YURTTA OLUP BİTENLER mMmiş bir alâkası ılı_ Yamanr bu tar hAdiscsinin buş k:ı'm'; ı oydu. $ nıkları birer birer o ummış ilk “mu- o cri o *'3pm: şı taraf avukatî“ıı derhal bir. zabit tutmuşlar ve hakim Avni Frkunta takxdim etmislerdi. Halbuki, ambalaj mMütehaasısı polis Buminin bütün gay- reti, polis arkadaşlarını, muhakeme esnasında zıt ifmıı ler vermekten ko- Tumak icindi. O nolisin şerefini ko- YTuyordu. Eskı mrariRaf'z ve ambar bek- çisi, şimdi, tek başına, poalislik mesle- #inin şerefml ngxlendırpn bir mesele- de, baş eydi ve fanirlerinden yeni bir takdirnameyı hak edecek kadar canla başla çalışıyordu. Şaşırmak yok! l ıihtim — hadisesinin sayıları - 50'yi aşan polis şahitleri, mahkeme- huzurunda, sanık avukatlarının sual- leriyle bunalıp soğuk terler dökerken, dışarda daha da sıkı bir sorgu-su- &l, onlara, emdikleri sütü burunların- dan Bgetiriyordu. Mahkemede, hâki- min “bunları tanıyor musun?” sua- İine, sanıkları tanımadığını söyleyen hazırkuvvetlere mensup Vahap Ulu- âmirleri tarafından sorguya e & | Bumin Yanınnoğlu “Küçük dağları...” Egemen Bostancı ve tumı Yavuz muhalaza sıtinya Gazetecilik güzel meslektir! cekilmişti. Mahkemede, avukatların sordukları sualler karşısında bunalan ve birbirini tutmaz ifâdeler veren po- lisler de sonra dışarda adamakıllı haş- lanıyorlar, bilhassa Buminin tarizle- rinden kurtulamıyorlardı. Pazartesi günü, mahkeme sırasında, sanık avu- katlarından Seyda Güley, Bumin Ya- manoğlunun şahitler Üzerinde telkin- lerde bulunduğu sırada tutulmuş zap- tı hakime uzatırken, şunları söylüyor- du: “Sayın hakim bütün bu mahkeme, Bumin beyin oyunu olarak devam e- demez. Allah için, ibreti âlem icin bu şahıs hakkında tahkikat açılmasını talep ediyoruz.”, Hâkim talebi uygun görmüş ve zaptı savcılara vermişti. Rıhtım olaylarının bütün kanave- si, Toplantı ve Gösteri Kanununun azimle tatbik edileceği hususunda, vatandaş şuuraltına işleyecek bir şid- det gösterisinden ibaretti, Mesele, ha- disenin ertesi günü Istanbul Valisi Ethem Yetkinerin Radyo ile neşre- dilen beyanatında da belirtildiği gibi “kanuna ve asayiş kuvvetlerine kar- arla, zabıta ile münakaşa itişmeye yeltenenlerin ugrayacakları akıbet”i canlı bir misalle göstermek- e muttasıl, yüşlerı Ka- sürüyor, hatta bunu ispat d edi- yordu. Son hareket, kanunların tat- bikatı hususunda, İktidarı t.it!zlığine ibretli bir delil teşkil edccek şiddi ette yapılmış ve Muhalefetin cesareti rılmak istenmişti. Polisin bu defa.ki seferberliği buydu. Fakat Mmahkeme safahatından görülmüştü ki, bütün lddialara ve şiddete rağmen, sanık- lar, kendilerine ianad edilen suclarla pek ilgili görünmemektedirler hal, ihtimal “pa.ketleylcl"lenn makılıı canını sıkmaktad ve bu Basın - Yayın Dimyattaki pirinç... dadaki altı kişi gözlerini açmış yedinci şahsın anlattıklarını din- MNyordu. Arada sırada da kaçamak nazarlarla birbirlerine bakan altı ki- şiden biri nihayet dayanamadı ve O- daya girdiğinden beri susmasının acı- sını cıkarmak istiyormuş gibi olduk- a sert ve bir sesle, “Ama bey efendi dedi, o sizin hükümetçe mene- dilmiş yere girilmez dedığ'lmz anda gazeteclmn vazifesi başlar, haber an- cak o an itibaren habcr değerini kazan Da x alardan beri karşısındaki- leri hayretten hayrete düşüren ko- nuşmayı yapan kır saçlı, ad an durdu. Do bir çıkış beklemiyordu. Ama genç muhatabının daha fazla konuşması- na imkân bırakmadan yeniden söze başladı: “— Dünyanın hiç bir yerinde hü- kümetçe istenmeyen yere gazteciler girmez, haber almaz, resim çekmez. Bakın Londrada Başbakanımızın uğ- radığı uçak kazası sırasında hastaha- Ne kapısında resmini çekmek isteyen foto muhabirleri bile Şefik Fenme- r tek sözü Üzerine makinaları- nın objektıflerini yere çevirdiler, bu e böyle olmalıdır. İstenmeyen resım ceknmemelı istenmeyen ha yanlma ar” a.ks altı kişi bir kere daha “ıım efendım" diye başlayan itiraz ANİZ. € RETA 1025 — .— vv — - —