tinin C. M. P. olduğu hususunda ikna etmişler, adaylıklarından birini ora- dan koymaya razı etmişler, sonra da çalışmaya koyulmuşlardı. — Halbuki Ankaranın içinde C. M. P., Hür. P. den bile az rey almaya mahkümdu. Şehirli ve münevverin C. M. P. yi tut. madiği bir hakikatti. Ankara köyle- rindeki muhafazakâr zümrenin reyi- nin ise kâfi geleceği son derece şüp- helıydı Bu, yanlış bir adım olmuştu. ğer C . kuvvetlerini başka bir vilâyete teksif. etseydi milletvekili a- dedini arttırmak şansım kuvvetlen- dirmiş olacaktı. Nitekim geçen haf- tanın sonunda Ankarada yapılan ve hâdiseli geçen bir miting bunun böy- le olduğunu gösterdi. Devam eden tahkikat u haftanın içinde C. M. P. nin in- e, zayıf, sinirli ama sakin olduğu zamanlar aklı selim sahibi lideri Nu- reddin Ardıçoğlu mütemadiyen Adli- yeye taşınıp duruyordu. Geçe haf- tanın sonunda C. M. P. Ankarada bir miting tertiplemişti. Mitinge her parti den vatandaşlar katılmıştı İdareciler kürsüye Osman Bölükbaşının zincirli bir resmini çıkarmışlar ve Bölükbaşı- nın vaktiyle söylenmiş nutuklarından birini telden vermeye başlamışlardı. Mitingte telden nutuk verilir mi? Üs- telik Bölükbaşı gibi uzun konuşan bir hatibin nutku.. İhtimal ki dinleyiciler bıkıp can sıkıntısına dalacaklardı. A- ma emniyet kuvvetleri bir taktik ha- tası yaparak resimden zincirleri sök- türmek hevesine kapılmışlar, bunun üzerine bizzat halk kendilerine muka- vemet etmiş, hâdiseler çıkmıştı. haftanın başında Zafer, Bölükbaşıyı İsaya benzeterek zincir hâdisesi aley- hinde ver yansın etmişti. Ama Bölük, başıyı böylesine mağdur eden, ona haksız ıstıraplar veren D. P. Meclis Grubu azalarının tıpkı İsanın başına gelenlerin Hristiyanlığı kuvvetlendir- diği gibi Bölükbaşının maruz bırakıl— dığı akibetin de elbette ki C. M. P. yi, daha doğrusu Muhalefeti kuvvet- lendireceğini hesaba katmaları lâzım- dı. Nureddin Ardıçoğlu kısa zaman- da hâdise şahidlerinden, daha doğru- su mağdurlarından Birinci Şube Mü- dürünün lehteki beyanlarıyla kendi- sinin suçsuz olduğunu belli etti. Ar- dıçoğlu halkı tahrik değil, sükünete davet etmişti. Görenler hep böyle söy- luyorlardı Hâdise hakikaten talihsiz- P. nin Ankara şehri i- ıçındekı şansını ister daha azaltacaktı. C. H. P. Favori at B u haftanın içinde Ankaradaki tek ziyaretgâh Rüzgârlı sokaktaki D. P. Genel Merkezi değildi. Mebus Ev- leri mahallesindeki iki katlı, Ayten Sok. No. 22 adresini taşıyan bir ev del, ziyaretçi bakımından Ötekini hiç a- ratmıyordu. Evde C. H. P. Genel Baş. AKİS, 5 EKİM 1957 istemez biraz kam İsmet İnönü kalıyordu, Misa- firler bu haftanın başında süratle art- tı. Bunların ekserisini suratları asık insanlar teşkil ediyordu. Evin tele- fonları daıma çalıyor ve herkes Pa- şadan "on dakika" lık randevu isti- yordu. Randevu kendilerine verilme- diği takdirde kızanlar bulunmuyor. değildi. İstedikleri "on dakika"dan i- baretti. Halbuki unutuyorlardı ki bir günde sadece 1440 dakika vardı ve İsmet İnönü bir gunde azami 144 ki- şiden fazlasıyla "on dakika"dan faz- la konuşmak imkânına sahip değildi. 145'inci maalesef Paşanın vakti ol- madığı cevabını alıyor ve üzülüyordu. Ziyaretçilerin ekseriyetini yokla- maların talihsiz adayları teşkil edi- yordu. Hepsi bir haksızlığa veya ta- lıhsızlıge uğradığım bildiriyor ve bu- nun tamirini İsmet İnönüden bekli- yordu. Eğer kendileri aday gösteril- YURTTA OLUP BİTENLER di adaylarından altı ay içinde Mec- lisi feshetmek, yani dört senelik ma- aşı, 2800 liraları cebe atmak hülyası- na iltifat etmemek taahhüdünü al- mak zorundaydı. Parti Merkezi kara- rında son derece ciddiydi. Nitekim e- saslı bir karar aldı: Her aday böyle bir vesika imzalayacaktı. — İmzasını inkâr edecekler, Meclisin feshine ya- naşmayacaklar ise Partiden ihraç e- dilecekti. Yani altı ay içinde, bütün antidemokratik kanunlar onundekı "anti" eki kalktıktan sonra bir C.H P. milletvekili Meclisin feshine ve se— çimlerin yenilenmesine oy vermezse -her milletvekili kanaatinde ve reyin- de hürdür- Partiden ihraç olunacak- tı. Böylece altı ay sonra Mecliste bir b u kalmayacaktı Bu ka- rar, seçimlerde zaten "en kuvvetli Muhalefet partisi" olan C. H. P. nin millet nazarındaki itibarını bir ham- İsmet İnönü'nün karargâhı 145 inciye yer yok! mezse, bulundukları vilâyette C.H.P. seçimleri mutlaka kaybedecekti: İs- met İnönü bunların hepsinin gönlü- nü alıyor ve seçimlerin altı ay sonra yenılenecegım hatırlatıyordu Ümidi kaybetmek için bir sebep yoktu. Ama anlaşılıyordu ki mılletvekıllıgımn yü- zü tatlıy Bu sırada C. H. P. kendi listele- rinde aday olacaklardan bir taahhüd- name almakla meşguldü. Eski Par- belki de Demokrasi yıllarında ilk defa olarak akıllıca bir hareket yap- mış ve Muhalefetin müşterek beyan- namesini tekabbül ederek bunu ger- çekleştirmek taahhüdünde bulunmu 1 ay içinde seçime gidilecekti. Ama bunu yapabılmek için Meclis- teki C. H. Grubunun bu yolda bir karar alması elzemdi. Kararı ise te- ker teker milletvekillerinin — reyleri sağlayacaktı. O halde C. H. P., ken- lede arttırdı. C. H. P. hakikaten a- çıkgözlük etmişti ve öteki muhalefet partilerini bastırmıştı. una ragmen yoklama neticeleri- nin C. fi. yi orada ve burada za- yıflatacağı şuph esizdi. Kaybedenler kolaylıkla başka partilere dönüyor- lardı. Daha döneceklerdi de.. Üstelik her yerde "en makbul olan"ın se- çildiğini ileri sürmek de son derece zordu. t C. H. P. İktidarı alma sa bile çok sayıda Muhalif milletve- kilini Meclise sokmak ümidini kuv- vetle muhafaza ediyordu. Ayten Sok No. 22sakım İsmet İnönü ise şöyle diş yordu: "- Meclise Muhalefet iki yüzün üstünde milletvekili soksun, dünyanın en bahtiyar adamı ben olurum, zira başladığımi ış, Demokrası dâvası sa- im yola g Inonunun yanındakiler ilâve edi yorlardı: