KİTAPLAR Demedim mi Nazlı Yârim Ben Sana (Şinasi Nahit Berkerin fıkraları, Ajans Türk Matbaası, Ankara 1960 176 sayfa 500 kuruş) Şinasi Nahit Berkerin 1953 ile 1960 yılları arasında yazdığı 270 küçük fıkrayı toplayan "Demedim mi Naz- lı Yârım Ben Sana" adlı kitap bir ne- vi çiçek falına benzemektedir. Şina- sinin daha 1953, 54, 55 yıllarında yaz- dıklarını alın okuyun, hayret edersiniz O, çok espri yaptığı için pek ciddiye alımaz sandığınız Şinasi, daha o gün- lerden 27 Mayıs 1960. görmüştür. Eğer Şinasi Nahit Berker sadece gö- rüp bıraksaydı, mesele yoktu. Ama Ulusun bu ele avuca sığmaz hırçın fıkracısı, daha O günlerden gördükle- rini kâğıda döktüğü ve yayınladığı için 1953'den bu yana D.P. İktidarı- nın gazetecilere gösterdiği eşsiz alâ- kadan yakasını kurtaramamış, öm- rünün birkaç yılcığını Ankara Hilto- nun meşhur 10 numaralı koğuşu ile reviri arasında geçirmiştir. D.P. nin son günlerinde, elinde bir polis düdüğü, Kızılay Bulvarında ve- ya Ankara Palas Pavyonununda tra- fik memurluğu yapan, bir bilmem ka- çıncı defa hapishaneye gitmekten an- cak Erzurumda yedek subay olduğu için kurtulan, zehir gibi kaleminin yanında zahir gibi de bir dili olan Şi- nasi Nahit Berkerl anlatabilmek pek kolay değil. Şinasi Nahit Berker ve "Demedim Mi Nazlı Yârim Ben Sana" adlı ki- tabı hakkında okuyucuya bir fikir vermek için en iyi yol, sözü gene Berkere bırakmak. Gerçek şöhretini Ulusta yazdığı "Dolmuş", "Hop de- dik” başlıklı fıkraları ile yapmış olan Şinasi Nahit Berker, bakın kitabına yazdığı önsözde ne diyor: "Şu kitapta okuduğunuz fıkralar, 1953 ilâ 1960 arasında yazılmıştır. Bu fıkralar arasında tarihi rol oynamış olanları da vardır. Meselâ Cinsi Sapık fıkrası, Adnan Menderes tarafından D.P. Meclis Grubunda okunmuş ve bunun üzerine Basın Kanunu çok da- ha ağırlaştırılmıştır. Bu kitabın muharriri, yani kulunuz Şinasi Nahit Berkerin tam hem kaleminde mürekkep, dilinde tüy bitti, ayrıca üç seneye ya- kın bir müddet hapis yattı, karakol- m eşek sudan gelinceye kadar da- k yed. ama, ne dediyse, her biri döğm çıktı... Kitabın başlığındaki aziz Türk milletidir." Berker, bu önsöze "Demedim mi nazlı yârim ben sana" adlı meşhur şarkının ikinci mısraı olan "Çok muhabbet tez ayrılık getirir" başlığı- nı koymuştur. Kitaptaki 270 fıkradan rastgele se- çilmiş ti. iki tanesini tadımlık olmak üzere okumazdan önce Şinasi Nahi- din başını gerçekten derde sokan iki meşhur fıkrasını okumakta fayda var. Bunlardan birincisi, sabah kahvaltısı- nı kanyakla yapan, gündüzünü de bi- teviye demlenmekle geçiren Şinasiyi 8 ay müddetle içkiden mahrum bıra- kan Cinsi Sapık adlı fıkradır. Zira, fıkra Ulusta yayınlanmıştır. Bu fik- ra misal olarak ele alınarak basın ka- nununun yetersizliği ileri sürülmüş, kanun ağırlaştırılmış ve Şinasi -Ulu- sun o zamanki yazıişleri Müdürü Ni- hat Subaşıyı da beraberinde sürükle- yerek- Ankara Hiltonda ikamete me- mur edilmiştir. İşte bu meşhur fıkra: "Seyhan Barajının açılışı nutkunda, Başvekil Adnan Menderes, muhalefe- ti tham ederek şu kelimeleri sırala- Nazlı Yârim mışlar: (- Sahte ihtilâlci, âdi ve al- çak iftiracı, tedhişçi, sabotajcı, ya- lancı, nifakçı... vesaire... vesaire...) Bütün bunlar hadi neyse ne.. Lâkin bir tâbirleri var ki; ömür vallahi: — Siyasi sapı İyi ama, müh beremi efendim, herkes de cinsi sapık olacak değil yal, İşte Şinasi Nahitin ikinci belâlı fık- rası: "İstanbulda bir hastahanede, ih- sanları endişe ve dertlerinden kurtar- mak için (Meşguliyet tedavisi) nin tatbikine başlanmış Bu gibi kimselere, resim yaptırılı- or, el işleri ile meşgul olmaları sağ- lanıyor, bilhassa sepet ve sehba ör- dürülüyormuş... Bu haberi okuyunca, aklımıza he- men Sayın Adnan Menderes geldi... Bani muhalefetten yana endişelerini bertaraf etmek için, kendisine bu eşit bir omeşguliyet bulsak diye... Lâkin nafile, Menderesin meşguliyeti de ayni: — Milletin başına çorap örmek!" Bu fıkranın Ulusta yayınlandığı günlerde başına çorap örülen ilk İnsan ne Menderes ne de başkası oldu. Ço- rap düpedüz Şinasi Nahitin başına örüldü ve bu kabına sığmayan zekâ bir kere daha Ankara Hiltonda mey- va kürü yapmağa yollandı. "Demedin Mi Nazlı Yarim"in en güzel fıkrası da şu: "Nadir Nadi, son günlerde, değil Türk siyasi edebiyatına, dünya siya- si literatürüne geçecek makalelerin- den birine şu başlığı koymuş: (1945 e doğru) Nadir bey. Nadir bey!.. Hangi 1945 e doğru, hangi 1945 e doğru? Şunun hülâsasını söylesenize: — 95 e doğru!" Şinasi Nahitin Celal Bayarla ilgili bir başka fıkrası da "Söz bir allah bir" başlığını taşıyor: günlerde yapılan parti kong- salonlarında birçok vecizeler . Bunlardan biri, 9 ağustos 1948 de Çanakkalede mea ve Celal Bayar imzasını taşıyordu "— D.P. İktidara geldiği takdirde vaatlerini yerine (ogetirmezse ve siz onu alaşağı etmezseniz milli vazife- nizi e getirmemiş olursunuz." millet olarak dâima büyük sözü dinleriz. AKİS, 12 EYLÜL 1960