S İN E M A Henrryı Fonda "Lekeli Adam"da Yarım Filmler _"I.ekeli Adam" şlemediği bir suçtan sanık tutulan bir adamın başına gelenler, haki- kati meydana çıkarmak için sarfe- dilen gayretler şimdiye kadar Alfred Hitchcock'un bir çok filmine mevzu teşkil etmiştir. Hitchcock aynı hikâ- yeyi, bu sefer 1953 yılında New York'da geçen bir hâdiseye dayana- rak yeniden anlatıyor. "The Wrong Man Lekeli Adam"ın kahramanı Manny Balestrero -Henry Fonda- Stork Club dans orkestrasında kontr- bas çalarak hayatım kazanan, kendi halinde, — karısıyla iki çocugundan başka hçbır bağı olmayan, hayatını işi lle evi arasında geçiren, monoton bir yaşayışın meydana getirdiği pa- sif ve hareketsiz bir adamdır. Borç para almak için gittiği bir sigorta şirketi memurları tarafından bir soyguncuya benzetilmesi, bu yüzden polise ihbar edilip — tevkif edilmesi, sakin ve muntazam hayatım beklen— medik bir anda allak bullak eder. Hitchcock hıkayesımn buraya ka- dar olan kısmım, kendisinden bek- lenmeyen bir sadelik içinde, ifadesi her zamankinden canlı ve sağlam, yer, dekor ve davranışlara adeta do- kümanter denebilecek bir doğruluk endişesiyle ihtimam — göstererek işli- yor. Balestrero'nun bir makine inti- zamına girmiş hayatı, başına umma- dığı bir hâdise geldiği zamanki şaş- kınlığı, bocalaması, ne yapacağını kestirememesi, kendısını - hâdiselerin akışına bırakması Hitchcock'un şim diye kadar pek nadir erişebildiği bır 30 kalan başarı derinlik ve anlayış ile ortaya konu- yor. Balestrero'nun sigorta şirketin- de memurlar tarafından soyguncuya benzetilmesi; bir gece her zamanki gibi' evine dönerken, tam kapıdan i- çeri gireceği sırada tevkif edilmesi, şaşkınlık ve çaresizlik içinde karısı- a haber veremeden apar topar gö- turuluşu polis otomobilindeki müş ve küçülmüş hali, ceza geçen gunlerı unutulmaz güzellikte tesirli sahneler. "Lekeli Adanm"ın ilk yarısı Balestrero'nun içine düştüğü sıkıntıyı, psikolojik durumunu, dav- ranışlarını, Hitchcock'un her zaman- ki alaycı, müstehzi ifadesinden, lü- zumsuz heyecan ve şüphe unsurla- rından temızlenmış, son derece sa- mimi, insani ve anlayışlı olarak an- latıyor. Film bu anlayış ve samimi- yetle sonuna kadar devam etse bel- ki Hitchcock'un eserleri arasında bir şaheser olarak yer alacak. Fakat Balestrero'nun başına gelenlerden karısının kendisini sorumlu tutma psikozuna saplanması, akli muvaze- nesini kaybederek bir kliniğe yatırıl- ması filmin ağırlık merkezini kontr- basçıdan kadının üzerine kaydırıyor. Balestrero'nun başına gelenler ne kadar tabii olusu ve akışı içinde iş- lenmişse, karısının durumu bu dav- ranışa taban tabana zıt olarak o ka- dar esrarengiz bir havaya — bürünü- yor. Filmin ikinci yarısında. Balest- rero'nun hikâyesi de başlangıçtaki samimiyetini kaybediyor, işe — dini mistisizm karışıyor. Karısının geçir- diği buhrandan sonra büsbütün yal- nız ve çaresız kalan Balestrero her- şeye rağmen imanını muhafaza edi- yor, İsa'nın portresi karşısında bü- tün kaderini ilâhi bir kudret bırak- tığı sırada hangi metafızık kuvvetin tesiriyledir bilinmez asıl meydana çıkıyor ve yem bir teşeb- büse girişirken yakalanıyor. Boyle— ce Balastrero'nun masum olduğu an- laşılıyor ve film bitiyor ama, bütün meseleler kapanmış olmuyor. Hitch- cock, akli muvazenesi hâlâ düzele- memiş olan kadının iki yıl sonra iyi- leştiğini filmin sonunda yazı ile a- çıklamak zorunda kalıyor. "Lekeli Adam" dramatik yapısın- daki aksaklıklara, — başlangıcındaki sade, canlı ve samimi anlatışı bozan mıstık motiflere Tağmen —üzerinde durulması gereken çok ilgi çekici bir film. Hitchcock'un eserleri arasında ençok "T Co nfess - İtiraf Ediyorum"u hatırlatıyor. "T Confess" işlemediği bir suçtan sanık tutulan bir papazın, kendisine — günah çıkartan — asıl suçluyu — bildiği halde, dini — veci- beleri yüzünden hakikati açıklıyama- masını anlatıyordu. Hitchcock'un a- laycılığını bırakıp bütün cıddıyetını takındığı her iki — filmde "The sinema dılının çok da- *ha ustaca kullanılmış olmasına rağ- men ikinci yarısında sapıtan senar- yosu yuzu nden "I Confess"in sağlam- lığına erişemiyor. Filmin genel za- yıflığı ve başarısızlığı yanında Henry Fonda'nın canlandırdığı Balestrero kompozısyonunun .mükemmel oldu- ğunu işaret etmek gerekir. Zayıf, e- zilmiş adam rollerini her zaman bü- yük bir başarıyla temsil eden kud- retli aktör, halim selim kontrbasçı- nın içine duştugu derdi en canlı ha- liyle yaşatıyor. rolünde Vera Miles bu çapta bir aktör yanında ha- fif ve silik kalmaktan kurtulamıyor. Ayrıca fotoğraf — direktörü Robert talığı, filme — kazandırdıkları da be- lirtilmelidir. "Piknik" Savaştan önce sosyal mevzulu e- serler erikan — tiyatrosunda ne kadar büyük bir yer tutuyorsa, İ- kinci dünya Savaşından nra da ele al n piyes- Bunun sebepleri psikolojik meseleleri ler o kadar çoğaldı. ARAYIŞ AYLIK EDEBİYAT DERGİSİ Kasım sayısı sayfaları olarak yepyeni bir çıkıyor. artmış şekilde Örnek sayı isteyiniz Abone olunuz Sayısı 25 Kr., Yıllık abone 3 liradır. Haberleşme Adresi: Posta Kutusu 3 193, ANKARA AKİS, 26 EKİM 1957