YURTTA OLUP BİTENLER Vilâyette yapılan kabine toplantısına katılanlar "Başkent neresi ?" Gençlik aşısı e nönü o gün Barutçuyla beraber meğini yedi ve bir tek dakika dinlenmeden doğruca Büyük Mecli- se gitti. C. H. P. nin fevkalade Grup toplantısı Vardı Genel Başkan ora- da İstanbuldâ cereyan eden hâdisele- , Eminönü İlçe Kongresinde ve neş- ı menedilen basın toplantısında söy- lediklerini en ince teferruatına ka- dar C. H. P. mılletvekıllerıne naklet- ti. Salon, alkıştan yıkılıyordu. Grup, Genel Başkanı tasvip etti ve ona olan tam itimadını belirtti. Akşam neşre- dilen tebliğde C. H. P. Grubu, D.P. iktidarının vatandaşın günden güne artan maddi sıkıntılarını ve manevi ıstırabını gidermek üzere ciddi ted- birler arayacak yerde milletin dert- lerini dile getiren Muhalefeti sustur- mak için Anayasa ve kanundışı ted- birler peşinde olduğunu ilân ediyor- du. Muhalefet yılmayacaktı. İnönü, İstanbuldan o gün dön- müştü. Boğaziçi sahillerine gidiş se- bebi hususiydi. Bir hafta evvel An- karadan uçağa binerken seyahatinin doğuracağı — fırtınadan — tamamiyle habersizdi. Annesini, oğlunu, torun- larını, ailesini ve d_ostlarım görecek, biraz dinlenecekti İstanbuldâ buldu- ğu manzara, C. H. P. Genel Başkanı- nı dikkate sevkettı Vatandaş tarif- SİZ sıkıntılar içindeydi. Daha fenası, ümitli değildi. İnönü, ümitsiz insan- ların nelere kadir olduklarım bilecek kadar tecrübeli, böyle hallerde hare- kete geçmesinin elzem bulunduğunu görecek kadar vatanseverdi. Bütün hayatı boyunca — meşruiyet esasları dahilinde bu topraklar üzerinde bir huzur ve istikrar tesisine çalışmıştı. Taşlıkta gece yaptığı basın toplan- tısında söylediği — gibi elli — senedir millet yolunda çırpınıyordu gözleri- ni kapayıncaya kadar - vazifesini yapmaya devam edecekti. İnönünün, ömrünün 74. yaşında — güçlüklerden yılacağını sanmak için onu hiç ta- nımamak lâzımdı. Buna rağmen İk- tidar, anlaşılması güç bir tahammül- 6 süzlükle, muhtemelen bir takım yan- lış zorlamalar neticesi İsmet İnönü- nün İstanbuldaki ikametinin son üç günü kendisine sadece güçlük çı- karttı. Bu, C. H. P. Genel Başkanına karşı kullanılacak taktiklerin en ta- lihsiziydi. Bu haftanın başında yaşlı lideri hava meydanında karşılayan- lar -C. H. P. milletvekilleri, büyük bir kadro halinde ve düzinelerle oto- mobille gelmişlerdi- — karşılarında â- deta bir delikanlı buldular. Genç, cev- val, gözleri parlayan bir delikanlı. Her tarafından hareket fışkıran, a- zimli bir İsmet Paşa, bir hafta evvel çoluk çocuğunu görmeye İstanbula giden eski Cumhurbaşkanının yerini almıştı. Nitekim bu haftanın ortasında çarşamba günü de Büyük Mecliste kürsüye çıkan adam aynı İsmet Pa- şaydı. İnonu kürsüde — konuşurken dinleyicilerden biri yanındakinin kulağına, hafifçe çekti" dedi. Tabir, iyi Paşa Demokrasi çizmesini hakika- ten çekmişe pek benziyordu. Çarşamba günü İsmet Paşa lâci- vert elbiseleri içinde çok canlı, pek zarif, pek genç, pek ince duruyordu. Celse açılınca, söz istediğini bildirdi. Gündemin tanzimi hakkında konuşa- caktı. Konuştu da.. Konuştu ve Par- tisi, hattâ kendisi aleyhinde hazır- lanmış — bir takım evrakın Başkan- lık Divanı tarafından niçin hâlâ gün- deme alınmadığını sordu. Seçim Tah- kikatı meselesi vardı, Özalp meselesi vardı. tarafından — verilmiş Fındık ışınde yolsuzluk Savcıların tutumunda uygunsuzluk, atandaş- lar arasında eşıtsızlık meselelerı var- dı. C. ; Tahkikat takriri 5 Martta verilmişti. Takrır yol bulup umumi heyete gelememiş- ti. C. H. P. Genel Başkanı memleketi kurtaran Meclise hitap ettiğini bil- dirdi ve Başkanlık Divanını Meclis çalışmalarını engellemeye teşebbüsle suçlandırdı, buntın mesuliyeti mucıp olduğunu hatırlattı. İnönüye göre bunlara Bü- gununde el koydu mu, vatandaşın sıkıntıları, yük Meclis serinlerdi. Paşanın niyetleri ünün adamı olan İsmet İnönü- nün sözlerini Demokratlar sü- künet içinde — dinlediler, — Halkçı- lar — şiddetle alkışladılar. — Paşa- nın niyetinin, —"huzur yolunda mücadelesi" ne üyü Meclis- te başlamak olduğu anlaşılıyordu. aşa, hangi partiden olsun, ıyınıyetlı herkesi — meselenin üzerine atle, ehemmiyetle eğilmeye da- vet ediyordu. Meclisteki bu ilk mü- dahalesinin mânası uydu. Meşrui- yetçi İsmet Paşa, i adamı İsmet Paşa muhatap olarak milletvekillerini seç- misti. Ama bunun alp vakasından kasten bahsetmekle hıç bir şeyden perva etmediğini de an- latmak istiyordu. Hayale kapılmaya lüzum yoktu. Hiç bir "Dilek rapora" İnönü harplerinin muzaffer kuman- danını umursatacak değildi. Üstelik İsmet Paşa biliyordu ki, bu hâdise- deki mesulıyetsızlıgı hıç bir raporda "Dilek raporu"ndan" iyi ortaya kona- maz, partizan gayeler o derece açık- lıkla belirtilemezdi. Ancak, Meclisin bugünlerde tati- le gireceği sözleri başkentte dolaşı- yordu. İnönünün getirilmesini talep ettiği evrak muhtemelen — gelemiye- cekti. İnönü, vatanın bu halinde Meclisin uzun tatil devresine girme- sinin şiddetle aleyhinde — bulunacak, onu iş başında kalmaya davet ede- cekti. Daveti cevapsız kaldığı tak- dirde basın toplantısı yapacak, ma- kale yazacak, parti kongresine gide- cek, millete görüşünü anlatacak, mil- leti ümitsizliğe düşmekten kurtar- maya çalışacak, — dertlerin bir deva- sının mevcut bulundugunu söyleye cekti. C H. P. evvelâ Cumhurıyetın muhafızıydı, sonra millet için ümi- di temsil ediyordu. Paşa, bu temayı işliyecekti. Hiç bir neşir yasağının AKİS, 7 HAZİRAN 1958