M U S İ Kİ Konserler İki dost Geçen hafta Istanbulun Şehir Or- kestrasını, Fransanın ileri gelen şeflerınden Geo rges T zipine — idare 51 yaşındaki Georges Tzipine, bılhassa Fransız musikisinde bir uz- mandır. Nitekim programında Fran- sız musikisi nısbetı, eser sayısı ba- kımından, dörtte üçtü. Konserin ilk mı Cesar Franck'ın senfonisine ayrılmıştı. Ikıncı kısımda, eetho- ven'in dördün! konsertosundan sonra, Debussy nın "L'Apreş - midi d'un faune" u ve Ravel'in İspanyol Rapsodisi vardı. İstanbul Orkestrasını Cemal Re- şit Reyden başka bir şefin idare et- tiği pek sık görülen hâdiselerden de- ğildir. Bu bakımdan memleketin iki numaralı orkestrasının, yeni bir şe- fin idare tarzına ve şahsiyetine ko- intibak etmediği söylenebilir. Buna mukabil Şehir Orkestrasının, sınıf çalgıcılardan müteşek- kil bir topluluk olduğu ise söylene- mez. Bu şartlar dahilinde Tzipine'in, ok az sayıda provayla, elde ettiği netice parlak övgülere lâyıktır. Or- kestrada, yeni ve titiz bir şefin ida- resi altında çalmaktan — doğan bir gerginlik ve çekingenlik gerçi sezi- liyordu ve topluluk bu — bakımdan, Cemal Reşit Reyin kürsüde olduğu zamanlara nisbetle çok daha az ra- hattı. Fakat Tzipine şahsiyetini ve idare özelliklerini bu az tecrübeli orkestra — vasıtasiyle — aksettirmiye muvaffak oldu. Franck senfonisinde eserin yapısı ve teferruatı üstünde fazla durmuyor, anlaşılan Wagner'- vari senfoninin bu bakımlardan bü- yük bir önem taşımadığını düşünü- yordu. Fakat hafif elli. düzgün tem- polu, berrak bir idareyle eserin duy- gu muhtevasını büyük bir tesir kud- retiyle kitleye aktarıyordu. Debussy ve Ravel'de -bilhassa ağaç — nefes çalgılarının kifayetsizliğine rağmen- eserlerin karakterini kesin çizgiler- le canlandırıyor, Ravel'de "Geceye Prelüd" ün bütün hüzün ve kasveti- ni, "Feria" nın bütün mizah ve par- laklığını, heyecan verici bir çaldı- rışla dinleyiciye sunuyordu. Ayşe Gül solist gun Saray Sineması gene -bir nceki Suna Kanın konserinde oldugu gibi- hıncahınç doluydu. Bun- da, orkestra şefinin olduğu kadar, konserin ikinci yıldızının, solist Ay- e Gül Sarıcanın da tesiri — vardı. Piyanist Sarıca -Kemancı bi- Pariste yapılan bir sında- beşıncılıgı Tzipine'in yakın dostlarındandı geçen yarışmada, Brahms konserto- sunda kendisine refakat eden orkest- rayı Georges Tzipine idare etmişti. Ayşe Gül Sarıca, Beethoven kon- AKİS, 17 MAYIS 1958 sertosunda, ne kadar iyi yetişmiş bir piyanist olduğunu gösterdi. Ge- rek parmak çevikliği, gerekse piya- nonun İimkanlarından akıllıca fay- dalanma bakımından, — kusursuz bir tekniği vardı. Dinamik sahası, an- cak duyulabilen pianissimo'lardan- kudretli fortissimo'lara kadar uza- nıyordu. Tempoları genel olarak sağlam ve sürekli olmakla beraber arada sırada küçük koşmalar yaptıgı, hele pasaj çalışmasında tempo kesin- liğini hafifçe kaybettiği oluyordu. Sarıcanın çalışındaki tat- n edici olmıyan taraf, ifadesinde- kı tarafsızlık ve donukluktu. Genç piyanist, kâğıt üstündeki bütün ifade unsurlarını uygulayabildiği — halde bunlara bir derinlik, bir samimiyet veremiyordu akat bunu söylerken, Ayşe Gül Sarıcanın dünya çapında bir piyanist olduğunu belirtmek ge- rekir. İstanbul halkı Ayşe Gül Sarıca- yı sıcak, sürekli alkışlarla karşıladı Konsertonun çalmışından sonra de- falarca sahneye çağrıldı ve nıhayet degerlı pıyanıst Faure'nin bir Imp- romptu'sünü çalarak bu tezahürata cevap verdi. İtalya Radyo mükâfatı talyan Radyo ve Televizyonu ta- rafından, radyo ve televizyon eserleri için tertıplenen "Prix Italia" yarışmasına bu yıl Türkiyenin de söz konusudur ve yarışma iştiraki tertipçileri tarafından bu — hususta İstanbul Radyosu Program Müdürü Faruk Yenere müracaatta — bulunul- muştur. Yener, yarışmaya katılmak İ OKUYOR Hd A_V..ırwı'l'ıı Iııuî't j' istiyenlere İstanbul Radyosunun mümkün olan her türlü kolaylığı gös- tereceğini söylemektedir. Radyo ile yayınlanmaya en uy- gun biçimde hazırlanmış olması ve üstün estetik vasıfları haiz bulun- ması gereken radyo ve televizyon eserleri, aşağıdaki dört kategori da- hilinde yarışmaya katılabılırler (1) Sözlü musiki eserleri (2) ikili olsun olmasın, edebi dram tik a eserler; (3) Radyo dokumanterlerı (4) Televızyon dokumanterlerı Ilk iki kategorı için ikişer mükâfat ve- rilmekted Bunlardan biri "Prix Italia", dığerı de İtalyan Radyo ve Televızyon mükafatıdır. Müsabaka kategorılerıne uygun olarak, jüriler de musiki _ıurısı edebi jüri, - radyo dokümanteri _]lll'lSl ve televizyon dokümanteri jürisi olarak dört grup halinde teşekkül edecektir. Yarışma- ya girecek eserler, her memleketin radyo teşekkülleri vasıtasiyle gön- derilecektir Ancak, her memleketten, adı ge- cen Jurılere birer delege katılması tasarlanmış bulu ndugundaıı memleketin dahil olduğu jüri gru buna, aynı memleket, o kategorıden bir eserle giremez. Mesela Türkiye edebi jüriye delege gönderdiği takdirde Türkiye, bir edebi — eserle yarışmaya katılamaz. Fakat — böyle bir durumda, söz konusu memlekete» meselâ iki tane musiki eseriyle ka- tılma hakkı tanınmıştır. Eserler, her yıl yapılan toplantı- dan bir ay önce, plâk veya şeride kaydedilmiş olarak gonderılecektır Plâk veya şerıtle birlikte eserin met- ninin Ingılı ve Fransızca tercü- mesinin de gonderılmesı gerekmek- tedir. Yıllık toplantıların nerede ya- pılacağını Yarışma Sekreterliği ta- yin etmektedir. Toplantılar — genel olarak her Eylül ayında, — İtalyanın başlıca şehirlerinde — yapılmaktadır. Bug ne kadar sırayla Venedik, To- rino, Napoli, Milano, Palermo, Flo- ransa, Perugıa, Rımını'de toplanıl- mış, son toplantı Taormina'da yapıl- mıştır. Bugüne kadar Türkiye "Prix Italia" toplantılarına — katılmış de- ğildir- Maamafih, Türkiyenin bu yarış- maya katılabilmesi için önce teşki- lâta üye olması gerekmektedir. Şim- diye kadar 21 memleket teşkilâta üye olmuştur ve bunların arasında onako, İsrail, Yugoslavya ve. Gü- y Afrika da vardır Üyelik aidata 953 ile 1667 İsviçre frankı arasın- da değişmektedir. Türkiyeyi, yarışmaya katılmaya davet eden ve Sekreter Gian Fran- co Zeffrani'nin imzasını taşıyan mektup şu sözlerle bıtmektedır edeceğini temenni etmekteyim."