ADALET alınmış gardiyan da mevcut olmadı- ğı halde pervasızca resmen alınan bir ifadede dahi yalan kıvırmaktan çekın ilmemişdi. — İşte Akisin tahrı heyetinden olup bir kaç ay ce de kaldıktan sonra asıl ve e mayan ve bir dedikodudan ileri git- meyen hatıralarım tahrif ederek ne- aldıklarını hıldırdıklerı yazı ve roportajlarının İç yüzü... güya, sürüm yapmak ıçın seçtıklerı mevzula dolayısı ile in- faz müesseseleri arasında günbe gün inkişaf eden ve örnek bir duruma ge- len Ankara Cezaevine — bühtanları bütün çıplaklığı ile meydana çıkmış- dı. İnfaz müesseselerini bozguncu bir ruhla, hayal ve karihalarından ibda' ettikleri gayri vaki hadiselerle kötü tanıtmağa çalışanların beyhude gay- retleri muhterem yüksek nazarlarından kaçmıyacakdı. Personel durumu imdi "Akis" in aksi görüşlü ya- arlarının topluca kaleme aldık- lağım bildirdikleri ve ileri sürdükle- ri hususlardan her birini teker teker ele alalım. Ankara Cezaevi islâh kadrosunu teşkil eden gardıyanlarının sığırt- an ve çöpçülerden müteşek- kıl bulundugu iddiası tamame n yer- izdi. Bir kerre cezaevı islâh ve ter- bıyecılerının ceza!' dıyanları ol- madıgı herkesin malum bir ke Gardiyanlar nezaret servisinin elemanları ıdıle eza ve tevkif ev- leri nizamnamesinin 7. ci maddesinde de tasrıh dıldıgı üzere bır cezaevin- de başlıca memur ve müstahdemle- rin a) ıdare servisini teşkil eden mü- dür, idare memuru sap memuru, anbar memuru ve kâtiplerden, b) Ne- zaret servisinin teftişe selahıyetlı memurlarla başgardiyan ve gardi- yanlardan, c) Terbiye ve ıslah servi- sinin ise öğretmen ve ölye şefle- rinden, ç) Sıhhat servisininde tabip- ler ve hastabakıcılardan terekküp et- tiği ve müessesenin bu elemanlara vdu bulunup ayrıca gardiyanla- 1 iddia ve isnat hilafına yine nizamnemenin 8. ci maddesi hükmü- ne istinaden Memurin Kanunundakı vasıf ve şartları haiz, okuma yazm bilen, muayyen yaşta ve askerlik hız- metini ifa etmiş hüsnühal erbabın dan olan vatandaşlardan seçılıp ta— yinlerinin — Adliye — Encümenlerince yap ldığı keza bir vakıa olup bu sicil dosya ve kayıtlariyle sabit bu- luııuyordu Içlerınde ne çoban, ne sı- gatle ve fedakarlıkla vazife ifa eden en azı ilk okul mezunu gardıyanları tezyife kalkışmak ihtiyatkâr bir ga- zetecilik olmasa gerekti. , 3. yfadakı resimde sadece ve par- maklıkla gösterilmek n An- kara Cezaevinin orjin; lbır fotog- rafı ve müessesenin mümessili bulu- nan dirayetli müdürü Kemal Günal görülmekte olup müessese okulu, a- tölyeleri, sağlık — servisleri, reviri, sinema salonu ve spor haları ile filhakika örnek bir cezaevi olarak kabul edilebilirdi. Uydurma hadiseler Cc;zaevınde dayak, küfür, — zulüm e işkence iddiaları kezalik gay- rivaritdi. Mevcudu fazla olan bir toplulukta istisnaen münferit vaka- lar, yekdiğeriyle münakaşa veya mü- nazaa edenler bulunabilirlerdi» An- cak mevcut nizam ve otorite hiç bir vakit bu münferit hadiselerin, toplu- luğa sirayetine imkân — vermiyecek bir derece idi. Ankara cezaevinin müdebbir ve dirayetli bir müdürü ol- Akis yazarları tarafından da kabul edildiği halde yinede asılsız is- nat ve iddialarda bulunuluyordu. Her hangi bir cezaevinde hadise çıkarıp nakledilen ve haklarında hücre ceza- sı veya demire vurulma cezası veril- miş mahkümların bu inzibati cezala— rının infazını nizamname hükm icabı tabii görmek lâzımdı. Dıger yandan Ankara Cezaevinde mahküm ve mevkuflara ihtimam, dert ve şi- kayetleriyle alâkalanma ve bilhassa efkatle muamele esasları bütün ida- re mensupları ve personelin şiarı idi. Hal böyle iken hilâfına vaki ve bir dedikodudan ileri gitmeyen misaller iraesine kalkışmak en kısa manası ile insafsızlıktı. Cezaevinde persone- lin mahkümlara kötü muamele ettik- leri nasıl ileri sürülebilirdi ki bizzat röportajı yapan ve hatıralarım nak- leddıgı söylenilen Metin Toker'in yıl- larca musap olduğu hastalığına dâhi cezaevinde çare bulunmuş ve en se- lâhiyetli ellerde ameliyat ve tedavisi sağlanmış ve sıhhi durumuna azami itina gosterılmışdı Bunun gibi taş- ranın yüzlerce hasta ve — tedaviye muhtaç mahkümlarının Ankara'nın sıhhi tesislerinden ve ihtisas — erba- bı tabiblerinin hazakatlerinden isti- fadeleri temin ediliyordu. Buna rağmen bir tek vatandaş için dahi temenni edilmiyecek hapis- hane hayatının bu derece kötülenme- sinden beklenen ne idi bilinmez.. Ceza evinde mahkümlara yapılan insan dı- şı muameleden çıldıran bile varmış.. kötü muameleye maruz kalan veya çıldıran kimmiş bir tek isim verebi- lirler mi?. Kim rüşvet almış.. kime Bahçelievler ANA OKULU İYİ BAKIM - MODERN TESİSAT . TEMİZ VE BOL GIDA Bahçelievler, 19 cu Sokak, o: ANKARA — TEL: 83425 vermiş.. .esrar, silah nerede ?. kim ce- zaevine bu nev'i memnu maddelerin sokulmasına müsaade ve musamaba etmiş gösterebilirler mi?. şey vaki ise vak'a, hadise, zaman ve mekan tasrih etmeli yoksa ulu orta bu iddiaları ortaya atmak sorulunca da öyle işitiyoruz diye — kaçınmak gazeteciliğe sığmaz. Her cemiyet içinde kanun ahkâ- mım ihlal eden suçlu kimseler bulu- nabilir, hatda vaktiyle her hangi bir yer cezaevi müdürlüğü yapmış ve muvaffak olamadığı için işinden u- zaklaştırılmış ve seneler sonra işle- diği şahsi bir suçu dolayısiyle tevkif edilmiş bir fert mevcut olabilir ancak bu rüşvet almış mahkümiyeti infaz edilen bir müdür olarak gösterilebi- Yine bir mahküm çıkarda idare- den gizli bir gardiyanı iğfal ederek hizmet ve işlerini gördürebilmek için bir gardiyana bahşiş nev'inden pa- ra temin eder ve o personeli amaline çalıştırmağa kalkar ve idare bunu haber alıp bu gardiyanı işinden uzak- laştırırsa sonunda çıkıp bu gardiyan bizi dolandırdı elli liramıza aldı diye ortaya söz atılır, arkasından da ceza- evlerinde mahkümlar dolandırılıyor diye yazı yazılır mı ocuklara mahsus koğu mevcutlu olup yüz adet karyolası ile bir leyli mektep nezahatinde ortada dururken bir kalemde yatakları elli- si hazf edilirde nasıl iki mahküm ço- cuğun bir yatakta yatırıldığı yolun- da bir yalan uydurulur ve sadece va- zifeli olmadığı halde geceleyin ço- cukların koğuşuna izinsiz girdiği 1ç1n vazifesine dahi son verilen bir diyan hakkındaki muamelenin ve i- darenin bu hassasiyetinin çocuklara tasallut eden gardiyanlar bulunduğu ve muhakeme altına alındıkları şek- line sokularak bu derece tahrif edil- diğine nerede rastlanabilir ? Bir müessesede muntazam mesai ile devam cedveline tabi tutulan iki öğretmen tarafından program daire- sinde tedrisat yapıldığı halde öğ- retmen ancak aydan aya aylığını al- maya gelir tarzında bir neşriyatla kim kandırılabilir ? İşte Akis —mecmuasının bir kaç aylarını cezaevinde geçirmekle infaz müesseselerini gerçekte olduğundan' farka tanıtma gayretinde bulunan tahrir heyetinin birbiri üzerine yık- mağa çalıştıkları mesnetsiz, hayal mahsulü ve tamamen uydurma mak- satlı röportajlarının iç yüzü bu mer- kezde idi. Resmi kayıt ve evraka da- yanarak, müesseseyi devamlı kontröl ve murakabelerimize de kendilerim işhat ederek cevap ve tekzip hakkı- na istinatla örnek bir islâh müesse- sesi olan Ankara Cezaevine ve onun fedakâr ve feragatkâr personeline u- zatılan dili kıismak düşüncesiyle ha- kikati muhterem efkârı umumiyenin adil hakemliğine arz etmiş bulunuyo- ruz Ankara C. Muddeıumumısı Rahmi Ergi AKİS, 26 EKİM 1957