16 AKİS'in Yazı Müsabakası Demokratik Rejim içinde Yaşamağa Azimli- Milletleer Ne Şekilde Hareket Etmelidirler ? öyle bir konu üzerinde düşünür- ken insana fikri, ister istemez, bir takım sebepler ve neticeler zin- cirine takılıyor. Her şeyden evvel bir milletin demokratik rejim içi mesi; zımdır. milletlerin hareket tarzı zaten ken- diliğinden bel Burada, ieu'nün her millete gore bıçılmış kaftan olamı- yacagı anlaşılan meşhur vecizesi- ne rağmen "Milletler hangi ahval ve şerait altında demokratik rejim içinde yaşamağa azmedebilirler?"” şeklinde -ilk bakışta paradoks hissi- ni veren - bir sual akla geliyor Oy- le ya, dünya hadıselerı gozumuzun önünde: Aslında kahraman, iyi huy- lu, hürriyetsever fakat (kendı irade- si dışmda) kültür seviyesi yükselme- miş bir millet de pekâlâ lâyık ol- duğu rejime kavuşmak yolunda az- medememek bahtsızlığına uğraya biliyor. Mesele, o milletin kutsal haklarını, üstünden aşılamaz, ya- nından dolaşılamaz anayasa duvar- ları arasına alarak onun özlediği hürriyet rejimine kavuşmasını mümkün kılmaktadır. Bugün imrenerek seyrettıgımız ileri memleketlere demokrasi nime- ti elbette günün birinde gökten ini- vermış değildir. Gunluk polıtıka e- debıy ının zemin a göre kâh "rüştünü ıspat etmış kah ta- mamen aksine "vasiye muhtaç" gi- bi gösterdiği; hakikatte ise -oku- yup yazmak bil meyen çoğunluğu şoyle dursun, münevver denilenle- rinin ekserısı bile henuz bir ideale bağlı olmayan bir millet tasavvur edelim: Bu millet ne yapsın? Neye ve nasıl azmetsin? e yok ki her hareketın bır taşıyabılen bır genç, tâbi olduğ aldığı dış tesırlere ore nasıl degışık davranışlar gös- terebılırse, bir camianın karakteri- e şu veya bu istikamette ge- lışmesı genış olçııde kendisini sevk enlerin hareket tarzı ıle ılgılıdır Bunun aksini iddia e- dersek, yâni bir milletin iyi bir ida- reye kavuşabilmesi için mutlaka 0- na lâyık mükemmel vasıfları haiz olması gerektiği yolunda ısrar e- dersek, bır fasit daireye girmiş ola- nız He e sebeptense bu durum- da olm yan bır mıllet elli yıl, yüz yıl daha bekle Bir memlekette ırfan seviyesi- nin yükselmesi ve bunun neticesi olarak gerçek demokrasinin yerle- şip kök salabilmesi, her şeyden ev- vel, ıdare edenlerın ıdare edılenlere yuksek eragat, iyi niyet ami miyet orneklerı dır. Bu bas Bılfarz pedagoıı cuklarına en masum söylememelerim emreder. Sözü özü- ne uymak; İinanarak inandırmak meselesi.. Böylece yukarıdan aşa- gıya dogru yayılan, her türlü fâni endişeleri bastır ak kudrette bir memleket ve millet sevgisi, demok- ratik re]ıme kavuşmana -ve tabit sonra da o rejim içinde yaşamağa azmedebilmenin!- ilk — şartı olsa gerek. Bu imanın hâkim olduğu bir ce- Müsabaka Şartları 1 — AKİS'in bu seneki yazı mü- seçıle mevzu sudur: t'l içinde ydşamaga azimli mille er, ne te- ıde hareket etmelidirler? yuzune mal yazılacak Auzun uğu da eba- dındaki kâğıtlai rla ıkı sayfayı te- cavuz etmıyec 3 G Ten f' nce AKİS'- azı işleri kadrosu dan ku- rulac ak bır Küçük jüri tarafın an ıncelenecek uıytgun gorulen AKİS'. te neşredi , 4 — Tazıların nesrine 1 Tem- Nısan 1958 den sonra ge lar müsabaka dışında bırakılacak- 5 AKİS'te neşredilen yazılar 1958 / Mayısı basında toplan acak i tarafından zanan yaz Üçiü ncul üğü ka yazının hibine de 250 lıra telıf hakkı ö necektir. Bunda n başka bırıncılı- ği kazanan My muharririnin Tesmi 1958 ayısının ortasında çl AC: lag 3esi l yılım lı(Zt ın İlk sayısının kapa nı susı ecel 6 y_ b] kga l, cak - yazı- arın AKI ecmuası, yazı müsabakası servisi Ankara" adresine postalanması la- zımdır. Şekib Cemal BERİKER miyette azgın ve kötü ruhlar siner. Böyle bir memleket, halkı bırbırıne düşüren demagojiye kapılarını ka- patır. Milli bünyeyi zehırleyen kor- kunç menfaat ve egoizm yılanları kaçacak delik ararlar. Ve işte hâlis hurrıyet ve demokrasi fidanı an- cak böyle bir vasatta boy atabilir. Yoksa; senlik - benlik dâvalarını körükleyen, adalet hislerinden, bi- ter istemez, uzaklaştırarak zümre- ciliğe ve tavizciliğe yol açan kötü politika oyunlarının yarattığı ha- şin iklim içkide nazlı demokrasi a- ğacının çiçek açması beklenebilir mi? Netice itibariyle bu tertemiz ha- va içinde hürriyete kavuşturulan ve ona alışan topluluklar bir daha dünya yerinden oynasa onu ellerin- den kaçırmak istemezler. Artık on lar için demokratik rejim, balıgın suda yüzmesi; kuşun havada uçma- sı kadar tabif geleceğinden onu ko- rumak için "nasıl davranalım" diye düşünmeğe lüzum bile kalmaz. Ha- sılı demokrasi, bir, fazilet rejimi o- larak ortaya çıktığı gün, halk onun yenilmez koruyucusudur. Bilindiği gibi, büyük kitle rea- isttir. Demokratik rejime inanmak ıçın onun mevcudiyetini kendi bün- yesmde hissetmek ister. Bu ise - şartı olan sosyal adaletin kurulma- sına ve ce ıyet içinde mânevi kıy- met ölçülerinin tesisine bağlıdır. Çünkü en yüksek refah cümbüşünün yanısıra, en mütevazı geçim derdi- nin hükmü altında yaşayan bir top- lulukta -lügat mânasına uygun 0- larak- "Halk Hâkimiyeti" nin boş lâftan ibaret kalması mukadderdir.. İdare başındakiler öyle bir ruh, öyle bir zıhnıyet inkılâbı getırebıl- melıdırl ki, "Adam nde, sıl olsa iş olacagına - varıyor!", yahut da, "Gemisini kurtaran kaptan" ve- saire gibi yeis ifade eden yıkıcı te- kerlemeler mıllı, lügatten silinip git- sin. Testiyi kıranın hiç değil, suyu getırenden makbul olmadıgını her- kes gözüyle görsün! Bir millet, yeryüzünde yaşıyan her insanın hasretini çektiği bu ide- 1 -kim bilir, belki biraz da muhay- demokrasıyı kendisine bağış— lamak büyüklüğünü — gösterebilen idareye bir defa' kavuşabilirse, ne mutlu ona!. AKİS, 26 EKİM 1957