SŞ ği ç YURTTA OLUP BİTENLER enderes, gecen hafta Çarşamba nü Türk Hava yollarının Viscount uçağı ile Ankaraya geldi. Yarında basın müşaviri Burhan Belge, dışiş- leri müşavir yardımcısı Melih Esen- bel ve huhusl kaleın müdürü Arif Öz- gen vardı. aşbakan Adnan Menderesin ya- nında Amerikadaki gezisi sıra- sında, Türkiyenin en büyük üç gün- delik gazetesinin mümtaz tem- bulunacaktır. Hükümet başkanının, gazetelerine — ka! giderek v.aptığı riyet — başyaz Nadir — Nadi, Hürriyet na.h.lbl H ilun Simavi ve Milliyet sahibi Ercüment Karacan bul ederek seyahate katılmışlar- llâ.dlrı 'nin mahiyeti ve dâvetln mânası ılyadeslyı ıçıktır. Bu mnh _veu ve bu mAnayı sezmemiş oldukları, sa: u- şulacak»ı, hatıra dalıi zetirllemez. Başbakan Adnan Mend üç mi- ıanrlnı Amerlkma. rkl e ba- tinin bulunmadığı )olun- d.ıkl lthamı fiilen tekzip İçin g mektedir. Atlantiğin ötesinde basın hürriyetine verilen ehemmiyet hiç klmsenln meçhum değlldlr ve Ame- a Türkiyede a.-ı ın re]lmlnin nasıl tenkit edildiği, rejimin nasıl Türk siyasi ıistemlnln mihenk tası sayıldığı herkes tarafın- mektedir. Bu terrkitler, Birleşik Devletlerin Ankaradaki zi- y eşhur Büyük Elçisi ta- Am ğ ye hesabına derin üzüntüler doğur- maktadır. Şimdi Başb: Menderesin bu ceırelerln karşısına basın yanında büyük Türk inin Üç hakiki temsllclsi olduğu halde çık- ması, ister mez, basın rejimimi- zin bizzat şöhretli xazetecllerlmlı terdiği mahareti takdir etmmemeye imkân yoktur. Fakat üç büyük ga- zeteci meslekleri ve gu anda demir pa maklıkların gerisinde ıstırap çe- eslekdaşları aleyhindeki şa- hltllk rolünü kabul etmemeliydiler. Zira üç gazetecinin Başbakan Menderesin refakatinde yaptıkları bu seyahat, onların omuzlarına bu rolü iradeleri dışında da olsa ıukle— mektedir. İşte üç gazete ki üçü nıüıtakildlr ve Mlhnssa lklsi gı—rek— tiğinde Menderes idaresini ser! kilde tenkit etmektedir. Bundan do- layı sahipleri hapiste midir? Asla! Bilâkis, bizzat Menderesin dâvetli- leri olarak itibar ve hürmet gör- 4KİS, 6 EKİM 1959 Başbakan, Anadolu Ajansının tâ- biriyle “beşüş” bir çehreyle uçaktan indi. Üçte biri boş koıtukıu kah nenin Amerikada buluna s Ça- lışma Bakanı Halük hepsi Esenboğa hava g!nmr idiler. Ön sıraya D. P. Me Baş- kanı ve “prloritalre” bakan adayı Âtıf Benderlioğlu, vazgeçilmez adam olduğu için Almanyadaki istirahat- gâhından geri çağrılan Başbakanlık Müşteşarı Ahmet Salih Korur ve imar işlerindeki sür'ati bâzan çok beğeni- en bâzan hiç beğenilmeyen Ankara ESEF mektedirler. Demck ki Türkiyede yasık olan Menderes idaresini tet- kit değildir. Mender2s sert te olsa, tenkitleri iyi karşılamaktadır. Mah- kemtedeki gazeteciler hapishaneter- eki gazeteciler, Ankara - Hilton ? Onlar tenkit hudutlarını aşarak şe- ref ve haysiyetlerle oynuyan, busın hürriyetini nuustimal eden blr ta- c cu. santajcıl: idü- &ü bellrxlzlı-rdir. Turkhemn cn iti- barlı üç gündel esinin müm- az temsllcllerlndı— Amerikada beklenen, bu muhakemeyi Ameri- kalıların zihinlerinde doğurmaktan başka nedir? Bir çocuk dahi bu ba- sit taktiği anlamamazlık edemezdi. Fakat asıl hayran kalınacak husus, boyleslne basit bir taktifin şu son dokuz senede belki yüzüncü defa tekrarlandığı halde hâlâ lşlhebll- me—ıı ve bir müşkül anı geçiştirmi e hâlâ yardım sıağlı_vabilmesldlr. hıe garip, bir “Bedri Köker” ister etten ister dalâletten her zaman yakı', ülbetm ki meselâ Nadir Nadi- nin, meselâ Milliyet gazctesinin, hatta Hürriyet gazetesinin Mende- res idaresi hakkındaki düşünceleri Nadir Nadi Zoraki Şahit 'l"urkh ede hlllnmektedlr Amerika seyahatinden Cumhuriyet B;ış_ynmrının ut Simavinin kendi yazılşleri müdür- lerine direktiflerinde bir değişiklik hatıra getirilemez. İnsanı üzen bu değildir. İnsanı üzen Cum- huriyetin, Milliyetin ve Hürriyetin de neşretti nutuk dolayı sadece öteki gazeteler muhakeme edilirken, bir hâdiseyi tesbit için Galata rıhtımına koşmuş Cumhuri- yet muhabiri bapse atılmışken, Menderesin basın işlerini tedvir e- tarafından & T çilelerim metanetle doldururlarken üç büyük tecini yük manevi desteklerini, tasvi etmedikleri bir zihniyetin emrine vermeyi reddi göze almamış bulun- malarıdır. Doğrudur, bir Hükümet Başkanı gazeteye kadar gelir de bir gazete- ciyi dâvet ederse ona itizar beyan etmek kolay değildir. Ama bir insa- nın kendlslndon beklenilen odur di- kingenlik veya yüz taotmaması gibi en masum sebeplerden dolayı dahi olsa lüzumlu bir red cevabını mese- l4 bir Nadir Nadinin veremediğini Ü yerimde bulunsa o da böyle davranırdı” inancını vü- reklerın köşesinde daima muhafaza etm i kimseler için hayal kırı- cı olm ur. ret ve hakiki kültür sahlbi diye blllncn ldmdeler. uılnıı yazılarıyla değil, belk ardan çok hareketleriyle kendllerlnden genç nesillere iİstikamet verirler. Kalı Radyoda Başbakana büyük gazetecimin retnknt ede- ceki habı—rlnln okunduğu ad- yo Gazetesi o üç bihuk gaıetecl dinlemiş olsıılardı son derece fay- dalı bir ibret dersi alırlardı. Radyo Gazetesi o sin sabık İdeal arkadaşı Safa Kı- lıçlıoğlunzı. gayet iğrenç bir şekilde, “Çöl Faresi” diye saldırıyordu. phesi yoktur.