OLUP BİTENLER Başvekilim Adnan Menderesin İhti- mamı"nı hatırlayan pek yoktu. Ona- rılma, bahçenin tanzimi ve Rumeli Müzesinin kurulması takri- ben üç milyon liraya mal olmuştur Hele tören gününün yaklaştıgı gun— ler ve geceler boyunca Hisar üzerin- de adeta Ölesiye bir gayretle çalı- şılmış, bu kadar aşırı çalışma netice- si, inşaatı kontrol eden tarihçi Ha- luk Şehsuvaroğluya felç gelmiş, genç adam Kasımpaşa Askeri hastahanesi- ne kaldırılmıştır. YURTTA Neticede, XV. asır kale mimari- mizin en güzel bir numunesi olan ve kalın surlardan, irili ufaklı burçlar- dan muhtelif buyukluktekı kuleler- den, kapılardan muteşekkıl Rumeli- hisarı baştan aşağı onarılmıştır. Bah- çe tenteli teraslar, ziyaretçileri yor- mayacak tatlılıktaki setler ve basa- maklar, birer idare ve servis binası, modern WC ler, dinlenme yerleri ve gösteri mahallı inşa edilmek suretile tanzim edilmiştir. Rumelihisarının üç büyük kulesı vardır. Inşalarına memur edilen Vezirlerin isimlerine i- zafeten Boğaz tarafındaki Saruca Pa- şa, İstanbul tarafındaki Zağnos Pa- şa ve sahildeki de Halil Paşa adları- nı taşımaktadır. Halil Paşa kulesinin ler, miğferler, zırhlar, gülleler, Saray burnundan Galataya gerilmiş olan meşhur zincir, tüfek- ler, Fatihin inşa ettirmiş olduğu mu- azzam topun Abdülhamit Il tarafın- dan yaptırılan -ki büyük bir tarihi değeri olan aslı, Sultan Aziz tarafın- dan İngilizlere hediye edilmek ceha- letine kurban gitmiştir- küçük bir nu- munesi vardır. Gene Londra Kalesin dekinden ilham alınarak tesis olunan müzede, Fatihin istirahat odası teşhi- . İstirahat Odasında Bellini meşhur portresinin — reprodüksiyonu ki onun da aslı, nasıl gitmiştir kim- senin aklı ermez. Londrada National Gallery'dedir bulunmaktadır. İkinci parti Ş enliklerin ikinci kısmına haftanın sonunda başlandı. Cumartesi saba- hı. Ankaradan kalkan "Demokrat Beyaz Tren" meşhur Sec uçağı, sılsa Ankarada kalmış bazı larla kalburüstü milletvekillerini Ye- şilköye getirdi. Bunlar, süratle Hay darpaşaya hareket ettiler. O gün, ge- ne saat 18 de Istanlbulda bir tören da- ha vardı. Bu seferki tören, öyle res- torasyon falan da değildi. Görülme- miş Kalkınmalar diyarının, en çok if- tihar edilen eserlerinden bir limanın açılış töreni idi. Liman Haydarpaşa limanıdır, fakat törenler, — şenlikler inşaatın ancak birinci kısmının ta- mamlanması, üzerine yapılmıştır. As- lında Haydarpaşa Limanının, gerçek manada modern bir liman olabilmesi için daha yıllarca çalışmak ve bir 14 hayli milyonlar harcamak lâzımdır. Ne var ki, bugün için artık bir nal bulunmuştur ve iş üç nalla gerisine kalmıştır. Tâbii ki Haydarpaşa lima- nının birinci kısım inşaatının sona ermesi dolayısı ile yapılacak tören istenildiği kadar büyük bir alâkayı tek başına toplamıyacağmdan, hemen aynı —törenin yanıbaşında Toprak Mahsulleri Ofisine ait daha mütevazı bir silo ve Et ve Balık Kurumunun soğuk hava. tesisleri için de ayrı tö- renler tertiplenmiş ve bunların her- birinin kapısı altın makaslarla kur- deleleri ayrı ayrı kesilerek açılmış- tır. Gerçi liman dendiği zaman akla bir mendirekle beraber bunun geri- sindeki silolar, soğukhava, tahmil ve tahliye tesisleri de gelir ama, gö- rülmemiş hâdiseler memleketi Türki- yede elbette ki bunların her biri için ayrı ayrı törenler tertip edilecek ve yapılan bir eser, sanki yüz esermiş gibi gosterılmege çalışılacaktır. İşte Cumartesi günü yapılan üçlü tören bunun en parlak misallerinden biri oldu. O gün saat 18 de altın makas- lar durmamacasına işledi, kordelalar kesildi. İstanbullular da iki gün ara ile iki ayrı bayram yaşamak saade- tine erdiler. Hâdiseden tam iki gün sonra da yeni zamlar ilân edildi. Basın Trumanla mülakat! B u hafta Vatan gazetesinde, düny, nın en eğlenceli mülakatı yayın— landı. Mülakat bir gazetecinin bir devlet adamından aldığı beyanattır. Ahmet Emin Yalman Süküt —altın — değildir! Böyle görüşmelerde esas, gazetecinin sual sorması, devlet adamının konuş- masıdır. Devlet adamı konuşur, gaze- teci dinler. Vatan gazetesinde yayın- lanan mülakatın hususiyeti — budur. Gazeteci -Ahmet Emin Yalanan ko- nuşmuş' devlet adamı -Başkan Tru- man- dinlemiştir. Mülakatın hikâyesine Yalman "Harry Truman'a ilk sözüm şu oldu" diye başlıyor. Bu, Yalmanın ilk sözü 44 kelimedir. Truman 41 kelimeyle cevap veriyor. Yalman ikinci — suali soruyor; 28 kelime. Trumanın cevabı 8 kelimedir. Arkadan üçüncü "dev sual" geliyor: 141 kelime. Truman "dev suale" 11 kelimeyle cevap ve- riyor. Söz gene Yalmandadır: 48 ke- lime. Trumanın cevabı: 13 kelime. Yalman son suali soruyor: 58 kelime. Trumanın cevabı şudur: "Çok yazık oldu". Yani 3 kelime. Nihayet Tru- man, Yalmanın ancak mealen yaz- dığı uzun bir nutkuna 8 kelimeyle cevap veriyor. Uzun nutuk hariç, Yal- manın ağzından çıkan kelimelerin a- dedi 319 dur. Truman ise, bütün mü- lakatta 84 elime soylemıştır Gençlik Başlıklı yazı ydurmadır. Mecmuanızın 212 sa- yılı nüshasının 14, 15. sayfaların- da Gençlık başlığı altında neşrettiği- niz yazı cıddı bır tahkikten uzak ve hilafı hakikat Şöyle ki kongrenin ilk defa İzmir- de toplanması fikrini gazetecılerın gözünden kaçmak maksadı ile beni tarafımdan empoze edildiği dogru değildir. Kongrenin İzmirde toplan- masına karar veren genel idare he- yeti toplantısında kongrenin Anka- rada yapılması fikrini sonuna kadar müdafaa etmiş bulunuyorum. Saniyen gazetecilerin gözünden kaçmak diye birşey mevzu bahis değildir. Bütün çalışma ve faaliyetlerimiz açıktır. Taksi masraflarının günde kırk lirayı bulduğu, federasyon binasında gece alemleri yapıldığı yolundaki id- dialar da yersiz ve hilafı hakikattir. Bütün sene boyunca temin edilen im- kanlar ve yaptığımız faaliyetler 1çın bu faaliyetlerin en kesif olduğu gün- de dahi taksi masrafı yirmi İirayı aşmamıştır. Ayrıca İstanbulda yapı- lan — beynelmilel tiyatro festivalinde yabancı tiyatro grupları için tertip edilen balolarda bazı uygunsuz ha- reketler üzerine İstanbula hareket e- dip bu nevi eylenceleri men etmem; kongrenin bahis mevzuu "Kapalı celsesinde" bulunmadığım halde bü- tün delegasyon temsilcilerinin teşek- kürünü mucip kılmıştır. Kazablankadaki taşkınlıklardan kastınızın ne olduğunu anlayamadık. Bazı akşamları gittiğim ve tamamen hususi hayatımı ilgilendiren bu hare- ketin taşkınlığı icap ettirecek bir AKİS, 7 HAZİRAN 1958