riyle dolu bir insan buldular. Ev- velden beri masasının başında değil de odasının bir köşesindeki dört ma. roken koltuk, bir yuvarlak orta ma- sasından -üzeri telefonlarla dolu- i- baret daha samimi dekor içinde ça- lışmayı seven Sıtkı Yırcalı memurla- rım ve misafirlerini grene orada ka- bul ediyordu. Fakat memu:! ve misafirleri de kendisi gibi, kafaları sanayi meselelerine takılı kimseler oluyordu. Başbakanın geçen haftanın sonun- da başkente dönmesi Üzerine, kabine numaralısının Karabü Bakanına aitti. Bir ın-Yayın ve Turizm Bakanının gıdebılecegı son yer olarak da akla Karabük gelirdi. İşin aslı şuydu: Başbakan, Sana. yi Bakanlığı vekilliğini pasif -ama dürüst- Abdullah Akerden çekip Sıt- kı Yırcalıya vermeyi kararlaştırmış- tı. Sıtkı Yırcalının muvafakati a- lınmış vaziyet Abdullah Akere bil- dirilmişti. Sıtkı Yırcalı daha evvel- bugünkü Sanayi Bakanlığının ağaba- bası vazıyetınde olan Işletmeler Ba- ikmal olunamamıştı. Bu yüzden bir açıklama yapmak imkânı da belir- memişti Nitekim Sıtkı Yırcalı Ka- rabüke f' ilen San, Bakanı vekili sıfatıyla ve ya nında Sanayi Bakanlı- ği müsteşarı bulunduğu halde gıttı, üstelik orada gene demir işiyle uğ- altındaki arabanın numarası — 0020 değil -Sanayi Bakanlıgı arabası- 0021 idi. D İktidarı yıllarında böyle formalite noksanlıklarına pek bakılmıyordu! Bayar dönünce.. Haftanın ortasında, hükümet ileri gelenleri toplu halde — İstanbula hareket ettıl er. Cumh rbaşkanı Ce- lâl Bay,: Almanyadan dönüyordu. Hııkumetle alakalı formalite suratle ikmal olunacak ve tâyin açıklan, 1ı. Öyle gorunmektedır ki Sıtk Yırcalı Sanayı Bakanlığını doğrud. doğruya üzerine alacak ve İ'ıılıyatta Gazetelerle alâkalı işler za- ten Devlet Bakanı -bir zamanların eyler uhdesindedir. Geriye de fazla iş kal- mamaktadır- Fakat, kabinede tadilatın bundan ibaret olmayacağı — anlaşılmaktadır. Evvelâ Sıtkı Yırcalıdan açılacak yere birinin getirilmesi gerekmektedir- Bu "biri" kim olacaktır? Şimdi An- karada- bakanlıklarla alâkalı — yeni AKİS, 17 MAYIS 1958 Abdullah Aker Pasiflik korumadı bir kuyruk doğmuştur. Pek çok De- mokrat milletvekili hükümete girmek için kendisini sırada — saymaktadır ve bu yüzden "adam yeme" gayret- leri son haddine varmıştır. İşlerin iyi — gitmemesi, Menderesin — kendi Meclis Grubunu tatmin için yükse- len seslere kulak vermesini mecbu- ri kılmaktadır. Bu bakımdan, kırmı- zı plâkalı arabalara yakında — yeni yolcular bineceklerdir. Fakat bunla- rın kim olacakları hakkında — sarih bir bilgir Adnan Mendereste bile yok- tur- Gazeteler Dr. Mükerrem Sarol i- le Server Somuncuoğlunun adlarını, yakıştırma olarak ortaya atmışlardır. Son zamanlarda Başbakan, eski ide- al arkadaşı Dr. Sarolla yakın mü- nasebet halinde olmuştur. İstanbul- dan Ankaraya onunla beraber gel- miştir. Doğrusunu söylemek lazım- sa- yediği silleden sonra nikbette ge- çirdiği yıllar Doktora yaramışa ben- zemektedir. Bir yandan demokratik rejimin esaslarının, diğer — taraftan nüfuz tacirleriyle mücadelenin -hiç olmazsa hususi konuşmalarında- numaralı müdafii halındedır Söyle- diğine göre kaba nan beyin etrafım çevırenlerdedır— Tabii — bu sözler, kendisi Adnan Menderesın et- rafındayke O yere z dikmiş olan- ların söylediklerinın tıpatıp aynıdır ma- doğruluklarını muhafaza et- mektedirler. Dr. Sarolun Başbakan nezdinde yeni krediler bulduğu ha- kikattir. Fakat isminin, bir bakan- lığa getirildiği takdirde gene de se- bep olacağı soğuk duş tesirini Baş- bakanın göze alın almayacağı bilin- memektedir. Server Somuncuoğluna gelince bu tanınmış iş adamı, iktisa- di meselelerin koordinasyonuyla va- zifeli bir bakanlığın başına getirile- ceği yolundaki haberleri bizzat çı- karmasa dahi' memnuniyetle teşvik Okuyucu mektuptan hakkında Muhammet öldü, üm- Hâdiseler Hazretı yaşıy Ataturk oldu milleti yaşıyor" Güneşoğlu öldü, şöhreti yaşıyor aştimar - İzmir Bugün Süreyya Erol — ismini duyduk. Okuyucularınız olarak ilk çıkacak nüshanızın kapağı her halde "Tam erkek olan" bu kadını ihtiva edecek diye düşündük. Acaba doğru mu düşünmüşüz? Merakla bekliyoruz. Ceylan Özçelik - Kadıköy ecmuanızın 204 sayılı nüsha- ' 205 sayı- zısı tatmin etmiştir. da demek istediğim, hâdiseyi büyü- tenlerin dahi hakikati bunu ikrarıdır. u sayın Oğuz Ozbek Vermıştır disini tebrik eder Aslında Senırkent faciası, bir a- ta sozu ile anlatmak lazım gelirse “pireyi d yapmaktır". Hâdise olarak Vasıflandırılan sadece dört beş vatandaşın kanunsuz karakol- da dövülmesidir. Bir Senirkentli olarak hâdisenin yanlış aksettiril- mesine üzülüyordum. Fakat geç de olsa — hakikatlerin — bizzat — hadiseyi büyütenler tarafından ifadesini gör- mekle de memnun oluyorum O zaman hürriyet kahramanla- rı olan bugünkü D. P. liler seçim- lere takaddüm eden günlerde, gene bir vatandaşın karakolda — döğül- mesine niçin göz yumdular? O za- manların hürriyeti olmasa idi. Se- lim Başaran hâdiseyi nasıl duyacak- tı? O zaman karakol basan, izinsiz toplantı yapan, Hükümete karşı nü- mayiş yapan Sehirkentliler ceza görmemişlerdir. Belediyenin hak- sız' olarak — vatandaşlardan istediği su ve yol yapım hissesinin veril- memesi için vatandaşların — yaptığı pretosta mahiyetindeki toplantıda bulunan muhalif partililer ise hâlâ mahkemelerde uğraşmaktadırlar. Yılmaz Tola - Senirkent * Ken- ani, o dev İktidarın dev kalkın- ma dediği böyle mi olur? T. T. idaresine verilen bir telgraf bir hafta gibi "kısa Zzamanda" sa- hibine ulaştırılıyor. Yoksa P. T. T. idaresi dev iktidarın kalkınma ham- lelerinin gölgesinde mi kaldı aca- ba? Bunu merak ediyoruz. Mustafa Serdar - Sürmene 7