YURTTA OLUP BİTENLER Benderlioğlu, — 1950, 1954 — dert dinliyor ir de bugünküleri dinlese ye gelince, partı olarak fazla bir hareket yoktu Hangi fayda? ğrusu istenilirse lider müfrit de, . Meclis Grubu mutedil bir Grup değildir. Tıpkı 1946-50 C.H.P. Grubunun topyekün mutedil olmadı— ğı gibi. Seçımlere gıdılırken 'Biz ne yapıyoruz, serbest seçimi benimser- sek bırımı gelemeyız Demokrasi bi- ze gö değildir" İzmir mılletvekılını o tarihte nasıl hararetle alkışlamışsa, bugün de Demokrasi hareketi aley— hindeki her hareket D. P. Grubu i- çinde kendisine kuvvetli bir taraf- tar kütlesi bulmaktadır. Fazla uza- ğa gitmeğe lüzum yoktur. Zaferi a- çıp okumak kaâfidir. Başhğında "Za- fer Demokrasinindir"" diyen D. P. organı yalnız Turkıyedekı hürriyet kısıcı - tedbirle deği dünyanın her yerindeki bu nevi tedbırlerın şam- piyonluğunu yapmaktadır. Zaten se neler var ki, Zafer Demokrasinin de- ğil. Demokrasi Zaferindir. Buna rağmen, geçen — devredeki ifrat aleyhtarı milletvekilleri Mecli- sin arka sıralarında oturdukları i- çin "Yaylacılar" adını alan mutedil demokratlar, gazeteden öğrendikleri haberden memnun olmadılar. Parti kongrelerini tahdit ne fayda vere- diyen bir şöhretli C. H. P. Grubu cekti . H. P. nin binlerce ocağı vardır. Kalbur üstü hatipler gidip konuşmak istediler mi 52 pazar 520 erde konuşabilirler. Mesele ko ng- relerde dile getirilen şıkayetlerı orta— dan kaldırmaktır. Mesele D e canlı, kongre yapan bir partı hahne sokmaktır Böyle yapıldı mı, en kuv- vetli muhalif hatibin sözleri dağda ça lınan davuldan fazla tesir bırakmaz. Böyle düşünen hizbin başında, bu- gün Atıf Benderlioğlu vardır. Ben- derlioğlu, birkaç akradaşıyla birlik- te, son derece çekingencesine de ol- sa "Esas olan Partidir"' prensibini AKİS, 7 HAZİRAN, 1958 müdafaaya çalışmaktadır. Şafakla beraber ene 1950. Aylardan Kasım. Son- bahar bütün haşmetiyle Anka- rayı avuçları içine almış. Hemen bü- tün yollar dökülen sararmış yaprak- larla dolu. Gece yarısından bir iki saat sonra uyandırılmış ve Ankara- nın yollarına salıverilmiş çöpçüler, ellerinde süpürgeler, harıl harıl yer- deki yaprakları ve tozu topragı Ssü- pürüyorlar. Şafak daha yeni atmış. Birden yanı başlarında bir adam be- liriyor. Kırlaşmış saçları son derece temiz ve itinalı giyimi ile ne sokak- ta sabahlamış bir sarhoşu, ne de bir gece kuşunu andırıyor. Belli ki ya- tağından daha yeni kalkmış, traş ol- muş, giyinmiş ve sokağa çıkmış. Çöp- çüler adama hayretle, adam ise çöp- çülere dikkatle bakıyor. Üstelik göz- leri yalnız çöpçülerin çalışmasında da değil, aynı zamanda etrafın iyi süpürülüp supurulmedıgını Bu, Ankaranın yeni seçilen Belediye Başkanı Atıf Benderlioğludur. — Şa- fakla beraber uyanmış, çöpçüleri tef- tişe çıkmıştır. Aynı Atıf Benderlioğ- luyu biraz sonra ilk seferlerine baş- lamak için hazırlanan, -o zaman Sıh- hiyedeki- Belediye Otobüs Gaarajla- rında da görmek mümkündür. Bender lioğlu şoförlerle, biletçilerle maki- nistlerle ve gece bekçilerile konuşur, onların dertlerini, dilek ve şikâyetle- rini dinler. Aksayan çalışmalar var- sa ikaz eder. yol gösterir. Tıpkı b günün Kemal Aygünü gibi. Bender- Hoğlu, günün en umulmayan saatle- rinde en umulmayan yerlerde ortaya çıkar, mahalle mahalle dolaşır, hal- kın dert ve şikâyetlerine derman bul- mağa çalışır. Benderlioğlunun daha Belediye Başkanlığına seçildiği ilk günlerde, üzerinde hassasiyetle dur- duğu meselelerden biri da Ankaranın su derdi olmuştur. Bir ara vazife- sinden ayrılmış olan eski Su İşleri Müdürü Eşref Beyi yeniden vazife- ye davet ederek bu davayı elbirliğiy- le hal yolunda mühim adımlar atmış- tır. Arteziyen kuyularından su temin edilmesi, o devrin bir yadigarıdır. Tabii o gunler 1950'nin pembe ufuk- lu devirleri idi. Ve hemen bütün P. liler başa aynı terane ile geçmiş- lerdi. Ama kısa bir zamanda altların- daki koltuklara ısınmaktan doğan bir alışkanlıkla eski vaadlerini unutu- erdiler. Ancak Benderlioğlu gibi bir kaç kişidir ki 1950 den çok daha son- raları bile eski vaadlerini unutmaya yanaşmadılar. Muhalefette ne iseler İktidarda da o kaldılar. İşte. Partiyi eski Parti yapma şampiyonlarının göz önünde bulunan adamı Benderlioğlu budur Müfrit particiler ncak, D. P. içindeki bu hızbın kudretini ve tesirini mübalağ ğa et- memek İâzımdır. Atıf Benderlıogluya dunyanın parasını verseniz — küçü parmagım kıpırdatamazsınız Fakat "Partinin menfaati" dediniz mi De- mokrasiyle uzaktan yakından alâka- sı olmayan her tedbirin altına imza- sını arttırabilirsiniz, her sözü soylete— bilirsiniz. Nitekim yar-ı vefak Osman Şevki Çiçekdağı bu bıtırmış, Atıf Bendelioğluyu ise arzusuna rağ- en bir bakanlığa getirilmeyişi nis- beten kurtarmıştır. Tabii Partinin zeki büyükleri Benderlioğlu - Çiçek- dağ ikilisinin bu ruh haletinden isti fade etmeyı muvaffakiyetle bilmişler- dir. Bugün D. P. Genel İdare Kurulu azası bulunan Atıf Benderlioğlunun ve onun gibi düşünen 1946 Demok- ratlarınını gözleri — açılmış mıdır? Partinin hakiki — menfaatinin, batı- manasiyle bir demokrasiyi bu memlekette kurmaktan ibaret bulun- duğunu bunlar anlamışlar — mıdır ? Üst. tarafının "Parti menfaati" de- ğil, "Zümre menfaati" olduğunu gör- müşler midir? Bunu şimdi herşey