları taslağı Bakanlar Kuruluna sun- dular ve hemen program üzerinde ge- nel görüşme açıldı. Bazı Bakanlar söz aldılar ve bazı noktalara temas ettiler. Ancak bunların ileri sürdük- leri, teferruata mücallik noktalar ol- duğu için programa derci değil ama, kafalara nakşı uygun görüldü. Dertli ilk Bakan yeni Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Yusuf Azizoğ- lu oldu. Azizoğlu, kendinden evvel başlanmış bazı iyi işlerin devamının bir teferruat olarak kaale alınmasını istiyordu. Bu arada Sağlık Bakanlı- ğının hazırladığı ve tatbikine giriştiği bir pilot projeden de bahsetti ve bu pilot projenin ileriki yıllara da teşmi- lini istedi. Bakanlar Kurulu bu ko- nuda makul bir karar vererek mese- leyi, bir program meselesi olarak de- gil ama Hükümetin yapacağı işlev meyanında kabul etmeyi uygun gör- dü. Daha sonra Çalışma Bakanı oBü- lent Ecevit söz istedi ve programın bazı noktalarında vuzuh bulunmadı- ğından yakınarak, meselâ işçi mese- lelerinin daha vazıh bir şekilde ifade edilebileceğini söyledi. Ecevit, bu iddi- asına mesnet olarak da memlekette- ki işçi hareketlerini ve işçi problem- lerini ileri sürüyordu. Ecevitten son- ra söz alan Devlet Bakanı Raif Ay- bar da kendi sahasına giren önemli tapu ve kadastro işleriyle ilgili bazı taleplerde bulundu. Başbakan o Yar- dımcıları bütün bu istek ve dilekleri tespit ettikten sonra bu konuların bi- lâhare ele alınabileceğini, bunların Hükümet programında ifade edilme- sinde pek fayda olmadığını savundu- lar. Sonra da programın her satın ü- zerinde titiz bir inceleme yapıldı. Çalışmalar, kısa bir yemek aralı- ğından sonra tamamlandığında saat- ler sabahın birini gösteriyordu. Opel'ine binerek evine yatmaya git- ti. Ertesi gün kendisini bir çetin im- tihan bekliyordu. Programı, C. H.P Grubunda savunacaktı. AKİS, 2 TEMMUZ 1962 5) hırka: Kü TN Üzüm üzüm' Gümüşpala, fena halde şikâyet- çiymiş. Fethi Tevetoğlu kong- relerde bir akın tertiplerle ken- dini oalkışlatıyormuş, gösteriler gürültü patırdı içinde girip çıkıyormuş. Pala Pi kızmış ki kongre salonunu ter- kedip gitmiş Başa güreştiği bilinen Tevetoğlu el da rekor üstüne rekor kırıyormuş. Eh yakındır, yarin üstadı ayağında çarık, elinde asâ, sır- tında torba ile gazete fotoğraf- larına poz verirken de görü- rüz, Sahi, Tevetoğlunun eli sıkı mıdır? Britannica'ya 5 merakı var mıdır ? Hosteslerle arası na- sıldır ?.. İki ucun ortasında program, haftanın sonundaki gün, sabahın oldukça erken saatinde başkentin siyasi çevrelerince öğrenil- İnönü Başbakanlıkta Senatörün temellisi olur da... YURTTA OLUP BİTENLER diğinde müsbet karşılandı. Sâdece iki meşhur üç, birbirini ifna eden tenkit- te bulundu: Müfritt solculara göre, her şey bitmiş, rejim mahvolmuş, A- tatürk devrimi ölmüş, devletçilik ye- rini liberalizme kaptırmıştı. Bütün program, P.nin fikirlerinden verilmiş tâvizden ibaretti. Buna mu- kabil müfrit solcular, programa aynı şiddetle saldırıdılar: Her şey bitmiş, rejim mahvolmuş, hürriyet elden git- miş, kapkara - daha doğrusu kıpkızıl- bir devletçilik memleketin başına mu- sallat edilmişti. Aslında, bütün batı memleketleri Özel layıcı çalışmalarıyla kalkınması pren- sibi esas kabul edilmiştir. Bu, doğru- dan doğruya Devlet Plânlama Teşki- lâtının resmi görüşüdür ve progra- mın o kısmındaki bir çok fikir, cümle cümle Devlet Planlama Teşkilâtının- dır. Solcuların arzuladıkları Devlet- çiliğin Demir Perdenin, sağcıların ar- zuladıkları Liberalizmin ise bu asrın ötesinde kaldığı Devlet Plânlama Teşkilâtı tarafından kabul edilmekte- olan solcu müfritler, kral taraftarlığıyla fikirleri hatalı is- tikametlere yöneltmeye (o çalışmakta- dırlar. Programın bir başka noktası da- ha dikkati çekti. Programda açıkça, 27 Mayıs ihtilalinin amacına ulaşmış olduğu bildirilmektedir. Bu amaç, ba- zı macera heveslilerinin zannettirmek istedikleri gibi Türkiyenin şu veya bu meselelerini demokratik rejimin elinden alıp başka rejim içinde hallet- mek değildir. Bu, sonradan, başken- tin bilhassa 14'lere açılan cümbüşlü salonlarında iki viski okadehiyle bir kaç parça İpekli kumaş arasında ya- pılan deformasyondur. Nitekim daha sonraları, başka maceracılar da ser- güzeşt emellerini aynı paravana ar- kasına gizlemeye yeltenmişlerdir. Hü- kümet Programında 27 Mayıs İhtilâ- li, tıpkı Referandumdan geçmiş Ana- yasada olduğu gibi Kaybetmiş bir idareye milletinin direnme hakkını kullanma- sı" şeklinde ifade edilmektedir. Mem- lekette demokratik cumhuriyet niza- mı yeniden kurulduğuna göre bu ha- reket hedefine ulaşmıştır. Bundan sonra yapılacak iş, o meseleleri elbir- liğiyle, demokratik ocumhuriyet ni- zamı içinde halletmenin yolunu bul- maktır. Program, böyle bir yolu tek- lif etmektedir. Cumhuriyet nizamının esası şu- dur: Bu yol beğenilmezse, bir başka hükümet başka teklifle gelir. Ama İhtilâl, aldı Programı daha etraflı tetkik ciler tatbik edildiği takdir.