Dolmayı bekleyen bir silo a mideler ! İyi mahsul yılı, zar zor bir miktar buğday ve daha fazla mevya satma- ya imkân verecek, döviz kazanma imkanlarım arttıracaktır Ama bu yekünunun ve ithalât ıhtıyacının muazzam yekün lara ulaştığı Türkiyede, okyanusa i- lâve edilen bir damla gibi —tesirsiz kalmaya mahkümdur. Kaldı ki bol mahsul 'Toprak — Ofis - Merkez Bankası" kombinasını tam randıman- la çalıştırmaya başlıyacaktır Yeni ye- ni takviye zet enf- lâsyon nehrı şehırlerı ıstıla edecek- tir. Neticede köylü baba da, şehir- liler gibi, bu bereket yılının "bere- keti" ne pek akıl erdıremıyecektır Daha sonra tabiat ananın daha cömert olduğu yıllar gelecektir. Bu arada talihsizliklerini kötü mahsul yıllarına bağlıyan İktidarın elindeki en kuvvetli mazeret te, yokların a- rasına karışacaktır. Dış Yardım Sen de mi Brütüs? D evlet Başkanı Celâl — Bayarın Bonn'a hareket edeceği gün, Al- man —mucizesinin babası Ludwlig Erhard, memleketinin Birleşik Arap Cumhurıyetıne 400 milyon marklık ç olduğunu ilân görmemiştir. Gerçi Türk liderleri, Erhard'ın ik- tisatçılığı nisbetinde az diplomat ol- duğunu çok iyi bilmektedirler. Bir Avrupa ziyaretinde. Türkiyenin ya- tırım politikasını hafiften tenkit e- den Erhard'ın Menderesten aldığı ters cevap meşhurdur. Bu sebeple, resmi bir ziyaretin — arifesinde Er- hard'ın Bırleşık Cumhurıyete bu pa- rayı veriyoruz, zira "Mısırlılar borç- larına sadık insanlardır" — demesine pek fazla hayret edilmemelidir. Işın daha mühim tarafı, Sam Amcadan AKİS, 17 MAYIS 1958 sonra dış yardım yapabilecek yega- ne devlet olan Almanyanın imkân larını siyasi mülâhazalara aldırış e t- meden kullanmasıdır. Hindistandan sonra, Birleşik Arap Cumhuriyetine yapılan bu cömert yardım, Almanya- nın nötralistler ve NATO dostları arasında bir tefrik yapmadığının en büyük delilidir. Erhard'ın "borcun! ödiyene kredi" formülü, markların hangi ölçüye dayanılarak dağıtıla- cağını şüpheye mahal bırakmıyacak bir şekilde ortaya — koymaktadır. Dostluk başka, alışveriş başkadır.. Bu bakı meşhur silâh siparişi, Türk Dışışlerı Bakanlığı için haki- katen büyük bir muvaffakiyet — ol- muştur. Almanyadan buyuk ölçüde kredi mayı güçleştiren ikinci — mesele yardım beklıyenlerın sayısının çok- luğudur. Sadece az gelişmiş mem- leketler değil, Fransa bile — Alman markları peşindedir. Şu — meşhur Müşterek Pazar hıkayesı, Fransanın Alman sermayesini Afrikadaki müs- temlekelerine akıtmak arzusunun i- fadesinden başka bir şey — değildir. Elhasıl dış yardım aslan ağzında- dır. Alman sermayesi de tükenmez bir hazine değildir. O halde cö- mert tabiat ana gibi, — cömert dost hayaliyle yaşıyan D. P. İk- tidarının yapacağı en doğru ha- reket, realistlere gözünü kapamak- tan Vazgeçmek ve kalkınmanın ken- di alın terimiz pahasına gerçekle- şecegını kabul mek olacaktır. "Bor: adık" M ısıra — yapılan yardımın kapalı açacağını gözleri ümit etmek lâzımdır. Ya hep ya hiç merikanın Orta Doğudaki en güvendiği dostlarından Lübnan geçen haftanın basında, r türlü diplomatik . nezaketi unutarak A- merikaya bir yardım — ültimatomu İKTİSADI VE MALİ SAHADA göndermiştir. Teşebbüs — muvaffak olursa diğer memleketlerin de aynı şekilde hareket etmek arzusuna mu- kavemet edemiyerek, — Washington'u bir Üültimatom — yağmuruna — tuta- caklarından — şüphe — edilmemelidir. Şımdıye kadar uslulukta 10 numara alan Lübnan, Sam Amcadan kayıt- sız şartsız am 170 milyon dolar is temektedir. Allahtan 100 altın ıstı- yen, 99 verirse reddedecegını söyli- yen Nasrettin Hoca gibi nan da 170 milyondan az yardımı kabul et- miyeceğini söylemektedir. Sami Sulh Hükümeti, yardım — "hakikaten ka- yıtsız şartsız ve kâfi miktarda" ol- mazsa hayır demek kararını almış- tır. Demek ki Eisenhower Doktrini- nin yardım faslı ve diğer — yardım- lar "hakikaten kayıtsız şartsız" de- ğildir. Bu çok ilgi çekici kayıt ve şartların mahiyetini öğrenmeğe ta- bii ki imkân yoktur. Anlaşılan, Lüb- nan şimdiye k dar perde arkasında cereyan eden tehlikeli bir oyunu yuk sek sesle oynamağa karar vermiş- tir. Bu karar Sam cayı müşkil bir durumda bırakmaktadır Ültima- toma boyun eğerse, dostlardan gelen tehditnamelerin ardı arkası — kesil- miyecektir. Reddederse, Lübnanın Nasırın sürüsüne katılması kuvvet- yemini bulanlardan sonra, 99 veren Allanın, 100 altını da esirgemiyece- ğini soyl yen Nas n Hocanın ol- gunluğunu gosterebılecek midir? Dr. Ludwig Erhard ...alışveriş miskalle 19