12 Şubat 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

12 Şubat 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Piyasa Yüz görümlüğü Bitirdiğimiz haftanın ortasında, iş adamlarını bir sürpriz bekliy Or- tutulan kontrollerle karşılaşan tüccar ve sanayici için bu, bir tatlı sürp- riz oldu. Başbakan İsmet İnönü, salı günkü zı notlar ve listelerle buldan bir evvelki cuma sabahı dön- müştü. Pazar akşamı, İstanbulda ken- disine (oaksettirilen dilekler, verilen çeşitli muhtıralar üzerinde çalıştı, bir tasnif yaptı. Bunlardan hangilerinin kabili tatbik olduğunu, hangilerinin ise yapılmayacağını zaten kaba hat- larıyla meşhur İstanbul Nutkunda a- çık açık söylemişti. (Bk. AKİS - Sa- yı : 397) İnönü Ankarada, yapılabi- lecekler arasından derhal ilân edile- cekleri, hazırlıklarına derhal lecekleri ve üç sınıfta topladı, Bakanla- ra ve bilhassa İhsan Gürsan ile Fethi Çelikbaşa hemen gerekli di- rektifleri verdi. Bu suretle, salı gün- kü Kabine toplantısına sâdece bakan değil, Bakanları da hazırlanmış ve o kararlarım halde geldiler. O sabah, toplantı 10'daydı. An- cak A. P. İllerin bir önemli Gruplar olduğundan koalisyonun o kanadına mensup Bakanlar müsaade isteyerek ayrıldılar. C. H. P. li Bakanlar kendi aralarında biraz görüştüler, işlerinin başına döndüler. Kabine öğleden son- ra toplantı ve özel teşebbüsü alâka- landıran ilk kararları aldı. Önce ni- vermiş yet, bunları Başbakanın bir demeçle açıklamasıydı. Fakat sonradan, bir Başbakanlık tebliği tercih edildi. Tebliğin esaslarını gene İnönü verdi ve iş adamlarını hayrete tebliğ çarşamba günü öğle yani Başbakanın İstanbul Nutkunun üzerinden bir hafta dahi geçmeden Basına verildi. Ertesi gün, İstanbulun tanınmış iş adamlarından biri kendisiyle görü- şen AKİS yazarına dedi: zümüz güldü Bu, piyasanın ilk reaksiyon ol- du. Ferahlığın sebebi İş adamları arasında memnuniyet uyandıran ve pek çok kimsenin yüzünün gülmesine sebep olan, Hükü- met tebliğindeki icra ve İflâs Kanu- nunun gereken şekilde tâdili ciheti- ne gidileceği yolundaki oteminattır. İstanbulda Ticaret Odası temsilci- leri ile Belediye Sarayında yapılan AKİS, 12 ŞUBAT 1962 İhsan Gürsan Direktifi o aldı toplantıda, Başbakana verilen muh- tırada, bu mesele, önemli bir talep olarak ileri sürülüyordu. Zira, son aylarda çok kullanılan bir deyimle, “piyasadaki durgunluk"un bellibaşlı sebeplerinden birini de, İcra ve iflâs Kanununun, alacaklının hakkını ye- terli ve sağlam bir şekilde koruma- yan hükümlerinin teşkil ettiği bilini- yordu. Bu sebeple, bilhassa, veresiye iş yapan toptancı tüccarlar, İcra İflâs Kanununun müphem ve kaypak hü- kümleri karşısında, borçla iş göre- mez hale düşmüşler ve ancak peşin para ile muamele yapmak durumun- da kalmışlardı. Pek çok toptancının, milyonlarca lirayı bulan alacakları, kanunun zayıf hükümleri e tahsil edilemiyor ve bu, ister iste mez toptancı piyasasını, sun'i ölü rak, daraltan bir durum meydana getiriyordu. nın, tâdil tasarısının biran önce Mec- çıkarılıp yürürlüğe konması ile birlikte, piyasada bir 'ferahlık" yaratması beklenmektedir. Bu arada, Hükümet tebliğinde, nnamelerinin kaldırıl- bir açıklamanın yer almamış olması, pek çok aklıevvel iş adamının tepesini attırdı ise de, meselenin içyüzünü bilenler tarafın- dan, serinkanlı bir gülümseme ile kar- şılandı. Bilinen şey, Servet Beyan- namelerinin, piyasadaki durgunluğa doğrudan doğruya tesir eden bir fak- tör olmadığıydı. Hükümetin de be- yannameleri kaldırmaya pek yanaş- madığım, İnönünün İstanbulda yaptı- ğı temaslardan çıkarmak kolaylıkla mümkün olmuştu. Hele Şefik İnanın, beyannamelerin kaldırılmasını isteyen lere verdiği sert cevap, Hükümetin temayülünü suyun yüzüne o çıkardı: Beyannamelerin kaldırılması söz ko- nusu değildi. Ayrıca, Vergi Reform Komisyonunun vergi kaçakçılığının önlenmesi için yaptığı tavsiye' de, Hükümetin bu konudaki temayülü- nü perçinliyordu. Tafsilât isteyenler piyasanın, tebliğe tek itirazı kısa- lığı ve tafsilat taşım Aslında Başbakanlık, o dece haber veriyor, aması Oldu tebliğle sâ- teferruata inmi- o ma iş adamları durumun na- sıl gelişeceğini hemen öğrenmek iste- diler. Zira, bazı tereddütleri devam ediyordu. Meselâ, Gelir vergisi ile Kurumlar vergisinin taksitlere bağ- lanması mükemmeldi. Fakat, vergi borçlarının takside bağlanması işinin Maliye Bakanlığının yetkisine (o bıra- kılması, pek çok iş adamım tereddü- de şevketti. Acaba Maliye Bakanlığı bunu ne şekilde "formüle" edecekti? iş adamları, Maliye Bakanlığının, bu konuda derhal bir açıklamada bulun- masının Zaruri bulunduğunu ihsas etmekten geri kalmadılar. Bizim, dünyadan pek az haberli ve başkentte olup bitenleri takip zahme- tine dahi katlanmayan iş adamları- mızı tereddüte sevkeden başka bir konu, Kalkınma ve Yatırım Banka- larının kuruluşunu mümkün kılacak bir kanunla alâkalı açıklama oldu. 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: