DÜNYADA OLUP BİTENLER Kongo Dekbazlık Geçen haftanın birinci günü öğleye doğru tepeden tırnağa silâhlı si- yahi Gana askerlerinden başkasının görünmt Leopoldville -Kongonun merkezi- sokaklarından, açık bir Mer- cury arabanın içinde; arkasında 17- bandut gibi bir Kongolu polis ile ça- vuşluktan tümgeneralliğe terfi etti- rilmiş Kongo Genelkurmay Başkanı olduğu hâlde, ince, uzun boylu, sivri kırçıl sakallı bir zenci, dükkânların- dan, pencerelerinden o başlarını uza- tan halkın hayretle donmuş bakışları arasında Radio- Leopoldville binası- na doğru ilerliyordu. Bu zenci Kon- gonun meşhur Başbakanı Patrice Lumumba'dan başkası değildi. Patri- ce Lumumba Radyoevinin önüne var- dığı zaman otomobilinden indi, kendi- sini alkışlayan birkaç Kongoluya so- ğukkanlı ve güler bir yüzle selam verdi ve esas vaziyete geçmiş Ganalı nöbetçiler arasından geçerek Radyo- evine girdi. Birkaç dakika sonra Le- opoldville Radyosu, o Başbakan Lu- mumba'nın Cumhurbaşkanı Kasawu- bu'yu azlettiğine dair yaptığı konuş- mayı yayınlıyordu. Halbuki, birkaç saat önce yine Le- opoldville Radyosundan yayınlanan bir konuşmasında Cumhurbaşkanı Kasawubu Başbakan Lumumbayı az- letmiş ve Ayan Meclisi Başkanı Heo onun yerine Başbakan tâyin edilmiş- ti. İşte Lumumba, Kasawubu'nun bu konuşmasına cevap veriyordu Lu- mumba'ya göre vaziyet gayet basitti: Kongo Anayasasına göre oCumhur- başkanının Başbakanı azletme yetki- si yoktu. Bu yetki sâdece Parlâmen- toya aitti. Parlâmento böyle bir ka- rar vermediğine göre, İLumumba Kasawubu'nun azil kararım tanımı- yor, tamamiyle aksine, Cumhurbaş- kanım yetkilerini aşıp Anayasa dı- şına çıkmakla itham ediyordu. Doğrusu istenirse, Kasawubu'nun büyük bir hesap hatası yaptığı ve Ordu İleri gelenleri tarafından atla- tıldığı anlaşılıyordu. O kadar ki Ka- sawubu kendi konuşmasını yaptıktan sonra Radyoevini bile emniyet altına alamamış, Devlet merkezinde hâkim olan kendi partisi Bakongo'nun üye- lerini rakibi aleyhine seferber ede- memişti. Üstelik, Radyoevini ve şe- hirdeki diğer stratejik noktaları tutan Gana birliklerinin de Gana Cumhur- başkanı N'Khrumah'ın desteklediği Lumumba'dan yana oldukları anlaşı- lıyordu. Fakat, Kasawubu, yaptığı Hükü- AKİS, 12 EYLÜL 1960 met darbesinin daha ilk gününde tam bir yenilgiye uğradığı hâlde, Leopold- ville'deki Birleşmiş Milletler Kuvvet- leri hâla Kasawubu'yu tanırmış gibi hareket ediyorlardı. Nitekim, ertesi günü, Radyoevini tutan Gana birliği Lumumba'nın da, Kasawubu'nun da Radyo konuşmalarını yasak ediyordu. Fakat, Batı Devletleri, tek bir vah- det halinde bir Kongo Devleti yarat- ğ ğ mba'dan ziyade, federe devletlerden kurulu bir Kon- voyu arzulayan Kasawubu'yu tercih ediyorlardı. Hernekadar oKasawubu, halkı Lumumba aleyhine kışkırtırken siyahilerin beyaz ırk aleyhtarı hisle- rine hitap ediyor, "Lumumba Başba- kanlığa Belçikalılar tarafından geti- rildi" diyordu, -Tabii, Lumumba da bundan geri kalmıyacaktı. O da, ka- sawubu'nun "bir emperyalist ajanı olduğunu" ilân etti- fakat Batılılar için, bağımsızlık o taraftarı Katanga Başkanı ile diğer Kongoluların ara- sını bulmak hususunda en uygun for- mül, Kasawubu'nun ortalama for- mülü olabilirdi: Federasyon! Onun için, Fransız Birliğine dâhil bağım- sız Kongo Cumhuriyetinin -ikincisi- Başkanı Papaz Fulbert Youlou, Braz- zaville Radyosunun antenlerini Kasa- wubu'nun emrine tahsis etmişti. Bir- leşmiş Milletler Kuvvetleri de, Kasai Eyaletinde bağımsızlık taraftarı E- yalet Başbakanı Kalonci'nin Baluba Aşiretine mensup taraftarlarıyla çar- pışan merkezi Hükümet askerlerini taşıyan 12 Sovyet | İlyuşin nakliye u- çağının -Moskova tarafından Lumuro ba'ya hediye edilmiştir- bütün Kongo daki hava alanlanna inmesini önle- mek için, pistlere vsril döşüyorlardu Fakat, ertesi gün Lumumba, Mil- letvekilleri (o Meclisinden güven oyu almağa muvaffak oldu. Bir gün son- rada Ayan Meclisi, kırçıl sakallı gene Başbakanın bir buçuk saatlik demecinden sonra, kanaatini değişti- riyor ve ona büyük bir çoğunlukla güven oyu veriyordu, o Lumumba'nın durumu Anayasa plânında sapa- sağlam bir hâle gelmişti.