12 Eylül 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

12 Eylül 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

E G İ Seferberliğe Doğru İkinci adım haftanın başında bütün dik- katler, çalışmalara başlayan bir komisyonun üzerinde toplanmıştı. Bütün basın ve halkoyu bu komisyo- nun çalışmalarım çok yakından ta- kip etmek istiyordu. Basının ve halk- oyunun bu isteği sebepsiz de değildi. Gerçekten komisyonun ele alacağı konular son derece oönemliydi. Bu adım taşıyordu. Düşükler zamanında hazırlanıp da büyük bir titizlikle saklanmağa çalışılan, 27 Mayıstan sonra ilk iş olarak Milli Eğitim Ba- kanlığınca bastırılıp ilgililere dağıtıl- kiyenin milli eğitim meselelerinin prensip ve gayelerini tesbit işi, yapılmaması için göstermişti. Kurul sâdece on kişiden ibaretti. Kuruldaki üye sayısının az oluşu, işlerin daha süratli ge mesi için zaruri görülmüş "Eğitim Danışma Kurulu"nun ça- lışmağa başlamasıyla, Türkiyede ya- pılmasına bütün çevrelerce yüzdeyüz ittifak edilen eğitim seferberliği ko- nusunda ikinci büyük adım da atıl- mış oluyordu. Gerçi bu kurulun göre- vi bir "eğitim plânı" hazırlamak de- gildi. Elde mevcut ve büyük emekler ee a çeşitli yönlerden ele alıp incelemiş, ileri memleketlerin eğitim alanındaki çalışmalarını yakından görmüş, sonuç olarak da bir takım hâl yolları göstermişti. Memleket çapında uygulanacak olan bir "Eği- tim Plânı"nın hazırlanmasında bu raporun kaynaklık etmesi doğru ve yerinde bulunmuştu. Yalnız, raporun bütün ihtiyaca cevap verdiği, bütün eğitim meselelerini eksiksiz olarak incelediği ve hele çâre olarak göster- diklerinin mutlaka "en iyi ve en doğ- ru" olduğu hakkında kesin bir şey söylenemezdi. Elbette bu raporun da yetkililer (otarafından o incelenmesi, üzerinde el ra gerekiyordu. Başkanınistekleri Devrim Hükümetinin eğitim ve Öğ- etim Konusunda nasıl büyük bir titizlik ve önemle durduğu daha ilk günden beri biliniyordu. Başta Baş- kan Gürsel olmak üzere bütün Milli Birlik Komitesi üyelerinin birleştik- leri nokta şuydu ki, bu memleketin AKİS, 12 EYLÜL 1960 T İ M gerçek anlamıyla batılı olabilmesi, gericiliğin yok (edilebilmesi oOancak ve ancak plânlı ve programlı bir mil- li eğitim seferberliğiyle mümkün o- labilirdi. Esasen, eğitim konusunun 27 Mayıstan bu yana daima önde ge- len dâvalar arasına -haklı ve yerinde olarak- girmiş olmasının sebeplerin- den başlıcasını da Milli Birlik Komi- tesinin bu alandaki dikkatinde ve ti- tizliğinde aramak gerekirdi. “Eğitim Danışma Kurulu"nun ilk günkü toplantısına başta Kur. Alb. Alpaslan Türkeş olmak üzere Milli Birlik Komitesi üyelerinden bir kıs- mı da katılmıştı. Türkeş, Başkan memişti. Önce, başından sonuna ka- dar açık olacağı sanılan kurul çalış- malarının, sonuç alınıncaya kadar gizli yapılmasına karar verilmiş ve basın mensuplarına kapının yolu gös- terilmişti. Bu karara itiraz edenlerin başında Ord. Prof. Dr. Enver Ziya Karal geliyordu. Karal, konuşmaların açık olmasını, basının ve dolayısiyle halkoyunun yapılan çalışmalar hak- kında günü gününe ve en ince tefer- ruatına kadar bilgi edinmesini fay- dalı ve yerinde görüyordu. Ancak, kurul üyelerinin çoğunluğu bu fikir- de değillerdi. Çalışmalar sırasında ku rul üyelerinin yapacağı tenkitler ve ileri süreceği ( fikirlerin bir yanlış aksedebilirdi. Bu basın mensupları toplantıları takip etmemeliydi. Sık sık yapılan basın Eğitim Komisyonu faaliyet halinde Seferberlik öncesi Gürselin bir mesajını da beraberinde getirmişti. Başkan Gürsel, komisyon- dan bilhassa üç nokta üzerinde önem- le durulmasını istiyordu: Bunlardan birincisi milli eğitim seferberliğinin süratle ele alınması için neler yapıl- ması gerektiğinin tesbitiydi. İkinci olarak, öğretmenlere lâyık oldukları yerin her bakımdan verilmesi mese- leşiydi. Üçüncü olarak kaliteli öğ- renci yetiştirilmesi ve eğitimin daha ziyade teknik sahalara tevcihi geli- yordu. Liselerin, yüksek (okulların, üniversitelerin tıklım tıklım dolu ol- duğu . biliniyordu. Basını memnun ermeyen "Eğitim Danışma Kurulu"nun ilk aldığı bir karar bilhassa (basın mensuplarını hiç mi hiç memnun et- toplantıları ve yayınlanacak bildiri- lerle halkoyuna il bilgileri ver- mek daima müm Bu fikir ku- rul üyeleri mi. dal çok "itibar" gördüğü için, basın mensupları kapı- nın yolunu tutmuşlardı. Yeterli mi, yetersiz mi? "Eğitim Danışma Kurulu" üyeleri- nin kimler olduğu anlaşıldıktan sonra, bilhassa eğitimle ilgili çevre- lerde, tartışılan husus şu oldu: Bu kurul, gerçekden bir eğitim plânının prensip ve gayelerini tesbit edebile- cek yetkide midir? Kurul üyeleri bu konuda söz sahibi kişiler midir? Bu Soruların tartışılması, kurulun çalış- malara başlamasından bir-iki gün son ra basında yer almağa başladı. Milli Eğitim Bakanlığınca o-Prof. Fehmi 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: