konusuyla ilgilenen o politikacıların birbirine karşı takındıkları tavrın bir başka çeşidiydi. Hakikaten o cuma günü başkentte, parti meclis grupla- rında buna yakın sözler sarfedildi. Mesele, C. H. P. Grubunda olduk- ça karışık bir durumla ortaya çıktı. Koalisyonunun yürümesi konusunda yapılan müzakereler ve komisyon ça- lışmaları devam ederken, A. P. li mil- letvekilleri, Af konusunda müzakere- ye oturacak olan Genel Başkanlarının, etrafını sardılar. Genel Başkanın et- rafında ziyadesiyle görülenlerin (o so- yadlarına bakılınca durum aydınlan- dı. Uzun müddetten beri Gümüşpa- lanın yanına sokulmayı aklına getir- miyen Erol Akçal - İzzet Akçalın en küçük oğludur. Genel Başkanın ya- nından ayrılmaz oldu. Neriman Ağa- oğlu, Melâhat Gedik Akçalın yardım- cılarıydı. Isrardan vazgeçilmemeli, behemehal Başbakandan söz alınma- lıydı. Haftanın ortasında siyasi lerden üçü tam manasıyla taarruza geçti. Eğer Hükümet Affı getirmez- se, kendilerii getireceklerdi. Koalis- yon vazosundaki çatlaklar, bütün di- renmelere rağmen, böylece artıyor, genişliyordu. A. P. milletvekillerinin Af konu- sundaki tutumu, uzun zamandan be- ri C. H. P. içinde mevcut bir grubu harekete geçirdi. Genç ve Muhalefet devrinde partinin alt kademelerinde dişe diş mücadele etmiş olan millet- vekilleri esasen iki aydır kaynıyor ve harekete geçmek için fırsat kollu- yorlardı. İzmirin iki genç milletvekili Necip Mirkelamoğluyla Arif Ertun- ga, bir başka Egeli milletvekili arka- daşlarını aralarına alarak harekete geçtiler. Turan Şahin - Muğla millet- vekili, bu konuda kendisiyle birlik o- lan arkadaşlarını kısa zamanda topar- ladı Hüdai Oral, Şükrü Koç, Şevki Ay- san, Kenan Esengin paçaları sıvadı- lar ve C. H. P. Grup toplantısında ve- rilmek üzere bir takrir hazırladılar. Takrire 63 milletvekili, acele imzala- rını koydular. Grup Yönetim Kurulu- na verilecek takrirde Siyasi Af konu- suna temas edilmekte ve bunun mem- leket meseleleri içinde birinci derece- de bir mesele haline getirilmesine kar- ovdukları belirtilmekteydi. o 63 C. . P. milletvekili takrirlerinde pek ii olaya temas ediyorlar ve karşıla- rında bulunan partilerin hangi yönden hareket ettiklerini açıklıyorlardı. Tak- ririn en önemli noktası, Hükümet programına güven oyu verilirken ta- kınılan tavırdı. Bu kısımda 63'ler ay- nen şöyle diyorlardı: "Büyük Meclis- ten güven oyu alan Hükümet beyan- namesinde ifadesini bulmuş her ko- nunun gerçekleşmesi için Hükümete parti- AKİS, 14 MAYIS 1962 YURTTA OLUP BİTENLER “ İnönü ve Gümüşpala toplantıdan önce Fırtınadan zaman ve imkan verilmesini en uygun yol olarak kabul ediyoruz." Aslı ve astarı . içinde birden patlak veren hatası yaparak, toplamadan önergenin metnini sına açıkladılar. Mesele duyulunca, derhal değişik bir şekil aldı ve C. H P. içinde bir kaynaşma olduğu iddia- ları ortaya atıldı. Gerçi iddialarda bi- raz gerçek payı vardı, Grup Yönetim Kurulunun tutumu genç milletvekille- rini kırıyordu. Ama, memleket mese- lelerinin halli yönünden olayları izle- yen C. H. P, li milletvekilleri sabret- meyi uygun bulmuşlardı o önergeyle ortaya çıkan olayda Grup Yönetim Kurulunun tutumu, genç milletvekil- lerini biraz daha kırdı. Yönetim Ku- rulu üyesi ve Grup Başkan Vekili İbrahim Öktem yanlış hareketle, 63 milletvekilini suçlamaya çalıştı. Ö- nerisinin Yönetim Kuruluna verilme- den Basına açıklanmasını bir zabıtla önceki sükün tevsike kalkıştı ve önergecilerin biraz daha kendilerinden uzaklaşmalarına sebep oldu. Öktemin hatalı Tai sonucu ortaya çıkan gerilim, C. H. P. içindeki olayın bir kısım basın ara fından istismarına yol açtı. lerini süsledikleri leriyle meseleyi bambaşka yönden ele aldılar. Önergeye imza koyan 63 milletve- kilinden bir kısmı bir gün sonra im- pe geri aldılar. Aslında, her iki n da varmak istediği hedefler e başkaydı. Bir kere, C. H. P. Grubunun aldığı kararın dışına çıkılmıyordu. 63 mil letvekiünden hiç biri de Siyasi Affa karşı değildi. Ancak bunun zamanını line. gelmesine karşı bulunuyorlardı Bütün bunların dışında, genç millet- vekillerinin anlatmak istedikleri bir nokta daha vardı: "Siyasi Af konu sunu işleyenler 27 Mayıs İhtilalini