ki süratli nüfus artışının Il numaralı faktörü, halkın iyi gıda alamaması- dır. "Yok olmaktan korkan insanoğlu, neslin bekasım temin endişesi içinde çocuk yapma dürtüsüne boyun o e- ger." Ana ve çocuk sağlığı Komisyon sözcüsü, anave çocuk sağlığının çocuk davasındaki öne- mini belirttikten sonra, ana ve çocuk sağlığı merkezlerinin geniş bir prog- ramla geniş kütlelere nasıl hipat ede- bileceğini anlattı. Fakat ana ve ço- cuk sağlığı programından istifade e- debilmek için barem dışı bir hekim, ebe -hemşire, ebe tayini şarttır. Bun- lar mukavele ile çalışacaklardır. Hıf- zıssıhha kanunlarında bazı odeğişik- likler de teklif edildi. Meselâ, çalışan kadına doğumdan evvel ve sonra ve- rilen üçer haftalık izin birer aya çı- karılmalıdır. Dairelerde, yarım saat- lik süt verme müddeti de azdır. Bu- nun da 45 dakika olmasında fayda vardır. Sözcü, kriminel düşüklere mâni olmak için kati kanun maddele- ri yerine "çocuk düşürmede gerçekle- re cevap veren yeni bir nizamname nin kabulü" fikri üzerinde ısrarla durdu ve kürtaj konusundaki yakârlığı tenkit etti. Korunmaya muhtaç çocuklar Bu bölüm, konferansın ağırlık mer- kezini teşkil etmektedir. Memleke- timizde psikolojik, fizyolojik, o sosyal ve ekonomik bakımdan korunmaya muhtaç çocuklar aile dışında ve aile içinde olmak üzere ikiye ayrılmakta- dır. Aile dışında korunmaya muhtaç çocuklar konusunda müesseseler, ko- ruyucu ile ve evlât edinme müessese - si olarak ele alındı, ilmi. bakımdan tartışıldı. ek- sikliğin meydana çıktı. Bugün, ileri toplumlarda kim- sesiz yerleştirilmesi çilmiştir. Memleketimizde de bir yan- dan "koruyucu aile" müessesesinin geliştirilmesi, bir yandan da mevcut müesseselerin ıslah edilmesi (ogerek- mektedir. acı ri- Evlât edinme konusu Genel Ku- rulda tartışmalara yol açtı. Daha zi- yade, evlât edinme şartlarının güçlü- günden şikâyet edildi ve memleketi- mizde, evlât edinmek için şart koşu- lan "kırk yaşında olmak" kaydının u müesseseye âdeta darbe indirdiği b belirtildi. Aileler içinde çocuğun ko- runması konusunda çocuk ruh sağlı- ğının önemi gerçekten iyi belirtildi ve bu, bugün karşımıza çıkan ana dâ- vaların memba olarak vasıflandırıl- dı. Memleketimizde bu alan bomboş- tur. Ruh sağlığı ile ilgili müesseseler yok denilebilecek kadar az veya ki- fayetsizdir. Lise ve meslek okullarıy- AKİS, 14 MAYIS 1962 SOSYAL HAYAT Genk ONARIR ziyaret edenler | bir arda, Gittik, gördük, la Tıp Fakülteleri ve Hemşire Okulla- rına ruh sağlığı dersleri oOkoymak, memlekete yetecek sayıda psikolog ve psikiyatr yetiştirinceye kadar sık sık kurslar açmak ve pratik sahada iş görebilecek rehber pedagoglar me- zun etmek lâzımdır Ruh sağlığı koyunda çok önemli bir kol da aile rehberlikleridir. e Bu, aile münasebetlerini düzenlerken, ço- cuğun korunmasını sağlıyacaktır. Ö- zel eğitime muhtaç çocuklar, herşey- den evvel, ihtiyaca cevap verecek o- kulların, müesseselerin açılması ile ele alınacaktır. Fakat bu kâfi değil- dir. Bedence sakat çocukların, geri zekâlıların yetiştirildikten sonra ça- lıştırılması da önemli bir okonudur. Bunun için plasman kanununun ger- çekleşmesi şarttır. Yâni, yetişmiş â- rızalı insana çalışacak yer Oo bulmak ve buna mâni olan kanunları kaldır- mak lâzımdır. Rehabilitasyon mesele- si de yeni görüşlere uyularak ele a- lınmalıdır. Üstün kabiliyetli, oüstün zekâlı çocuklar meselesi ise, henüz e- le alınamamıştır. İdil Biret Kanunu hem çok masraflı, hem çok yetersiz- dir. Üstün kabiliyetli çocuğun geliş- tirilmesi, herşeyden evvel memleke- tin kalkınması ve yükselmesi ile ilgili bir husustur. İntibaksız ve suçlu çocuklar Dâva, önemli bir dâvadır. 1960 yılın- da İstanbulda Polis Müdüriyetin- deki çalışmaların 96 25'ini 11 - 18 yaşları arasındaki çocuklarla ( ilgili çalışmalar teşkil etmektedir. o Gene umumi cinsi suçların 96 33'ü de gene bu çocuklar tarafından işlenmiştir. Çocuk suçluluğu ile uğraşan müesse- selerin bir elden ve anlayışla idare edilmesi hapishanelerdeki sübyan ko- sevindiler guşlarının kaldırılması şarttır. o Os- n Akolun ittifakla kabul (edilen teklifi, çocuk mahkemelerinin derhal kurulması yoluna gidilmesi konusuyla ilgilidir. Memleketimizde çocuğun sömürül- meğini önlemek amacını güden ka- nunlar ne yazık ki tatbik edilmemek- tedir. Bunları bir an evvel işler hale getirmek ve bu kanunları âdeta hü- kümsüz kılan bazı kanunları da, göz- den geçirmek lâzımdır. Çocuğu top- lumun kötü etkilerinden korumanın ilk şartı, onun boş zamanlarını de- gerlendirmek ve ona zamana uygun, fakat kaliteli kitap, film verebilmek- tir. Memleketimizdeki, çocuk konusuy- la ilgili derneklerin sayısı onbinin üs- tündedir. Bunların çalışmalarını koor- dine etmek ve "emek'"in boşa gitme- sini önlemek üzere Sosyal Hizmetler Enstitüsü tarafından ileri sürülen "ko- ordinasyon" teklifi İstanbul, İzmir ve Ankarada koordinasyon kurullarının kurulmasına yol açmıştır. Bu kurul- lar birer dernekler'birliğidir ve der- neklerin bağımsızlığına katiyen zarar vermemektedirler. Konferans, çocuk konusu ile ilgili derneklerin bu koor- dinasyon kurulları içinde birleşerek birer kol halinde çalışmalarını ve bu kurulların bulunmadığı illerde de, i- lerde bu kurullara katılınmak üzere işbirliği yapılmasını karar altına al- dı. Çocukla ilgili bazı özel dernekler- den şikâyette bulunuldu ve bunların, bazı şahısların ihtiraslarını tatmin i- için âdet haline getirildiği söz konusu edildi. Derneklerin, vatandaşın ve devletin parasıyla yaşayan teşekkül- ler olduğu ve "hesap vermekle mükel- lef" bulundukları belirtildi. 19