12 Eylül 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

12 Eylül 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

şir milletvekili Halük Timurtaşın eşi Ayhan Timurtaştı. Haftanın başından itibaren soruş- turma kurulları faaliyetlerini bir par- ça daha hızlandırmakta fayda mülâ- haza etmişler ve sakıtların yakınla- rıyla temaslarda bulunarak, onlar hakkında elde edilen malümata yeni- lerini ilâve etmeyi lüzumlu görmüş- lerdi. İşte bu faydalı temaslardan bi- ri de haftanın ortasında cereyan edi- yordu. Sabıkların ogayrimenkülleriyle a- lâkalı soruşturmayı. Hakkı Kâmil Beşe riyasetindeki I Numaralı Kurul yürütmekteydi. Kurul, 45 sabık D.P. milletvekili için bu arada bir hayli ter dökmüştü. Zira sakıtların devr-i ikbalde edindikleri ogayrimenküller sayıp tükenecek gibi değildi. Her bi- rinin, akla hayale gelmedik yerlerde, yüzbinlerce lira eden emlâkine rast- lanıyordu. Fakat bunların bâzıları öylesine kurnazca bir işleme tâbi tu- tulmuştu ki, Soruşturma Kurulu üye- leri bu emvalin menşeini bulup çıka- rabilmek için geceyi gündüze katmak zorunda kalıyorlar, fakat neticede parlak zekâlı sakıtların o falsolarını yakalıyorlardı. Ne var ki zaman azdı ve bir an evvel soruşturma ile alâka- lı malümatın Yüksek Soruşturma Kuruluna havalesi gerekiyordu. Bu- nun için de soruşturmanın bir an ev- vel müspet delillere istinat eden bir tarzda ikmali gerekmekteydi. İşte, haftanın ortasında sakıtla- rın yalanlarıyla yapılan görüşmeler bir nebze olsun bu mahzuru ortadan kaldırdı. Nitekim, sâkıtların yakınla- rıyla görülmeler yapan Soruşturma Kurulunun sorguya çektiği tek şahıs Ayhan Timurtaş olmadı. İbrahim Polatkan, Server Bayar, hattâ ve hattâ "Bay Yüzde On"un validesi de malümatlarına müracaat edilenler a- rasındaydı. Sakıtların oyakınları u- sun süren bir sorguya tâbi tutuldu- lar. Ancak bu sorgu, Menderesin ma- lüm ve meşum Tahkikat Komisyo- nundaki sorgudan pek farklı oluyor- du, Zira burada şahitlere eza edilmi- yor, bilâkis iyi omuamele yapılıyor, hattâ birer yorgunluk kahvesi bile ikram ediliyordu. Ancak, Soruşturma la hayale sığmaz marifetleri, onları ne de olsa üzüntüye o sevkediyordu Nitekim düşüklerin Yassıadadaki du ruşmalannı ailelerinin takibine bu mülâhazayla müsaade edildi Yorulanlar Haftanın başında başlayan bu hum- malı faaliyet, soruşturma kurulla- AKİS, 12 EYLÜL 1960 rının bitmek tükenmek bilmez mesa- ileriyle değerlendi ve haftanın sonu- na doğru, delilleri tamamlanarak ra- fa kaldırılan dosya adedi bir hayli yükseldi. Anlaşılan, bu tempo ile ku- rullar işlerini muayyen zamanda ta- mamlıyacaklardı. Fakat bu arada bir kısım soruşturma kurulu üyesi de yardı ki onlar bir türlü düştükleri gayya kuyusundan gün ışığına çıka- mıyorlardı. Bunlar, sâkıtların bizzat ifadelerini almakla vazifeli soruştur- ma kurulu üyeleriydi. Gerçi pek sı- caktan şikâyetçi olmadan -bu kurul ifadeleri Yassıadada almıştır- vazi- felerini tamamlamağa gayret sarf et- mişlerdi. Ancak, her ifâde ile bir par- ça daha çıkmaza giren ve büyüyen soruşturma o derece vüsat kazanmış- tı ki, merkezden yeni takviye almak lüzumu hâsıl olmuştu İşte, haftanın ortasında bu takvi- ye sayesinde işlerini bitiren 3 ve 4 Numaralı Soruşturma Kurulları Baş- kente döndüler vo dosyalar üzerinde incelemelere giriştiler. 3 ve u ralı Soruşturma Kurullarının Bı” kente döndükleri gün bir başka ku- rul da eğlenceli bir mesele üzerine e- gilmişti. Mesele, 1960 yılının İlk ayın- da tükenen 4,5 milyon liralık örtülü ödenek meselesiydi. Bu meselenin tetkiki için Yassıadaya kadar uzan- Ayhan Timurtaş Çiftetalihsizlik YURTTA OLUP BİTENLER mak gerekiyordu. Bu sebeple, iki ku- rulun vazifeleri ikmal edip merkeze döndükleri gün Şeref Gökmen baş- kanlığındaki 9 Numaralı Kurul, sâ- kıtların muvakkat ikametgâhı Yas- sıadaya müteveccihen hareket etti. Bu Kurul bir kaç gün içinde o sabık Başbakanı ve müsteşarı Ahmet Sa- lih Koruru ve diğer sakıt Bakanları sigaya çekecek, 4,5 milyon lira iken 50-60 milyona baliğ olan örtülü ö- denek macerasının hesabını soracak- Anlatılan, bütün Kurul ve komis- yonlarda çalışan üyeler soruşturma nın bir an evvel ve süratle ikmali i- çin SÖZ birliği etmişlerdi. Ne var ki bu tarz bir çalışma insanda ne asap bırakıyordu, ne de kuvvet. Bâzı üye- ler, bu akıntıları içlerine gömüp va- zifelerinin her şeyden mühim olduğu- nu kendi kendilerine telkin ettiler, fakat bâzıları da bu moralman yıkıcı çalışmanın darbelerinden kurtulama- dılar. Bunun bir misâli geçen hafta nın ortasında salı günü cereyan etti. İstanbuldaki 7 Numaralı Kurul Baş- kanı Hikmet Kümbetlioğlu o gün sa- bahın erken saatlerinde başına geçmiş ve her zamanki titiz- liği ile dosyaları tetkike koyulmuştu. Sıcağın ve yorucu çalışmanın bir kat daha yıprattığı Kümbetlioğlu birden bir krizle masasının üzerine yığılı- verdi. Arkadaştan koştular ve bir müddet evvel bir kalp hastalığı geçi- ren bu vefakâr arkadaşlarını alelace- le hastaneye kaldırdılar. Fakat Küm- betlioğlunun hastaneye (o kaldırılma- sıyla isler aksamış olmadı. Hemen 7 Numaralı Kuruldan Turgut Cemal Özdol ve Faruk Siret Değirmen vazi- fe başına geçerek kalınan yerden işe devam ettiler. Kabul edilmesi lâzımdır ki, Soruş- turma Kurulu üyeleri insanüstü bir gayret gösteriyorlardı., Bu feragatli çalışmanın yanında bir de yapılan maddi fedakârlık vardı ki müşkülü bir kat daha arttırıyordu. Üyelerin büyük bir kısmı hakları olan yevmi- elerireddetmişlerdi. Kurul için ay- rılan 500 bin liranın 200 bin lirası yolluklar ve zaruri masraflar için lirası ise olduğu Leyleğin ömrü... Soruşturma (Kurulu üyeleri o böyle tam bir intizam ve nizam içinde vazifelerini bütün güçlüklere rağmen ifa ederlerken, bir takım adamların füzüli müracaatları (onların gergin olan asaplarını bir kat bozuyordu Bu müracaatlar çok Za- man tetkik ediliyor ve icap eden ce- vap veriliyordu, Fakat işlerin süratle yürütülmesi gerekince ve zaman ta- sarrufu bahis mevzuu olunca kapıya talimat verildi ve bu kabil dilekçeli müracaatların alâkalı bakanlıkların 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: