işçilere tanınsaydı ücretlerini haklarını olacaklardı. temediği açıktı. halefet ve 7 yıllık ıktıdar süresince AKİS, 5 EKİM almak mümkündü. Halbuki! kollektif akit vs. gibi haklar tabiatile işçiler daha çok artırmak — ve korum imkânına sahip İktidarın ıse, bunları is- Çünkü yıllık mu- geri grev, bu kadar basit işlerin yapılamaması- na ımkan ktu. Hükümetin ve Mec- bıldıgını herkes biliyordu. Fakat ışçıler, şımdılık yüzde 15 zamma da r idile ar ki, Samet Agaoglunum vaadı üzerine is- ÇALIŞ çiler tarafından yapılan devamlı za müracaatlarına rağm bugüne ki dar müsbet bir netıce elde edıleme mişti. Diğer taraftan zamlar sade devlet sektöründeki işçilere yapıla caktı, (hususi sektörde çalışan "çok sayın işçi kardeşlerimiz" ise böyle bir zamdan mahrum kalacaklardı İŞSİZLİK B ugun birçok memleketlerde ik- di ve sosyal bir felâket ha- lini alan işsizlik maalesef memleke- timizde de mevcuttur. Tabii kay- nakları itibarile yabancıların gıpta ile baktıkları bir memlekette mil- yonlarda insanın işsiz kalması gibi ve gayrı iktisadi bir manzara karşısında ilgililerin bana a- mağa bakacak yerde ışsızlıgı in- kar etmeleri, bu hus ve- rici tedbirlerin alınmasının güç ol- duğunu göstermektedir. İşlenecek toprağı ve ham mad- desi az, nüfusu yüksek olan mem- leketlerde devamlı olarak değilse bi- le zaman zaman işsizliğin belirme- si ve genişlemesinin kısmen tabii karşılanması mümkün ise de, Tür- kıye gibi tabii kaynakları bol, topra- ği bakımından zengin ve insan güci kir bir. m hi malı İşsizliğin sebeplerı üzerinde dur- mak bu sosyal ve ekonomik felâke- te karşı çareler bulunmasını kolay- laştıran bir meto Büyük endüstri hareketlerınden evvel her memlekette nüfusun men İ kazandığı malümdur? sun artması ve zıraı istihs ld e ye- usul ve makinelerin kullanılması sonunda ınsan gucun in büyük bır kısmının açıkta kalmasından ve e düstri de plânlı bir şekilde gelışme- dıgınden ziraatten boşalan el eme- endüstride kullanılamamıştır Bu sebeple işsizlik baş gös iştir. Bu- nunla beraber, endu trı alanında kaydedılen ılerlemeler sebebi ile ve- yokluğu ve istihsal metodlarındakı degışıklıkler yüzün- den de bir endüstri kolunda ışsızlık husnle geldiği b a diğer kollara yayılarak mumi bir issizlik doğurduğu sık sık görülen hallerdendir. Bu bepler yanında nmumıyetle refah devrelerini takip eden duraklam ve iktisadi depresyon hallerınde de azı bölgelerde veya bütün dünyada Işsızlıgın yer aldıgı Akid mi işsizlik sebeplerı dı- şında memleketımızde işsizliğin, ta- rım ve endüstri faaliyetlerinin inti- 1957 baksızlığından, nüfus artışına kar- şı iş bulmak için gerekli tedbirle- rin ele alınmamasından ve istihsal vasıtalarının milli ölçüde kullanıl- ması için plânlar yapılmamasından ileri geldiğini kabul etmek zarureti vardır. ekten bugün Türkiyede nü- fus artışının çalışma vesair ihtiyaç- larını karşılamak için önceden ve sonradan hiçbir tedbir alınmadığı aşikârdır. Ziraat gittikçe artan nü- usu geçindiremediğinden ve nüfus fazlasının ziraat faaliyetlerinde bu- lunması için gerekli tedbirler alın- madığından şehirlere doğru bir nü- fus akım olduğunu kabul etmek za- rureti vardır. Fakat bu nüfus fazla sının da şehirlerde istihdam edile- bilmesi için endüstrinin bulunması şarttır. Memleketimizde endüstri- nin Cumhuriyetin başlangıcından be ri gelişmekte olduğu bir gerçek ise de, bu gelişmenin, nüfus fazlasını çekecek bir tempo takip etmediğini de kabul etmek lâzımdır. Diğer taraftan makinenin zira- at alanına da girmesi sonunda zi- raat mahsulleri fiyatlarının dünya piyasasındaki düşüklüğü, ekonomisi men tamamen ziraate dayanan memleketlerin yeni istihsal metod- larına ve vasıtalarına başvurmadan maliyeti — düşüremiyeceklerini — ve binnetice dünya piyasalarında — di- ğer müstahsil memleketlerle reka- bet edemiyeceklerini göstermiştir. Bununla beraber, ziraat alanında yeni istihsal metodlarına ve vasıta- larına başvurularak maliyetin düşü- rülmesi ve istihsalin — arttırılması sonunda ziraat mahsullerinin dünya piyasalarında satılabilmesi — temin edilse bile, bu suretle ziraatten bo- şalan el emeğinin endüstride kulla- nılmaması da işsizliği Aazaltıcı de- ğil; fakat artırıcı bir tesir icra ede- cektir. Nitekim, — memleketimizde son yıllarda makineli istihsalin tat- bikine doğru atılan adımlar işsizli- ğin azalmasına değil, artmasına se- bep olmuştur. Çünkü makinenin zi- raat alanında el emeğinin yerini al- ması suretile meydana gelen nüfus fazlasını endüstriye aktarmak so- lunda bir adım atılmamıştır. Kana- atimizce memleketimizde nüfus ba- Âdil AŞÇIOĞLU şına millf gelirin düşük olmasının sebebini de nüfus fazlasının tarım da ve bilhassa endüstride ıstıhdam edılmemesınde aramak lâzı Bir memleketin, endustrı mem- leketi sayılabılmesı için nüfusunun hiç olmazsa yarısının hayatını en- düstri faaliyetleri ile — kazanması şarttır. Halbuki Türkiyede endüst- ri faaliyetlerinin sayı ve hacım iti - barile son 40 yıl içinde artmış ol- masına rağmen nüfusun ziraat ve endüstri alanlarında dagılışı ıtıbarı- le aradaki nisbetin değişmediği de bir hakikattir.' Bu hale göre memleketimizde bir tarafta nüfusumuzun birkaç mis linin istihdamına yetecek kadar top- rak ve tabii kaynaklar diğer taraf- ta da eli kola bağlı milyonlarca in- san vardır. O halde memleketimizdeki işsiz- liğin de bir intibaksızlıktan ileri geldiğini söylemek m intibaksızlığı gidermek için vurulacak ilk çare, kanaatımızce, esaslı bir toprak rı rçekten her hangi bir memlekette yalnız işsiz- liğin ünlenmesi ve giderilmesi için değil, fakat istihsalin arttırılması için de nüfus fazlasının istihdamı i- çin gerekli istihsal vasıtalarına ih- tiyaç vardır. Ziraate elverişli, topra- ği bol olan bir memlekette toprak- sıIZ çıftçı ve köylülerin bulunması em ekonomik bakımda! em de sosyal bakımdan o memleketin aley- hinedir. Elinde istihsal vasıtası bu- lunmayan mılyonlarca insanın ise, ne ne de cemiyete faydaları doknnabılır Endüstri a- lanında da durum ziraattekinden farksızdır. İstihsal vasıtalarına sa- hip olmayan milletler gibi fertler de istihsalde bulunamazlar. Bu ba- kımdan Türkiyenin kalkınabilmesi için ziraat alanında geniş bir toprak reformu yapmak suret ile nüfusun boş kalan kısmına çalışmak imkân- larını sağlaması, aynı zamanda da endüstride ıstıhsal vasıtaları sayısı- nı ve hacmini çoğaltarak bütün letm ıstıhsal faaliyetlerine katılma- mümkün kılması bir zaruret halme gelmiştir.