YURTTA OLUP BİTENLER mesi için asgart! GÜ beygirlik kudrete ihtiyaç vardır. İşte biz, Faru bu-ağır yüklerden ikisinden kurtarıp letleştirilmiş partiğilik”in hı'ıdıkap- urtulunacağı ve u gibi cevval bir no!..t..k.ıcı yunca pârtisin! alkışlatmasını Tunce> nın pasifine' unutmamak Üzere kay- detmişlerdi şehrimize ve partimize faydalı olma- — nın 1darosmdekl C. H. P. Nle rmiicade- ir İtmanını Tet eden A- ya callqıyoruz lede eskisi kadar boynu bukuk kalın- — merikan Boston sancak gemisi ku- k 'Tuncanın karşısında yer mıyacağı tahmın edili. man ı Tümamiral E. P. Holmes Ş alan hı/.ip, Vali Kemal Hadımlınin bir “İdealist” dvmokratlar. şerefine, Amerikan Başkonsolosunun ibi çalışmasını bu- Farux .—:'ıca ile Lebit Yurdoğlu ara- verd!g'ı koktey! partıde misafir Aml— İ g'ünkü ıdarPcılennl"ayetsaı'ğimn bir inda mukayeseler yapmayı ve bun- — ral.ın Faruk Tun  neticesi olarak tı rdoğlu ile meı- tmekte ve şx- ka)etcl olduıdarı bu durumun düze mesini İl teşkılatı- Nin kuvvetini pa, görmekıedlrler Be lediye — kadroları- 4 SH arın ve J Kulübünün Tunca ve — taraftarlarını destekleyen ocak ve bucak başkan- larıyla semt kaha- dayıları tarafından doldurulmasındaki faaliyetinin taraf- kalmaları gere- y-— — ” DÜÖNEMEÇ ı) emokraîlk sisteme geçtiğimizden beri, yani, eline Pmdret verilen baseleri bir Atatürk, bir lnonü gibi “Büyük Adam"lar değil “Büyük Kütıı—ler" seçtiğinden bu yana memlieketsaeverlerin lr'!nde bir indişe var- dı. Endişe şuydu: O “Büyük Adum"lıırın bile z n Zaman hâtfâya düş- tükleri bir sahada “Büyük Kütleler” xanılmaşacukl.ı.r mıdır’ “Büyük Kütleler”"! kandırmak “Büyük Adam”ları kandırmaktan daha kolay ol- mayacak mıdır? İtlraf etmek lâzımdır ki son ontüiç sene ve son onüç si nede yükselen, parlayan bazı politikacılar böyle bir endişenin hık—ıı sayılamıyacağını ispat etmiştir. “Büyük Kiıtlek-r" dikkatle tezgâha k nulan bir muayyen politikanın güz kamaştırıcı yaratıklarını baştacı et- mekten kendilerini alamamışlar, onların basit, fu.k devamlı ve israrlı üsüllerinin kurbamı olmaktan kurtulamamışla:; senin, memleketin slşasi bıımwinde badec'c mevzli değil, mikro- sinde onların yüzde yüz kopyası bir sınıf politikacı türemiştir. Bir glo-Sakkon prensibinin, “Dürüs en İyi polttikadır” prensi- binin bizim taze demokratik hayatımızda kena; tılmak — tehlikesine gul olması bile hi- zipler arkasında bo ceriksizl ne yuvanlar kııydo- dilmesine sebep olu yordu. İhtimal bu sebeple, Amiral Holmes'in Boston lar Tevfik İleri ile birlikte gitmeyi uy deki vazife deği- şikliğinden de söz açıldı. — Yurdoğlu. bahsi “Darısı başi- ken idare irle- Ç nıza” diye Kkapa- : MHer tarafın yâdedilen hizm en Ü gün şart riyle zabıta kuv- ve icapları karşısında istifayla boş bıraktığı Genel Sekreterliğe İx tınca, İleri bir bağ- 4 vetleri tarafından üştü / u etfrilmesi ruba doğrü gını gördüğü küçük usullere iltifatı denememiştir. Kendisini ön plâna çı- K, Ç Bi e aracak meşru gayretlere bile ifWfat etmeyen bu adamın politikamızın | &list” — demokrat- Pu C. H. P. den ağdağası içinde kaybolmamış olması hakikf kıvmetlerln en sondu da- | lar, bundan sonra dığı — halde idare bita kuvvetlerinin himayesi yüzünden tarafsız büyük halk kütlelerinde, hatta partililer a- y belirmesine yol açmıştır. Bir politikacı ki onüç y ta bir tek an devlet adamlığı vasıflarından tâviz vermeyi kabul etmemiş, gölgeden çıkmak için asla gözlere kül atmamış, geçici başarılar sağladı- d ima takdlr edlleceğinln şeık verici delilini teşkil etiniştir. fot partisinin yaptığı seçim ve sadece göz kamaştırıcı taşla- ra mğlx—t ettlği sunıl.xn “Bılv ük lnmcler"ln (ıenel Sekreter Aksalı vyal- , eğil, Üyi yle de derhal sarmış bu- - hususunda İlk alâka 4 a) lunması ııolltlkadn lıtikhn.lln ki çeldci işarettir. Genel Sekreter A birçok pütuli efsa- esini yıkacak, sliyasi hayatta h: n İşler üzerine ciddi- vetle eğilmekten kaçmamak olduğunu. ha.kikl kültürün meselelerin snt- çok — tuttu. “İde- her konusmalıruı- sında D. P. nin hında kalmayıp detinine inmeği gerektirdiğini ve nihayet doğruyua söy- teğanÜlün xerelğ " pek zayıf düştüğü femenin asla handikap teşkil etmediğini parlık bir şekilde ortaya ko- et görek Bibi hatalı ve hak- yacaktır. ATUĞA, af sız bir kanaat ya- ratılmaktadır” di- yerek üzüntülerini ifade etmektedir- ler. Bu sebeplerle kendilerine — “ide- alist” sıfatını uy- gun gören bu hi- zipçiler, dinamik ve imanlı idareci- Demokrasimizin onüçüncü yılında politika hayatımızın hazin man- zarası böyle bir tecrübeyi gerekli kılıyordu. Bu beyi başarıya gö- türmek yitkü Genel Sekreter Aksal Içln kendi partlıhıl başarıya götür- mekten çok daha mühlm hir vazif! T görmek her pnrtlvl kendi içindeki Akıınlları bulap çıkarmaya Zzorlüya- cak ve Demukmslmh o v atik hayatı geçilirken an aldatılabilir, mllletln bir kı—.mı datma da aldatılabilir, ama bütün bir ı" ıııwııl l İn şimdiye kadar hep doğru çıkmış Bu prensibin uınlış çıknkı tek yer Türkiye olamarz. : leri iş başına getl- recek bir teşebbü- sün lüzumunu ilâ- ve ediyorlardı. Tı—ncere ile kaımâ zmirdeki hizip Ve zabıta kuvvet- “Sen şirketçisin”, lerinin — desteğin “Sen den de şir- muhtaç — olmaksızın eski — dan “ahkâm” çıkarmayı ketcisin” şeklindeki münakaşasıyla Eged kudret ve satvetme kuvuşacağma L nanmaktad İdealıstlerm şimdıllk en büyük ar- zuları, . P. İl kongresinin ya- pılması ve 1ş başma. partililerin rey- leriyle gelen dinamik idarecilerin geç- mesinin teminidir. Bü suretle “dev- propafandı larırlın bif ogası olarak daima kulia- nıyorlarhı. 9 Eylül törenlerinde F'a- ruk Tuncanın D. P. çelengini hammal- lara taşitmasına mukabil, Lebit Yurd- oğlurun C.H.P. celengini milletvekille- riyle birlikte yüklenerek geçit resmi- atılmasını, böylece sokaklar bBo- meşhur olan kavgayı tamamiyle se biraz andırıyordu. “İdealist”lerin o- cak ve bucak başkanlarıyla semt k badayılarına dolgun Ücretli işler tev- zf ederek ayakta durduğunu iddia et- tığı idareciler de kendilerine “tdaa- — Yat” adı verilen kimselerin Zengin — C AKİS, € EKRİM 1958 ' 5..