DÜNYADA OLUP BİTENLER Mao-Tse-Tung Thorez Tito Arananlar! kam ve bir sürü de istifham işareti bırakarak kürsüden inmişti Delege— i sonraki cennet için, ü fedakarlıklara kendilerine sormakta ve çeşitli sıkın- tılar pahasına gırışılen bu hızlı gidi- şin nerelere varacağını araştırmak taydılar. Tabii bütün bunlar herke- sin kafasında cereyan ediyordu ve şışarıya akse en manzar,; a bu endı şelerden amen âzâde gibiydi. - legeler hep birlikte ayaga kalkmışlar ve büyük diktatörü alkışlamağa baş- lamışlardı. Al martini.'.. Yabancı gazeteciler, dakikası daki- ka bina vapılan Fransızca İngiliz- ci İtalyanca, İspanyolca ve Alman- ca tercümeler sayesinde nutku başın- dan sonuna kadar eksiksiz takip e- debilmişlerdi Onları asıl alâkadar Krutçefın Sovyetler Bir- eşsız kâlkınma" da söylediklerinden ziyade, olan münasebetler bakımından söyle- diği' sözlerdi. Sovyet Başbakanı nut- kuna Sputnikler ve Luniklerle başla- mıştı. Sovyetlerin artık teknik ba- kandan bütün dünya memleketlerini geride bıraktığını, — askeri sahada kimsenin Rusyayâ meydan okuyam yacağını, Kızılordu elindeki füzelerin ve atom silâhlarının en ileri gelişme seviyesine ulaştıklarını iddia etmişti. Krufçef, — nutuktaki bu kısmın bil- hassa azametli olmasına ehemmiyet vermiş, Sovyet askeri gücünü tasvir ederken hayli mübalâğalı konuşmuş- Rus sıyasetı artık kurnazlık ve d şeklini almaktaydı. tehditlere en güzel cevabı yine Baş- bakan Eisenhower yerdi: Amerikan devlet adamı "Sovyetlerin her söyle- diklerine inanmamalı" demekle ikti- a etti. Gelenler, gelmeyenler Kongrenin en çok alaka çeken ta- raflarından biri de, "yabancı mi- safırler"dı. Geçen haftakı kongreden 22 onbeş fazlasıyla bu defa tam yetmiş yabancı delegasyon gelmişti. Bunlar Sıasında bütün dünya komünist par- tılerınm en azılı lıderlermı görmek İtalyadan Togliatti, Fransadan Duc- -los. Doğu Almânyadan Ulbricht, Po- lonyadan Gomulka ve Macaristandan çarpıyordu. r ri çekingenlik için verilm olduğu noktasında ittifak etmektey- di. Dünyadaki Komünist liderlerin- den Üüçü ortalıkta , görünmüyordu. Bunlar Mao-Tse-tung, Thorez've Ti- toydu. Krutçef nutkunda, Çin-Sovyet dostluğundan hararetle bahsetmiş. Çınlılerın sosyalist metodlar bakı- Sovyetlerden degışık bir -yol tutmuş olmalarına rağmen, aradaki yakınlığın devam ettiğini — bilhassa belirtmişti. Tito hakkında söylenen- ler, tabii, hiç de hoşa gider cinsten değildi. Yugoslav — devlet başkanı, Krutçefin nutkunda sert bir şekilde tenkıd edilmiş, tuttugu yol "emper- uşaklığı" olarak vasıflandı- . Thorez ise rahatsızlığı dola- yısıyla Moskovaya kadar gelmemiş- ti ama, tam Kongre günü yayınlan- ması ricasıyla Pravdaya uzun bir makale yollamayı da ihmal etmemiş- ti. Monako Diktatörlük hevesi ünyanın her tarafında diktatör- ler birer ikişer devrilirken, ge- çen hafta, Avrupada yeni bir dikta- tör taslağı ortaya çıktı. Güzel Gra- ce Kelly'nin kocası Prens Rainier Hazretleri Monako Maeclisini feshet- ti, Anayasayı muvakkaten kaldırdı ve memleketin idaresini resmen ken- di eline aldı. Aslına bakılırsa kırk yılda bir yaptıkları o ku- İ durumda esaslı bir değişiklik meydana getirmemekte dir. Monakonun idaresi bundan önce de Prens ailesinin elindeydi ve mev- cut meclisler bir operet devletinin dekorunu teşkil etmek üzere kurul- muştu. Gecen hafta olup bitenlerin asil dikkate şayan tarafı, Prens Ra- inier tarafından gırışılen hareketin esbabı mucibesi olmuştur. meşhur olan ve en güzel köşesinde hükümdarlık oy- sürmektedir. "Monte Carlo'daki hayatın ve bil- hassa Prens sarayındaki durumun Prens Rainier ve Grace Kelly Yatak odasından geçen ihtilal AKİS, 7 ŞUBAT 1959