bakanlar Şefik İnanın hiddetini hem anladılar, hem makul karşıladılar, hem de toplumda gerçekler linç Ne meye lâyık kimse! neticesine vardılar. Gk 139. 142. sayfaları "Beyannameli mükel- lefler tarafından beyan edilen vasati gelir ve tarh olunan ortalama vergi- ler" e tahsis olunmuştur ve cetveller 1953-1960 yıllarını kapsamaktadır. Burada, bir korkunç vergi kaçakçılı- ğı bütün çıplaklığıyla gözler önüne serilmektedir. Gerçi ilk nazarda, şim- di iş adamlarını ve özel teşebbüs sa- hiplerini topa tutmak moda olduğun- dan salvolar onlara tahsis edildi a* ma, mantık çalıştığında büyük dok- torla , büyük avukatlarımızın, büyük terzilerimizin, hatta büyük berberlerimizin, yani aylıklı, ücretli veya yevmiyeli memur, işçi olmadık- larından dolayı gelirleri devlet tara- fnden kolaylıkla hesaplanamayan bir kocaman sınıfın dununu ayan be- yan ortaya çıktı. 1960 yılı için, beyannamen mü- kelleflenn adedi 212.699'dur. Bunlar- dan 78.910 tantal yılda topu topu 31S lira vergi ödemektedirler, 71.910,212. 699'un yüzde 37,09'dur. Yılda, 315 li- ra vergi! Akılların durmamasına im- kân yoktur. Ama, bunu takip eden ra kamlar daha da hayret verecektir. Mükelleflerin 61.987 tanesi pek cö- merttir. Yılda devlete 763 lira ödeme- yi lütfen kabul etmişlerdir! (88.897 mükellef ise 2487 lira ödemektedir. 19.653 kişinin vergisi 5418 liradır. 9314 lira veren, 7038 kişi vardır. 8891 kist, 15.560 liraya kıymaktadır. 2607 mükellefin vergisi 28 134 liradır. 1870 kişi de 57 644 Ura vergi vermek- tedir. 100 bin liranın üstünde Vergi verenlerin bütün Türkiye için yekü- nu 1048 kişiden ibarettir, 818 kişi 168 779, 818 kişi 249 583, nihayet 110 ki- şi de 631 746 liralık yıllık vasati ge- lir vergisi ödemektedir. Bu suretle, AKİS — 49 AKİS. 12 ŞUBAT 1962 Şefik İnan Bombayı fitilleyince- gelir ll devletin elinde bulun* mayan “mutlu azmlık"ın dev- lete lira vergisi olarak 1960 yılı i- çinde ödediği para 1 milyar bile de- ğildir, topu topu 829 milyon 403 bin 633 liradan ibarettir. Mükellef başı- na düşen yıllık vergi 3899 liradır! Şimdi denilecek ki “Sanım, 1960 yılında pek çok kimse zarar etti, iş- ler sıkıştı, piyasa canlı değildi." A- ma 1959 yılında bu sınıf mükellefin ödediği vergi daha da azdır ve Sade- ce 663 milyon 822 bin 289 liradır. Haydi diyelim, o tarihte enflasyona karşı meşhur stabilizasyon tedbirleri alınmıştı. Peki, 1957 için ne denile- cek? "Mutlu Azınlık" o yıl devlet masraflarına 4S9 milyon 475 bin 334 lirayla katılmıştır. Bu iştiraklerin pek "mütevazi" iş- tirakler an görmemek imkânı var mıdır Daha başka rakamlar Ama, Maliye Bakanının Özel sektö- re azizliği bundan ibaret kalmadı. Şefik İnan Bütçenin gerekçe kısmın- da hususi sektörle amme sektörü- nün sağladığı vergi hasılatını da bir cetvel halinde topladı. Bu cetvele na- zaran meselâ 1860 yılında sadece Sü- merbank, Etibank, Çimento Sanayii, Demir Çelik ve Sellüloz (Seka dahil) 146 688 716 liralık istihsal vergisi ö- demişlerdir. Buna mukabili (hususi teşebbüsün tamamının ödediği istih- sal vergisi 281 967 535 liradır. Hal- buki, iş Kurumlar Vergisine gelince, durum tersine dönmektedir. Sermaye şirketleri ve Kooperatifler 135,7 mil- yon lira, iktisadi kamu müesseseleri İKTİSADİ VE MALİ SAHADA ise tam 274,1 piyon lira Kurumlar Vergisi ödemişler rdir. Bu hesaplat, ortaya bir gerçek daha çıkarmıştır ki Özel sektörü dev- let sektörüne karşı korumak, onun in kabul ettirmek isteyen- rin ekmeğine nehir sürmüştür. . Dev- let iktisadi Teşekkülleri iyi organize memleket için daha karlıdır! İyi a- ma, özel teşebbüs vergi öderken hiç kazanç sağlamışa benzememektedir ki.. Öyle ya, adeta beyannameli mü- keneflerin yüzde 95'i Maliye nezdin- de sefalet içindedirler ve cüz'i kârlar- la yetinmektedirler, üstelik, bunla- rın sosyal hizmet bakımından durum- ları, işçilerine sağladıkları faydalar ve avantajlar, sıhhi tesisatları devlet sektöründeki müesseselerin yanında pek iptidaidir, gülünçtür. Demek ki, özel teşebbüsün sağladığı bir kâr varsa bu, doğru dürüst vergi ödeme- menin neticesidir, Eee, böyle kan ise herkes sağlayabilir, Peki nerede kal- dı, rasyonalizasyon? Nerede kaldı, şahsi teşebbüsün avantajı? Bitirdiğimiz haftanın sonunda, bu çıplak Er pek çok kimsenin ağzındaki tükürüğü kuruttu ve me- sela m Beyannamesi konusunda- ki itirazlar daha pes perdeden çıkma- ya başladı. Hakikat şudur ki, özel sektöre karşı millet umumi efkârında duyu- lan antipati, uyanan servet düşman- lığı, kazanılan her parada mutlaka haramın mevcudiyetine olan inanç tamamile sebepsiz, yersiz ve haksız değildir, Rakamlar ortadadır ve Şefik inana ne kadar kızılırsa kızılsın, dev- let masraflarına iştirakleri böylesi- ne as sınıfların daha as talihli, fakat iştirak nisbetleri çok daha fasla sı- hıflarca her an linç edilme tehlike- sinde oldukları inkâr olunamaz. Bu yüzdendir ki, iş âleminin uza- ğı gören, aklı başında, uyanık züm- resinde şimdi bir kıpırdanıp, bir uyan- ma, realiteleri takdir ve gereğim yap- ma teşebbüsü, başlamıştır. Bu cereya- nın vereceği netice, "Mutlu Azınlık" ta kaderini tayin edecektir.