YURTTA OLUP BİTENLER Enkaz altında kalmış 40 vatan- daşımızı muhakkak bir ölümden bu suretle kurtarmağa — muvaffak ol- duk. O gecenin sabahına kadar ve teessür içinde hadise yerinde kaldım. Kendisine hiçbir faidemiz dokunma dığı halde üç çocuğunu birden kay- eden o muhterem Albay bile alaka- mı takdir lutfunda bulundu. Yazdı- ğı bir mektupla bana teşekkür etti, İstanbul matbuatında buna ait bir- çok yazılar neşredildi. Haki u merkezde iken ve bunu sizler de pek iyi bilmekde ol- manıza rağmen, 1950 den evvelki Kartal - Yunus çimentosu — hariç, herşeyi çürük ve yanlış, her tedbiri hatalı, ruhsatlı inşaatı kaçak ve ni- zama uygun projeleri nizamsız diye yazdınız, vazifeli her şahsa kusur ve ihmal isnat ettiniz, D. P. de yeri olmayan mal sahibini parti teşkila- tının ileri gelenlerinden diye göster- diniz. Ve bütün bunlar yetmiyormuş gibi; 00:001 numaralı arabayı da i- çinde gece kıyafetine bürünmüş iki genç kadın ile birlikde facia, mahal- lınde farz ve tahayyül ettiniz. yapmağa — mecburdunuz. unku aksı takdırde nüviyetini kaybederdi. Ben mektubu Derginizi oku- yanlar varsa her iki yazıyı da mu- kayese ederek, vicdanları ile başba- şa kalabilsinler diye size gönderdim; İmzamın sütunlarınızda yer alması-. na sırf bunun için katlandım; Hakı- katları inkarda bu kadar ileri git- mek, insanları değil. Cenabı hakkı dahi incitir. Ve sizler bundan bir- gün çok zarar görürsünüz. 2.2.59 İstanbul Valisi Ethem Yetkiner -. 18.45 Meclis Gurpu idare saat 17 - 20 idare sırrı" milletve- Parti partinin ca yenı bir çalışma tarzına yönelen H. P., Parti Meclisi, Mer- kez idare Kurulu ve Meclis Grubu U, arasında da ahenk kurarak işlere kolaylıkla çeki düzen verebilecektir: Şuphesız bu yeni çalışma 'tarzı: C. . Ust kademeler idarecilerini da- 10 Akis dergisi . ha fazla gayret sarfına mecbur, ede- cektir. Bu şekilde çok yorulacaklar- dan biri de yeni Genel Sekreter Yar- dımcısı Dr. Kemal Satır olacaktır. Her dem taz - Zun boylu “atletik' yapılı, hemen daima gülen gözleri ile karşısın- dakine itimat ve emniyet telkin eden bir insan olan Kemal Satır hiç gös- termemesine rağmen tam 48 yaşın- dadır. Onu pek yakından tanımayan muhatapları ağzından "kırksekiz ya- ındayım" sözünü duyduklarında pek şaşırırlar. Çok partili hayata girdi- ğimiz yılların "gene' bakanlar" ından biri olan Satır, ne hikmettir bilin- mez hâlâ o ilk bakan olduğu günle- rin "genç" ligini üzerinde taşır Adananın Salıcılar mahallesınde dünyaya gelen Kemal, orta halli bir ailenin çocuğudur. — Babasının âdı Mustafadır. Babası senelerce devlet İşte Böyle Mehmet Ağa !. Zabıta ve Maliye — müfettiş-. leri ta İsviçreye kadar gi- derek büyük bir döviz kaçak-' çılığını meydana çıkarıyorlar ve kaçakçılar adaletın pençe- sine tevdi edili: Vazıfelerıdır " enel Sekreter Kasım Gü- lek, Avrupa dönüşü bir basın toplantısı yaparak zabı- tanın bu — muvaffakiyetinden kendiline - pay — çıkarıyor ve "Nasıl... Ben geçen sene söy- lemedim mi?” diye övünüyor. Âdetidir. İ şi başından aşkın Maliye Bakanı Hasan PoLatkan da Güleke cevap yetiştirmeğe ve Ulus'a tekzip göndermeğe -dün- yanın en mühim işi. başladı- gından gazete — sütunlarında, bir tüyü bile yerinden oynata— mıyacak bir fırtına kopuyor. Talihimizdir. hizmetinde çalıştığından küçük Ke- mal ve annesi Zekiye hanım Anado- luyu hemen hemen baştan aşağı do- laşmışlardır. Kemal Satır baba tara- fından Elazığlıdır. Mustafa — efendi Elâzığda Şatıroğullarından diye ta- nınır. Nitekim soyadı kanunu çıktı- ğgında babası hiç olmazsa — şeklen benzesin diye soyadını Satır almış ve o sırada İstanbulda Tıbbiyede o- kuyan oğlu Kemale "baba adımdan bir türlü geçemiyorum. Bari şeklen benzesin diye Şatırı Satır yaptım" diye yazmıştır. Kemal ailenin tek çocuğudur. Her tek çocuklu ailede okluğu gibi son- suz bir dikkat ve alâka içinde bü- yümüştür. İlk, orta ve liseyi Ada- nada okuyan Kemal, — babasının memuriyeti dolayısı ile lise dip- lomasını Kayseride almıştır. 1930 yılında — İstanbula emal, Tıb Fakültesine kaydolmuş ve bu- rayı da 1936 yılında bitirmiştir. "Tıb- biyeden hatırladığınız sınıf arkadaş- larınız kimlerdir?" diye sorulduğun- da gülümseyerek "Namık Gedik ve Nafiz Körez" diye cevap verir. Bir doktorun maceraları 936 yılında Tıbbiyeden mezun o- İlan Kemal Satır ilk askerliğini Bursada yapmıştır. . Bursadaki as- kerliğine ait hatıralarını anlata an- lata bitiremez. Askerlikten sonra o zamanki bütün Tıbbiye — mezunları gibi mecburı hizmetini yapmak için büküm baş vurmuş ve Malatya- . nin, demokratık idari- taksımattan sonra Adıyamanın- — bir ' kazasına. Besniye Hükümet Tabibi tâyin edil- miştir. Besnide yedi - sekiz ay ka- lan Kemal Satır, üç yıllık mecburi hizmetinden geri kalan ayların be- delini ödeyerek hükümet kapısından ayrılmış Adanaya gelmiştir. Adana- da bir muayenehane açan Kemal Sa- ' tır kısa zamanda şöhret yan- mıştır. Sadece tıb kıtaplarında oku- duğu ile yetinmeyip, modern tıb li- teratürünü de günü gününe takip eden genç hekim, güler yüzlü ve has- talara itimat telkin eden neşesi ile de muhitin” cok tutulan ve sevilen bir doktoru -olmuştur. Kemal Satırın Adanada günden güne büyüyen — şöhreti o günlerde Adana C. H. P. İl teşkilâtında vazi- fe alanların da dikkatini çektiğin- den bir takım arkadaşları vasıta- sıyla Kemal Satırı partiye girmeğe teşvik etmişler ve Satır da bu tale- bi kabul ettiğinden 1938 de C. H. P. ye katılmıştır. İlk vilâyet kongresin- de İdare Heyetine seçilen Satır, kı- sa bir zaman sonra Halkevi başkanı olmuştur. Bu arada pratisyen kim olarak paranın o kıymetli za- manında ayda iki bin lirayı kolayca kazanan — Satır, boş zamanlarında kendini iyiden iyiye parti — işlerine vermeğe başlamış, Kızılay Umumi Kâtipliği Belediye Encümeni âza- lığı gibi sosyal işlerle de uğraşmağa aşlamıştır İkinci Dünya Savaşının en civ- civli günlerinde ikinci bir defa as- kere çağrılan Kemal Satır .1940- ön- ce Orhangazide ve Yalovada vazife Öörmüş, sonra Sadık Aldoğan ku- mandasındaki tümeni ile bırhkte Devreke nakledilmiştir. İki yil sü- ren ikinci askerliğinden — üsteğmen olarak ayrılan Kemal Satır asker- lik dönüşü yeniden Adanaya gelmiş- tir. Zonguldaktan Adanaya geçerken Ankaraya da uğrayan genç doktor, o zamanki C. H. P. Genel Sekreteri Memduh Şevket Esendal ile tanıştı- rılmıştır. İl görüşmesi sonunda Memduh Şevket Esendalın bir par- tici olarak pek zayıf olduğu kanaa- tine varan Satır hayret içinde kal- mış ve e bayağı so- gumuştur Bu nasıl partıdır ki en yüksek 'makamlarından birinin ba- AKİS, 7 ŞUBAT 1959