K A D Meslekler Bir Türk mankeni G enç kız pembe koltuğa oturur- ken, elleriyle, kızıla 'bakan uzun saçlarını düzeltti. Üzerinde yeşil bir şveter, siyah dar bir eteklik vardı. İri gozlennı hafifçe mdu, karşı- sındakı' gazetecıye gülerek baktı — dayı severim" dedi. Gazetecı kadındı "— Ben de" dıye itiraf etti.. 'A- ma onu takip etmek biraz zor da.." 'kız. tekrar gülümsedi ve azeteci de gülümsedi. Genç kız için, -bu tanınmış Türk mankeni u, idi-, modayı takip etmek o kadar zor bir i iş değildi tabii.. An- karalılar da. bırçok defilelerde onun incecik Uzu: cudunu, zarif hare- ketlerini seyretmek fırsatını bulm lardı. Lale Uslu, olgunlaşmanın kre— asyonlarını memleket içinde ve dışın- da teîhır ediyor, onlara kendinden birşeyler katmasını başarıyordu. Pa- riste Chiristian Dior'dan teklif aldı- ğı zaman bunu bir prensip meselesi Yuzun en reddetmek zorunda kalmış, stanbulda Dior kreasyonlarını teş- hir etmeyi kabul etmişti. Öteki hüner A ma Lale Uslunun modayı sevme- sinin biricik sebebi bu da değildi. Her giydiğini — yakıştırabilmek. her modayı takip etmek, -her modele uy- mak şüphesiz ki her r genç kızın, her kadının aradığı bir mazhanyettı fa- kat Lale Uslunun asıl başka bir hü- neri vardı: oO aynı zamanda terzi idi. Metre metre kumaşlar alır, onları mankenlere sarar saatlerce üzerle- e Paris modasının ana hatlanna sadık kalmakla beraber da- ima kendisinden birşeyler yaratırdı Galiba hayattaki en büyük z bu idi. İşte Beyoğluda Bekaı' sokak- taki atölyesinde sabahın sekizinden, amın sekizine kadar bıkmadan çalışmasının sebebi bu idi. Atölyeyi. tecrübeli bir arkadaşı Halük Yenil- mezle beraber açmıştı. Bunun için aylarca münasip bir yer aramış ve N Lâle Uslu Bir koltukta kaç karpuz ? henüz üst katlar bitmeden bu yeni apartmana, rende gürültüleri ve bo- ya kokulan arasında taşınıvermişti. Atölye zevkle döşenmişti, geniş, fe- rah ve sıcacıktı. Yaz modası B elkis Durmaz -genç' kızın asıl is- mi bu idi ve terzi olarak bunu kullanıyordu yaz koleksiyonunu ha zırlıyordu. Çok yakında büyük b defileye işt 1rak edecek ve orada La— le Uslu, urmazın elbiseleri- ni teşhır edecektı' Canlı cansız mankenlerin arasında dolaş- ması insana tuhaf bir his veriyordu. Sanki o tahtaya can vermeye çalışı- yor, kumaşların birini alıp birisini bırakıyordu. Renk renk emprime sa- tenler, şeker' gibi düz pembe, gelin- cik gıbı kıpkırmızı - koton satenler, avucun içine sığan tarafa empiri- meler odayı bir yaz bahçesine çevi- ri vermişti. Gazeteci bir an kumaşla- AKİS,7 ŞUBAT 1959 ra baktı ve şüpheci: "-- Bunları nereden bulunuz de- di. FHerhalde yerli değil?" Belkıs Durmaz güldü: "-— Sakın böyle birşey yazmayın sonlr_a'"sizi tekzip ederim. Bunlar hep- rli! Gazeteci yerinden kalktı, kumaş- ları elledi ve markalarına baktı. E- vet hepsi, yerli idi ama henüz piyasa- ya çıkmamışlardı. Gazeteci sordu: — Yaz — modasını hazırlamak için biraz erken değil mi "— Hayır, çünkü modanın ana hatları bugun belli olmuî vaziyet- tedir. Bu yaz ampir elbiseler azala— cak! Zaten bunlar yaz kıyafetleri den ziyade süslü kıyafetlere gider. Yaz elbiselerinin kemerli kesik bel- li olmaları kolay giyilmelerini sağlar, önümüzdeki aylarda bunların daha fazla rağbet gormelerı gayet tabiidir. Etekler gene kısadır. Vakıa her mi- din eteğini kısaltmaya - mecburdur ama, bunun da bir haddi vardır; Her kadın yerden elli santim yuksekte etek giyemez tabii! insan kendisini güzelleştirecek tarzda ve bunun için takip etmelidir". Belkıs Durm du, — düşündü, — Tabıı dedi terzi daima mankeni herltâoyda her ende mankeni düşün- mali Aile Bize göre bütçe B ugün Türkiyede ev kadınının en büyük meselesi bütçe meselesidir. Ailenin, mütemadiyen değişen İktisa- di politikaya ve fi tlara ayak uydur- ması, maddi ve manevi bir sarsıntı geçirmeden bunlara intibak etmesi cidden meseledir. Bugün memleketi» m izdeki durum normal 'bütçe -, yışını çok aşan bir durumdur ve, me- sala Avrupalı bir ev kadını iiçn düşi u— nülmüş bir ideal bütçe, bugün Türk kadınım ancak hazin hazin gü 1— dürecektir. Avrupalı kadın bütçesini tanzim ederken gezme parasını, tatil masraflarını, hediye paralarını da tıpkı mutfak masrafı ev kirası, elek- trik ve havagazı gibi bir kenara ayı- rır. Her ay mahakkak bir ekonomi*