seri affına bağlamıştı ama, içindeki çeşitli cereyanlar bu yoldaki gayret- leri hedefinden şaşırttı. Evvelâ, ba- siretsiz bir lidere sahip olması, A.P. Grubu içinde belli bir fikrin kuvvet kazanmamasını intaç etti. Nitekim haftanın başında yapılan Grup top- lantısındaki gergin hava da bunu a- çıkça ortaya koydu. Haftanın başındaki o salı günü A. P. Grubu saat 10.30'da toplantı- ya çağrıldı. Doğrusu istenirse, siya- si çevreler bu Grup toplantısına ziya- desiyle önem vermekteydiler. İlk söz, müfrit gruptan Mehmet Ali Aytaçın bir oönergesiyle Genel Başkan Gümüşpalaya verildi. eo Baş- kanlık kürsüsünde gene bir namlı müfrit, Ferruh Bozbeyli vardı. Meh- met Ali Aytaçın önergesi Genel Baş- kanın af konusunda Grubu aydınlat- masını derpiş ettiğinden, Gümüşpala, münhasıran liderlerarası temaslardan ve Siyasi Af konusundan söz açtı. Gümüşpala konuşmasına maziy- le başladı ve çok evvel yapılan af ile ilgili toplantılardan bahsederek ode- vam etti. A. P. nin Pala Paşası, C. H. P. nin altı şu kadar aylık zaman İçinde af konusunda pek mütereddit davrandığından şikâyetçiydi. Sonra da, liderlerarası toplantıda yapılan, af ile ilgili müzakerelerden söz etti ve İsmet İnönünün, 29 Ekimden evvel Siyasi Affı çıkarmağa gayret ede- ceğini söylediğini ileri sürdü. Bu söz- ler, A. P. li milletvekili ve senatörler üzerinde müsbet tesir bıraktı. İsmet İnönünün "yaparım" dediğini yapa- cağını pek iyi bildikleri için Pala Pa- -anın bu sözlerini bir müjde saydılar. Nevar ki, bu sırada hoşa gitmeyen hâdiseler de cereyan etti. İşlerin ken- di , hesaplarınca yolunda gitmediğini gören A. P. nin "Irkçı Ekalliyeti" he- men sabotaja başladı. Mehmet Tur- gut, oturduğu yerden konuşmalara müdahale etti ve '— C. HK. P. lilerle anlaşılamaz. Bu koalisyon C. H. P. ile yürümez" seklinde parazite girişti. Müdahaleler gittikçe artınca, Ke- mal Bağcıoğlu konuşmak zorunda kaldı. A. P. li genç Genel İdare Ku- rulu üyesi "— Susalım, dinliyelim, sakin ola- lım" şeklinde konuşunca, müfrit Tur- gut bu defa yerinden oBağcıoğluya sataştı: "— Sen sus, ukalâ!" Bu sözler iki grup arasındaki ger- gin havayı daha da kertikledi ve bir ağız dalaşına sebep oldu. Bereket mutediller araya girdiler ve çıkması mümkün bir çirkin olayı o önlediler. Fakat Bağcıoğlu bu defa Başkanlığı suçladı ve: "— Bu ne biçim Riyasettir? Kas- ten karışıklık çıkarıyor" dedi. AKİS, 14 MAYIS 1962 Erol Yılmaz Akçal Af sevdası Ortalık yatışınca gergin sinirler de gevşedi ve taraflar birbirlerinden özür dilediler. Bu arada Sakıp Önalın, ortalığı biraz daha karıştırmağa ça- lıştığı görüldü. A. P. Grupunda esen elektrikli ha- va sebebiyle mesele insicamını okay- betmişti. Zaten arzu edilen de bu idi. Halük Nurbaki Aklıselim yolunda YURTTA OLUP BİTENLER Aslında, verilmiş bir karar yoktu. Ni- tekim af ile ilgili görüşmenin 11 Ma- yıstaki liderlerarası toplantıdan son- ra yapılması galip tez olarak ortaya çıktı. Saat 13 de A. P. Grupu dağı- lırken af konusunda verilmiş bir ka- rar yoktu. Maksut bir, rivayet muhtelif Koalisyonun yaşaması için tedbirler düşünülürken, bir kere daha orta- ya sürülen af konusunda siyasi parti liderleri kısmen anlaşmaya varmış- lardı. Fakat A. P. kanadının müteca- nis olmayışı, Pala Paşanın fikrinin zikrine uymamasına sebep oldu. Pala Paşa, liderlerarası otoplantıda ka- demeli bir affa taraftar olduğunu bil- dirmekle beraber, bunu bir kere de teşkilâtına ve Genel İdare Kuruluna intikal ettirip onlardan fetva almayı uygun bulduğu için toplantının bir başka güne bırakılmasında fayda gör- dü. 11 Mayısa bırakılan toplantının ilk kısmında parti liderleri, İnönünün ile- ri sürdüğü kademeli af okonusunda prensip ihtilâfına düşmediler. Mese- le, A. P. li milletvekillerinin ifadesiy- le, bir "numara yapma kararı" şek- linde 11 Mayıs tarihli toplantıya ta- lik edildi. Nitekim 7 Mayıs Pazartesi gün- kü A. P. Genel İdare Kurulu toplan- tısında da bu konu tartışıldı. Cuma günü A. P. nin en selahi- yetli organı, İsmet Paşanın tuttuğu ışık altında kademeli bir affı tasvir eder mahiyette bir karar aldı. Ancak ısrar edilmesini istiyorlardı. bu kararın umumi efkâra sızmasında fayda bulmadıkları için "ne koparır sak kârdır" kabilinden, umumi afta ısrar edilmediği haberini yaymağı de- nediler. Böylece teşkilâtın tepkisi ön lenmiş olacaktı. Nitekim, saat 14'de ki A. P. Genel İdare Kurulu toplantı- sından çıkan Gümüşpala saat 16'da Kurulu tarafından tam yetkiyle tec- hiz edilmişti, . P. Genel İdare Kuruluna ha kim olan fikir şuydu: "Kademeli affı peki. Fakat tarihleri mutlaka tespit edilsin..." İşte haftanın sonundaki cuma gü- nü saatlerin 16'yı gösterdiği sırada toplanan parti liderleri, meseleleri be- zaviyeden mütalâa eden bir A. P Genel Başkanı ile karşı karşıya kal dılar. Çırpınışlar Şu satırların dizildiği sırada kentte siyasi hava öylesine kar- makarışik bir hale gelmiştir ki, biz- zat içinde olanlar bile neyin ne oldu- gunun farkında değillerdir..