EĞİTİM on-onbeş gün kadar sonra İncesulu İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Baş- kanlığına, aynı yılın Ağustos ayında da içişleri Bakanlığı Müsteşar Vekil- liğine getirildi. Bir ay kadar sonra da Başbakanlık Müsteşarlığına veril- di. 15 Ekim seçimlerine kadar Müsteşar sıfatile hizmet eden İncesu- lu, C.H.P. nin Çorum adayı olarak -kendi memleketi- seçimlere girdi Ve kazandı. İlk Karma hükümette de Milli Eğitim Bakanlığı gibi güç ve çetin bir işin başına getirildi. İncesulu 1953'de evlendi. İki oğlu vardır. Evine bağlı bir aile babasıdır. Altı kardeşinin hepsi de erkektir ve hepsi de yüksek öğrenimlerini ta- mamlamışlardır. değildir" inancındadır. Bunu herşey- den önce bir eğitim programı ve esp- risi olarak ele almak doğru olur. Ba- kan, "Öğretmen topluluğumuzu men- şe münakaşalarına yer vermeyen bir topluluk haline getirmeyi çok arzu" Ea İncesulu bu konuda şöyle demekte — İna ancıma göre, mühim olan, menşe değildir. Öğretmenlik idesi ve iyi formasyondur. Bugün, Köy Ens- tüsü mezunu öğretmenlerimiz, bütün canlılıklarıyla vazife başındadırlar." İncesuluya göre, köyler kadar ö- nemli bir problem olarak ortaya çı- kan kasaba ve şehirlerdeki okul ih- tiyaçlarının karşılanması ve yeter sa- yıda öğretmen temini işi 222 sayılı İlköğretimi Kanunuyla hal yoluna girmiştir. Bakan, yeter sayıda Öğret- men sağlanmasını "çetin problem o- İnönü v ve Gürsel Eğitim Şürasından çıkıyorlar Bir dava izleniyor Neler düşünüyor? Hilmi İncesulu VIL. Milli o Eğitim Şürasının bütün milli eğitim, prob- lemlerini, uygulanabilecek bir çözü- me bağlıyabileceğine inanmaktadır. Çeşitli milli eğitim konuları üzerinde kendisiyle görüşen bir AKİS muhabi- rine: "—Milli eğitime kesin yönünü, bu Şüranın Ga . verilebileceği ümidindeyim" — Şüray ölen dire geçiş bakımından çok önemli sayıyorum. Milli eğitimi ana istikametinde geliş- tirmek için buna zaruret vardı, sa- mimi inancım, milli eğitimin, “siyasi partilerin müşterek anlayışıyla poli- tikanın üstünde tutulmamasıdır" sek- linde konuşmuştur. İncesulu, köy enstitüleri meselesi- ni "bir- isim olarak anlamak doğru 20 larak" görmekte, öğretmen o okulla- rındaki öğrenci sayısının buna göre ayarlanması gerektiğini ileri sür- mektedir. "Mühim olan, yeni öğret- menler mezun oluncaya kadar geçen zaman içindeki boşluğun doldurulma- sıdır" demekte ve "bazı o fevkalâde tedbirler alınması için hazırlık yapıl- madığım" belirtmektedir. Öğretmen- lik mesleğinin geliştirilmesi ve bu mesleğe ilginin artmasını sağlamayı "Şürada varılacak sonuçları, Bakan olarak Oo gerçekleştirmeye çalışmak" suretiyle çözüme bağlamaktadır. Köy lerde çalışan öğretmenlerin bilgi yö- nünden sürekli olarak (beslenmesi, öğretmenin okul dışında köyün genel kalkınması ve kültürel gelişimi için verimli olarak ve bir öncü niteliğin- de çalışması konusunda alınması dü- şünülen tedbirler için de İncelusu gö- rüşlerini şu sözlerle (o açıklamakta- dır: "— Bu çok önemli bir meseledir. Sâdece öğretmen için değil, ilkokulu bitirmiş ve daha yüksek öğrenime de- am edememiş vatandaş için de çok önemlidir. Halk Eğitimi Kanunu çer- çevesi içinde bu konu geniş yor al- maktadır. Bu konuda Devlet Plânla- ma Teşkilâtıyla yapılan toplantılar ve konuşmalar devam ediyor. Müsbet ve pratik sonuçlar elde etmeye çalışı- yoruz." Demokrasi ilkelerinin ülkemizde gereği gibi yerleşmesi konusunda e- gitim yoluyla çalışmaya yönelmenin gerekliliği üzerinde de duran Sa- an "Müstakbel seçmeni Ve siya- set adamım eğitim sıralarında bu işin tabiiliğine alıştırmak ve bilhassa karşı fikirlere toleransı yelkin m milli eğitimin yeni öğretim larının ana fikri" olduğunu belirterek konuşmuştur. Bunun da çözüm yolu Şüradan geçecektir. Doğu Anadolunun çeşitli yönler- den gösterdiği özellikler dikkate alı- narak Ve bu bölgede okul sayısının ti yoluna girildiğini belirten Bakan: " — Bu okullar önce beş sınıflı, sonra sekiz sınıflı olarak tir. Yatılı Öğretim İhtiyaçlarına cevap verecek şekilde öğretim yapacaktır. (Pratik bilgiler öne alınacaktır" demekte- dir. Türkiyenin genel eğitim ve öğre- tim sisteminin daha çok teknik öğre- time yöneltilmesinin çok yararlı ola- cağına inanmakta olan İncesulu, "mes- lek okulları istikametinde bir geliş- menin milli eğitimimiz için de yerin- de olacağı kanaati"ni ileri sürmekte- dir. Kısa zamanda milli eğitim mese- lelerini ana çizgileriyle (kavramış, dâvanın memleketimiz bakımından büy mine inanmış olan Hilmi kel, VII. Milli Eğitim Şurasının çalışmalarına da büyük umut bağla- mış görünmektedir. Bu umudunun gerçekleşmesi, bütün karamsar dü- şünenleri de sevindirecektir. Fakat, İncesulu, acaba kendi iyiniyet ve gü- venini çevresinde de yeterince bulabi- lecek midir? Bu Önemli bir sorudur ve galiba İncesulunun başarısını, ya da başarısızlığını Bakanlıktaki Kur- may heyetinin zihniyeti ve y heyetini seçimde isabet (o göstermesi gerekmektedir. AKİS, 12 ŞUBAT 1962