YURTTA OLUP BİTENLER Yalçm bır kongrede konuşuyor İyi yazardı ama iyi hatip değildi Içınde ve "Hayatı Hakikiye Sahne - leri" adlı romanlarını da yazdı. 1908 inkılâbından kısa bir müddet Öncı günlük Servetıfununda siyasi yaz lar yazmağa başladı. Edebiyatçılık— tan gazeteciliğe geçmiş bir yazar olarak çok sağlam bir üslübu vardı. 9 Temmuz 1908 de Tevfik Fikret ve Huseyın Kâzım Kadri ile anlaşa— ak nin" gazetesini kurdu. 1908 ınkılabından evvel Abdülhamidin hış- mına uğrayan bütün — edebiyatçılar gibi o da, bir aralık yazı hayatından uzak kalmış ve sırasiyle Maarif Ve- kâleti Mektubi Kaleminde memur o- larak çalışmış, daha sonra da Vefa ve Mercan İdadilerinde Fransızca öğ- retmenliği yapmıştı. Bir ara Vefa İ- dadisinde Müdür yardımcılığı, daha sonra da Mercan İdadisinde müdür- lük yapmış ve Avrupai fikirleri, hür- riyetçi görüşleri ile talebeleri üzerin- e son derece müsbet tesirler uyan- dırmıştı. Hüseyin Cahit Meşruti- yetin birinci ve ikinci — Meclislerine milletvekili — olarak — seçilmiş, ikin- ci devrede Meclisi Mebusan Reisliği- ne getirilmişti. Koyu bir İttihatcı olan Hüseyin Cahit, Taninde yazdığı başyazılarla memlekette İttihat ve Terakkinin en ateşli müdafii olduğu halde gun gelmiş gene ayni gazetede ve ayni sütunlarda İttihat ve rakki fırkasına karşı en zehirli bir dille yıldırımlar yağdırmaktan geri kalmamıştır 31 Mart vakası T arihlere "31 Mart Vakası", diye geçen ve Abdülhamidin kışkırttı- ğı mürteci kuvvetlerin İstanbulu bas- ması ve yüzlerce masumu öldürdük- 12 ten sonra Selânikten yetişen Hareket Ordusu tarafından güçlükle bastırı- lan isyanının şehitlerinden birinin de Hüseyin Cahitin olmasına ramak kal- mıştır. Koyu bir İttihadcı olarak tanı- nan Hüseyin Cahitin Tanındeki baş- yazıları Abdülhamit idaresi bendele- rini öylesine çileden çıkarmıştı ki, is- yancılar şehre hakim olduklarında ilk iş diye Hüseyin Cahitin de sahip- lerinden bulu ndugu Tanin matbaası— 1 yağma etmişler Köprü de rastladıkları mılletvekıllermden Emin Aslan Beyi de Hüseyin Cahi zannederek hemen oracıkta sunguler ve kasaturalarla şehit etmişlerdi. Sırf bir çehre benzeyişinden — dolayı hayatını kurtaran Hüseyin Cahit, mürtecilerin bastırılışından sonra da atlattığı badireden yılm, ve ge- ne en sert bir dille tenkıtlerıne de- vam etmiştir. İlk divanı harbe sevk 1 Mart hâdisesini bastıran Hare- ket Orduları, şehirde asayişi te- min ettikten sonra İttihatçılar ye- niden duruma hakim olmuşlar ve Ah- met Muhtar Paşa kabinesi kurulmuş- tu. Hüseyin Cahit koyu bir İttihad- çı olduğu halde Ahmet Muhtar Pa- şa kabinesinin Arnavutluk politika- sını en acı bir dille tenkitten geri kalmamış ve bu yüzden Divanı Har- be verilerek bir ay hapse mahküm edilmişti. Ancak Hüseyin Cahitin i- çindeki kavgacı ruh, öyle bir aylık hapıs cezalarıyla falan yatışmıyaca- ğı için hapisten çıkar çıkmaz tek- rar kaleme sarılmış ve belki eskisin- den de sert bir dille tenkitlerine de- vam etmiştir. İttihat ve Terakki aza- ları bu ele avuca sığmaz adamın ga- zetesinin kendileri için devamlı bir gaile olduğunu göz önünde bulundu- rarak Tanini satın almışlar ve Hü- seyin Cahiti gazetesiz bırakmış- lardır, Birinci Dünya Savaşı sıra- sında iki defa Düyunu Umumiyede Osmanlı Dayinler Vekilliği vazifesi- ni de yapan Hüseyin Cahitin bir gün Parlâmentodaki ayaklanışı meşhur- dur. Daha 1908 inkılâbının üzerin- den az bir zaman geçtiği günlerde 'Mecliste Anayasa müzakereleri ya- pılırken Anayasaya konması arzula- nan "Vicdan hürriyetini esas olarak kabul ederiz" maddesine Hüseyin Cahit oturduğu yerden şiddetle itiraz etmiş ve "yalancılık, iki yüzlülük et- miyelim Aarkadaşlar. Yapamı yacagı— mız şeyleri kanunlaştırmıyalım diye avaz avaz bağırm Maltaya sürgün Bkinci Cihan Savaşının İtilâf Dev- 42 Jetleri aleyhine neticelenmesi ve İstanbulun düşman işgaline uğrama- sı Üzerine pek çok ittihatçı ile bir- likte Hüseyin Cahit de Malta adası- na sürülmüş ve orada tam Uç sene süren bir menfa hayatı geçirmiştir. Ancak hareketli bir tabiata sahip olan Hüseyin ahit, Maltada da boş durmamış, Italyancayı öğrenmiş ve Fransızca ile İtalyancadan — yüz cilt kadar tutan ve "Oğlumun Kütüp- hanesi" adını verdiği geniş bir ter- cüme faaliyetine girişmiştir. Bu ara- da Türkiyede ilk defa olarak Türk Dilinin gramerini Arapçadan ayıra- rak Avrupai esaslarla bir — gramer hazırladı. Üç yıllık Malta sürgünün- den dönen Huseyın Cahit — yeniden Taninde yazmağa başladı. Tanin o tarihte onbeş, yirmi gün müddetle "Renin" adı ile çıkmış, sonradan es- ki ismine dönerek Tanin — olmuştu. 1922 den 1925 yılına kadar süren bu yazı faaliyetleri sırasında — Hüseyin Gülek ve Yalçın Ulusun iki başı AKİS, 26 EKİM 1957