YURTTA OLUP BİTENLER nin, küşe-i uzletine çekilmiş lideri Os- man Bölükbaşı evvelden hazırlanmış bir tebliğini teksir ettirip, Basın men- suplarına dağıtılmak üzere T.B.M.M. Basın Bürosuna gönderdi. C. K. M. P. nin aklı başına gelmişti. Parti- sinden istirahat almış olan lider Bö- lükbaşı seyahatten döner dönmez» Ha- san Dinçer ve Celâl Tevfik Karasa- ban ile bir görüşme yapmış ve son-. ra tebliğini kaleme almıştı. Tebliğde Bölükbaşının İnönü ile olan bir ko- nuşmasından bahsediliyor ve aklıev- vel Bölükbaşının af konusunda o za- manki fikirleri serdediliyordu. Bu a- --klamaya göre, Bölükbaşı ve İnönü 29 Ekimden evvel af konusunda an- laşmışlardı. Şimdi Bölükbaşı da aya- -ının tozu ile gelmiş, bu vaadi ha- tırlatarak yeni bir siyasi yatırıma gi- rişiyordu. İrikiıyım liderin af okonusundaki bu âni ve titiz davranışı Basın men- supları tarafından tebessümle karşı- landı. O sırada kapalı kapılar arkasın- da yapılan toplantıda ise C. K. M. P liderleri, Bölükbaşının tebliğinin muh- tevasına pek uygun şekilde hareket ediyorlardı. İnönü, işte bütün bunlar için me- selenin bir kere daha incelenmesinde fayda buldu ve 23 Mayıs toplantısın- da nihai kararın alınmasını istedi. Alicanve Gümüşpala da İnönü, ile ay- nı fikirde olduklarını belirttiler. Bir başka çare Bu sırada bir başka çevrenin temsil- cisi de aynı konuyla ilgili kulise devam ediyordu. Bu, Cumhurbaşkan- lığı Genel Sekreteri Nasır Zeytinoğ- luydu. Zeytinoğlu o cuma günü saat 16- da Meclise geldi ve hemen paçaları sıvadı. Sabık. İçişleri Bakanının te- masları hayli uzun sürdü. Adalet ve İ Bakanlariyle Meclisin o Şeref hayli ilgi çekici oldu. Saat 20'ye doğru sohbet- ten pek memnun ayrılmayan Zeytin- oğlu, 20.30 da Gümüşpala ile bir ko- nuşma yaptı. Egzantrik Zeytinoğlu- muı kendisine has fikirlerini A. P. Ge- nel Başkanı ile müzakfere ettiği şayi oldu. Aslında Zeytinoğlu ile Gümüşpala mülakatı bir gün evvel yapılan daha yüksek kademede bir sohbetin deva- mıydı. İşte, haftanın sonundaki o gün sa- at 16'da başlayan liderlerarası toplan- tı bunun için pek verimli olmadı. Ama kuliste mesele bir başka yönden ele alınarak incelendi. Cumhurbaşkanı, af konusunda selâhiyetini kullanacağını ve bazı hasta ve yaşlı affedeceğini bir temel atma törenin- de imâ etmişti. A. P. kanadında bu imâ, hazırlıklara girişildiği şeklinde yorumlandı. Gazeteciler, Adalet Bakanı Sahir Kurutluoğluyu Mecliste Oo yakaladılar mahkümları, ve meseleyi sordular. Adalet Bakan- lığınca girişilmiş hiç bir (o teşebbüs yoktu. Üstelik Kurutluoğlu bu siya- si tansiyon içinde bu tip bir affın mesuliyetine katılmayı arzu (oetmi- yordu. Ancak Hükümetin, çıkış za- manını Ve tatbik şeklini tespit edece- &i bir Siyasi Af, huzur tedbirleri Gümlesinden sayılabilirdi. Başkentte siyasi hava birden ger- kısas başkentte böyleyken, o gün Ulus meydanından evlerine acele adımlarla dönen Ankaralılar, ihtiyar ve âmâ bir kadının muntazam ara- lıklarla şöyle oObağırdığını oduydu- lar: "— Bayar affediliyor!.. fediliyor!.." Troleybüs direğinin dibinde gaze- te satmakta olan âmâ kadın, elinde tuttuğu bir akşam gazetesinin iri puntolu manşetini veriyordu. Bir te- sadüf, oradan geçenlerin tatlı tatlı gülümsemelerine sebep oldu. Âmâ kadının tam karşısına, naylon çanta satan bir işportacı yerleşmişti. / İşte halkı güldüren, işportacıyla âmâ ka- dının karşılıklı (o bağırışmaları Ama : Bayar af- — Bayar affediliyor!" rıyor, işportacı ise: "— Rüyanda görsen inanma!" di- ye bağırıyordu. Tesadüfün yarattığı manzara, af diye bağı- Af meselesini konuşan liderler 11 Mayıs toplantısında Vuslat bahara kaldı...