YURTTA OLUP BİTENLER Üniversite Senatosu 147'ler için yapılan toplantıda Evdeki leyhine koz olarak kullanmayı düşü- nen aklıevvellere bir hayli ogülündü. Nitekim o günkü Senato toplantısın- da Tıp Fakültesi Dekanı, aklıevvel- ler tarafından gündeme aldırılmış bu- lunan bu mesele söz konusu edilip, tahmin edilen nutuklar çekilmeye baş- lanınca, söz aldı ve bu gülünç oyu- nun içyüzünü ortaya koydu. Kız- gın Halit Ziya Konuralp, konuşma- sında Yörük lehine yapılan bu fera- gatin hiçbir kıymeti olmadığını, Zzi- ra Yörükün, yeniden kürsüsüne dön- miyeceğini açıkladığını belirtti ve ak- hevvellere iyi bir cevap verdi. Konuralp Öfke ile: — Bu bir nümune-i imtisal de- gil, düpedüz bir nümune-i rezalettir diyerek kanaatini ortaya koydu Böylece, "taktikçi allâmeler"in fo- yası meydana çıkmış oluyordu. O günkü Senato gündeminin birin- ci maddesini mahut Ferid Hakkı Say- men meselesi teşkil etti. Saat 14.30'- dan 18'e kadar devam eden Senato toplantısında ilk olarak bu mesele ü- zerinde duruldu. Burada ilk oyunbo- zanlığı Sulhi Dönimezer yaptı ve es- ki arkadaşının dâvasında "tanık" ol- duğunu, bu sebepten kendisinin gün- demin hu maddesi görüşülürken otu- ruma katılmıyacağını söyledi. Tabii bu arada Hukuk Fakültesi Dekanı Naci Şensoyun da toplantıdan çıkması gerektiğini ima etti. Şensoy ise hiç istifini bozmadan Dönmezere cevap verdi. Dönmezere kızdığı, yüzünün da- ha da kızarmasından anlaşılıyordu. Hukuk Fakültesi Dekanına göre. "bu- rası bir mahkeme değil"dI. Tıpkı bir 14 hesap çarşıya uymadı okulda disiplin kuruluna verilen öğ- retmenler hakkında karar verilirken okul müdürünün nasıl hazır bulunma- SI gerekiyorsa, kendisi de bu sebep- ten burada "ispat-ı vücut" etmişti. Şensoy ağdalı osmanlı üslübu ile bun- ları söyledikten sonra, toplantıdan çıkmıyacağını belirtti. Daha sonra oylama yapıldı ve Saymenin kürsüsü- ne dönmesi isteği reddedildi. Arap saçına dönen işler Saymen meselesi böylece okapandık sonra, asıl meseleye ge- çildi. Halit Ziya Konuralp gündem ü- zerinde söz alarak, uzlaştırıcı bir for- mül teklif ettiklerini ve 147'lerle 11'le- rin arasını bulmak için okürsülerin "ikiye ayrılmasını" teklif e akat bu meselenin gündeme alınm! mış olduğunu müşahade ettiğini A ledi. Zira Konuralp ve arkadaşları bu teklif ile hem 147'lerin kürsüleri- ne dönmelerinin sağlanmış olacağını, hem de Il'lerin birer kürsü sahibi o- lacaklarını belirtti ve teklifin niçin gündeme alınmamış, olduğunu Rek- törden sordu. Rektör Onar ise buna sâdece "Bir zühul olmuş" demekle yetindi. Aslında Hukuk İmparatoru Sıddık Sami Onar. başından beri 147'lerin safında olduğunu hareket ve kararları ile belirtmişti. Ancak İdare Hukuku Ordinaryüs Profesörü, öte yandan lIl'leri de "idare-i maslahat" yoluyla "idare" etmeyi de ihmal etmi- yordu. Doğrusu, kürsüleri ikiye bölme teklifinin gündeme alınmamasını bir “zühul eseri" kabul etmek, Onarın i- darecilik vasfına pek uygun düşü- yordu. Tıp Fakültesi Dekanı, "zühul'ü kabul etmiş görünerek fazla üzerin- de durmadı.. İstanbul o Üniversitesi Senatosu gündeminin ikinci madde- sinin A bendini teşkil eden Orhan Mü- nir Çağılın feragatnamesi işi görüşül- dükten sonra, Tıp Fakültesindeki du- ruma gelindi. Dâvalarını savunmak için gayet iyi hazırlanmış olan 1l'ler, Tıp Fakültesi Dekanı Halit Ziya Konuralpın sözcülüğü ile meseleyi or- taya koydular, I1l'lere göre Senatonun 147'leri "kürsülerine tâyin" selâhiye- ti yoktu ve Halit Ziya Konuralp, bu- nu bizzat Rektör Sıddık Sami Ona- rın İdare Hukuku kitabından örnek- ler vererek anlattı. Konuralpın konuş- ması bittiği zaman, profesörlerin ço- gunun yüzlerinden, düşünceli oldukla- rını anlamak mümkün değildi. Müteakiben, 11'lertarafından yeni bir teklif ortaya atıldı. Buna göre, 147' lerin 115 sayılı kanun gereğince ye- niden Klinik Direktörü ve Kürsü pro- fesörü olarak Senato tarafından tayin edilip edilemiyecekleri hususunun bir komisyon tarafından incelenmesi der- piş ediliyordu. Bu teklifi Hukuk Fa- kültesinden İlhan Postacoğlu yaptı. Prof. Postacıoğlunun bu teklifi Prof. Bedii Feyzioğlu, Prof, Derviş Maniza- de, Prof, Naci Şensoy, Prof, Ahmed Ardel, Prof. Halit Ziya Konuralp tara- fından desteklendi. Teklif, Rektör ta- rafından oya konuldu ve tabiatıyla reddedildi. Klikçiler, Klinikçiler halletmiyen neticesiz toplantısından sonra Tıp Fakültesinde Klinikçiler ve Klikçiler ikiliği devam edecektir. Klikçiler ta- biatıyla Krallığı teşkil eden Kâ- zım İsmail Gürkan, Ekrem Şerif E- geli vs. gibi 147'lerdir. Klinikçiler ise 11W'lerdir. Senatonun bu haksız tasarrufunu Tıp Fakültesi Dekanlığı tanımadı- gından, meselenin Devlet Şürasına intikali beklenmektedir. Ancak Kli- nikçiler, Tıp Fakültesi Dekanlığının emrinde normal mesailerini devam et- tireceklerini bildirdikleri için e let Şürasında hak aramak Klikçilere, yâni 147'lere düşmektedir. Kıbrıs Karamanın koyunu B.M.M. nin D blokunun döner kapı- sından içeri giren kısa boylu, ça- kır gözlü adam insiyaki bir hareket- le önünü ilikledi ve "Müracaat" yazılı yere doğru yürüdü. Birkaç o saniye, derdini anlatacak birisini aradıktan sonra, orada durmakta olan polisler- den birine i — Suat Hayri Ürgüplüyle görüş- mek istiyorum. Ben Kıbrıs Türktür AKİS, 21 MAYIS 1962