YURTTA meşruiyetine türlü yollardan Oo gölge düşürmek isteyenlerdir. Hareketleri- ni başka türlü yorumlamak kaabil de- ğildir." Hakikaten C. H. P. Grubu içinde böyle bir cereyana şiddetle karşı ko- yan ve bu konuda katiyen taviz ver- memek kararında olan milletvekille- ri büyük bir yeküna baliğ olmaktadır. Gençlerden müteşekkil bir grup, koa- lisyonun karşı kanadının devamlı hü- cumlarından usanmış, küçük politik o- yunlarından bıkmıştır. Sözleriyle yap- tıkları arasında büyük fark olan A.P. tün bir kolunun devamlı zorlaması, bu grubu birden genişletmiş ve osonuca yarmak hususunda harekete geçirmiş- tir. Ne var ki, 63 milletvekilinin imza- ladıkları önergenin ortaya çıkardığı o- ay bir fanteziden ileri gidecek kud- rette değildi. Nitekim, üzerinden bir gün geçmeden, neredeyse C, H. P. i- çinde bir iç mesele haline gelme isti- badını gösterdi. Hele cuma günü, Grup Yönetim Kurulunun önergeyle ilgili bir bildiri yayınlama teşebbüsü işi adamakıllı çığırından çıkardı. lahtan, önergede imzası bulunan Yö- netim Kurulu üyelerinden Celâl Er- tuğ zamanında yetişerek işi. önledi ve gençler üzerinde bu bildirinin fena tesir yapacağım "elçiye zeval ol- maz" kabilinden, idarecilere bildirdi. Zira Ertuğ, bu temastan birkaç daki- ka evvel Turan Şahin ve arkadaşlarıy- la görüşmüş, meselenin büyütülmeme- si tavsiyesini idarecilere iletmişti. Teknik işler.. C.H. P. Grubunda genç milletvekil- lerinin bu şekilde harekete geç- mesine sebep teşkil eden bir başka OLUP BİTENLER Nem Nkalmellu - Arif Ertunga Sabretmekle konu tamamen teknik bir husustan ileri geliyordu. Anayasanın 92. mad- desi gereğince Cumhurbaşkanına ve- rilen af yetkisi, karşı tarafta sakız haline getirilmişti. Hasta ve yaşlıla- ra tanınacak, olan bu hak, türlü ka- nallardan umumi efkâra türlü şekil- lerde intikal ettiriliyordu. Oysa, Ana- yasanın 145. maddesi sarihti ve Cum- hurbaşkanının yetkilerini sınırlamış- tı. C.H.P. Grubu toplantı halinde Basiretin ışığında koruk o helva olur mu? Affa mazhar olabilmek için birin- ci şart, bir dilekçeyle Cumhurbaşka- nına müracaat etmekti. Bu dilekçe Cumhurbaşkanı tarafından Hükümet Başkanına verilecekti. Başbakan di- lekçeleri Adalet Bakanına gönderecek, Adalet Bakanı kendi kanalından, di- lekçe sahiplerinin affa mazhar ola- bilecek evsafı haiz olup olmadıklarını inceleyecekti. Sonra dilekçeler Cum- hurbaşkanına gönderilecek ve o affa mazhar olacak vasıfları haiz bulunan - lar hakkında müsaade talep edilecek- ti. Cumhurbaşkanlığına 100'den faz- la dilekçe gelmiş bulunmaktadır. Fakat bunlar üzerinde henüz bir iş- lem yapılamamıştır. Büyük söylenti- lere yol açan eski Cumhurbaşkanının affıyla ilgili işleme gelince, bunun için bir adım dahi atılmamıştır. Ba- yar, kendisinin bunama derecesinde ihtiyarladığını tevsik eden bir dilek- çe yazmayı, Kayseride kendisini bu konuyla ilgili olarak ziyaret (oeden bir akrabasının bütün ısrarlarına rağ- men, reddetmişti. Cumhurbaşkanının OoAnayasadaki madde gereğince yetkisine odayana- rak bazı mahkümları affetmesi bu teknik muamele yüzünden gecikmek- tedir Kellim kellim layem fa Fakat Siyasi Affın gecikmesinde rol oynayan bazı başka sebeplerde mev- cuttu. Bunların başında, A. P.nin hedefi belli olmayan tutumu geliyor- du. Gergi A. P. mukadderatını Kav- AKİS, 14 MAYIS 1962