cekti: Oğuz Gökmen. Buna mukabil, sacayağının üçüncüsü, üstelik omeş- hur dosyayla da alâkası görülmemiş, ancak şahsi düşmanı çok Semih Gün- verin adı ortaya çıkarılmadı. Zaten işe karışan gene fazlalaşınca, sâde- ce Hasan Işık için ağreman istendi ve ötekiler uyutuldu. Bakan, tekrar vakt-i zaman" beklemeye koyuldu. Ancak bitirdiğimiz hafta, boş bek- leyen başkentlerden bazılarından ge- len haberler meselâ De Gaulle, bir yıldır Pariste Türkiye temsilcisi bu- lunmamasından şikâyetçidir- o bütün Dışişleri yüksek kademelerinde o sü- ratli ve cessur tayinlerin yapılması zaruretini ortaya çıkardı. Hakikaten, Türkiyeye ait meselelerin iyi duyurul- ması ve iyi savunulması gereken şu günlerde, hele müttefik başkentlerin- le savunması, bazı hususi durumları Devlet Başkanına da, Başbakana da anlatması lâzımdır. Bazı Büyük Elçilerin yer değiştir- mesiyle takviyeli bir "yeni tayinler listesi" üç devlet büyüğünün prensip tasdikinden geçtikten sonra daha ko- lay ve süratli şekilde tatbik sahası- na konacak, böylece de uzun zaman- dır lafı edilen bir yılan hikâyesi son bulmuş olacaktır. vi en iyi, tecrübeli ve kıymetli Büyük Elçileri -Feridun Cemal Erkinler, Muharrem Nuri Birgiler, Turgut Menemencioğ- lular, Adnan Kurallar gibi.- kilit mevkilerinde olacaklar, ciddi o çalış- ma isteyen başkentlere (o vasıflarım göstermiş elemanlar (o getirilecekler, diğer elciliklerde de değer (o esasına göre bazı nakiller yapılacaktır. © Semih Günver-Hasan Işık Günahsız günahkârlar de elçiliklerin boş durması ve o baş- kentteki özel kavgaların (bitmesini beklemesi akla da, mantığa da, mil- li menfaatlere de aykırıdır. Bu yüz- den Devlet Başkanı, Başbakan ve Dı- şişleri Bakanının kabil olduğu takdir, de bir araya gelmeleri, şahıslar üze- rinde realiteleri ve ciddi zaruretleri göz önünde tutarak, şahsi tesirleri veya endişeleri bir tarafa iterek pren- sip mutabakatına varmaları şart hal- dedir. Tabii böyle bir toplantıya, Se- lim Sarperin, iç politika kanaviçesi - ni bir yana bırakıp herkese omavi boncuk dağıtan adam olmaktan çıka- rak -bu tutum insana kısa vadede dost sağlar ama, mübalağaya kaçıl- dı mı geri tepen silah tesiri yapar- bütün boşlukları dolduran bir aday listesiyle gitmesi ve fikirlerini önem- AKİS, 12 ŞUBAT 1962 Tabii postlar, kurtların elinden kurtarılabilirse.. oOAncak bitirdiğimiz haftanın sonunda, devletin üç büyü- günün elçiliklerin süratle ve ciddiyet ölçüleri içinde doldurulması gerekti- ği kanaatine varmış olmaları işi bü- yük nisbette kolaylaştırmış bulunu- C.K.M.P. Sökmen ve kitabı Üzeri kesme cam kaplı masanın ba- şında oturmakta olan, seyrek kir- pikli, orta yaşlı sarışın adam, elinde tuttuğu kitabı kızgınlıkla (yukarıya kaldırarak başının üstünde tuttu ve: — Bir de bize, 'Atatürkçü değil, gerici bunlar' diyorlar. Bendeniz Er- YURTTA OLUP BİTENLER kânı Harbiye tarafından bizzat, bu kitabın hazırlanması için vazifelen- dirilmiştim" diye öfke ile söylendi. Olay, geçirdiğimiz. haftanın orta- larında, çarşamba günü, İstanbulda Cemalnadir Sokakta C. K. M. P. İl Merkezinde geçiyordu. Adamın adı Enver Sökmendi. Elinde tutarak, muhatabına gösterdiği kitabın adi da "Atatürk'tü. Kitap, 1939 yılında basılmıştı. Erkânı Harbiyyei Umumi- ye Riyaseti Harp Tarihi Enstitüsü Yayınları arasında çıkmıştı. Kirpik- leri dökülmüş gibi görünen adam, hırsla: — Bir de bize 'Atatürkçü değil" derler. Biz bu işe hayatımızı vak- fettik" diye tekrar mırıldandı. Enver Sökmen, C.K.M.P. Genel Merkezi -daha doğrusu Genel Baş- kan Osman Bölükbaşı- tarafından, bir süreden beri C.K.M.P. İstanbul II Teşkilâtında Genel Merkeze baş- kaldıran "âsi" lerin yerine, yeni bir geçici heyet kurmakla görevlendiri- lerek, selâhiyetle İstanbula gönderil- mişti. EMİNSU'cu General Enver Sökmen, geçirdiğimiz haftanın başla- rında İstanbula geldi ve derhal te- maslara başladı. Ancak, "âsi"lerin öyle kolay kolay pabucu ucuza bı- rakmayacakları anlaşıldı. C.K.M.P. İstanbul İl Teşkilatındaki huzursuz- luğun sebeplerinin daha derinlere git- tiği ortadaydı. Bu, doğrudan doğru ya, C.K.M.P. Genel İMEMRGZİNCEEİ "kardinaller"te tutumuna bağlanıyor- du. C.K.M:P. İstanbul .Teşkilatındaki son anlaşmazlık da, Bölükbaşı - Ah- med Oğuz kliğinin "İstanbuldaki mü- temed adamları vasıtasıyla yarattık- ları bir durumdan ibaretti. Bölüğün isyanı Herşey, Taksimde, 300 kadar gerici Üniversite öğrencisinin "komüniz- mi tel'in" adı altında yaptığı sözde ve tertipli mitingle başladı. £ Mitingin, A.P.nin fanatikleri tarafından düzen. lendiği o biliniyordu. Miting büyük dalgalanmalar meydana getirdi. Bu a- rada C.KM.P. İstanbul İl Başkanına da gazeteciler fikrini sordular. Eski D. P. Tokat milletvekili olan Sıtkı A- tanç, miting hakkındaki düşüncele- rini söyledi: Bu, tamamen gericile- rin tertiplediği bir mitingdi. Atanç, bu gibi davranışları tasvip etmediği - ni de kesin olarak ifade etti. C.K.M. P. İl Başkanının bu demeci, ertesi gün Cumhuriyette, Cevat Fehmi Baş- kutun "Zaferin C.K.M.P İl Başkanı- na" başlıklı ka bir fıkrası ile ya- yınlanınca, Ankar kardinalle- rin tepesi attı. Tepesi atanların ba- şında C.K.M.P. nin muteber Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Oğuz ge- 13