YURTTA OLUP BİTENLER, istifa etmişlerdi. Sıra bekliyorlardı. Gergi milletvekili adedi yükseltilmiş- ti, ama gene de herkese yer yoktu. Yoklamalar gösteriyordu ki P. teşkilâtı — dahi milletvekillerinden memnun değildi. Bu satırlar yazıldığı ve hangi D.P. milletvekillerinin aday gösterilmeye- ceğine dair haberler başkente gelirken siyaset kulislerinde bir ihtimal orta- ya atılıyordu. Bir kısım D. P. millet- vekilleri Meclisin yenıden toplanma— sı ve fesih kararının geri — alınması hususunda Meclis Başkanlığına mü- racaat edeceklerdi. Anayasa bu iş i- çin mılletvekıllerımn beşte birinin im- mesini şart koşmuştu. Talihsiz mılletvekıllerı böyle bir kararın Merkezinin de işine gelecegını 4lerı suruyorlardı D. P. Genel Mer- kezinde de İktidarın kolaylıkla muha. faza edilemeyeceğine inanılmaya baş- lanmamış miydi? Ama bu, siyaset tarihimizin en büyük fiyaskolarından biri olacaktı ve rivayete inanmak hakikaten çok İstanbul Bakan - Vali maçı Halktan biri: "— Aaa, bakın, bakın" dedi. Kafalar vapurdan çıkan kısa boy- lu, genış kenarlı şapkalı adama takıl- dı. sempati dolu nazarlar altında otomo- biliyle uzaklaştı. Takvimdeki tarih henuz Ekimin S ini göstermiyordu ve "Gökay meselesi"" düğüm nokta- sına gelmemişti. Vali, izinliydi ama bütün İstanbul bu haftanın ortasında, 5 Ekime tekaddüm eden şu gunlerde seçimin neticesinden sonra en ço Fahreddin Kerim Gökayın akibetini merak ediyordu. Küçük Vali bir de- fa daha bir "mesele olmak" marife- tini becermişti. Vali Gökay D. P. adayı olmayı reddetmişti. Yakınlarına söylediğine göre D. P. liderlerinin eline yazılı bir vesika verdiği doğruydu. Bu vesika kendisinden, daha ziyade başka bir partiden aday olamasın dıye alınmıştı Yoksa Gökay hiç bir zam P, dayı olmayı samimi surette 1steme— mişti. Ama üstad, İstanbul Valisi ol- duğundan ve bilhassa Demokratlar İktidara geçtiğinden beri bir ip cam- bazına benzemişti, her an maharet gösteriyordu. Bir kaç a gönderilirken tatlı bir hava uzaklaşmak istemiş ve i demekte mahzur görmemişti. şimdi vade dolmuştu. Bu hafta içinde Ankara mahfille- ri Gökay hakkında bir karar almış değillerdi.. Dr. Namık Gedik meş- hur beyanatından sonra müşkül mev- kide kalmıştı. Bir ara Valinin teka- üde şevki, bir ara da vazifeyle yaban- cı memleketlerden birine gönderilme- 8 Fakat Fhredin Kerim Gökay "Mesele" olmayı biliyor si düşünüldü. Fakat bütün bunların mahzurları vardı. İstanbul seçimleri- ni hangi vali idare etmeliydi? Ke- naza- ran çok daha yumuşaktı. Nitekim bir ara Hadımlının Konya adaylığı bahis mevzuu olmuş, fakat sonra bundan vaz geçilmişti. Eğer Gokay adaylığı kabul etmış bulunsaydı, "Görülme- miş İmar"a uygun bir vali yerine tâ- Dr. Namık Gedik İki camı arasında... yin edılecek mesele Fakat şim Haftanın ortasında Ankarada or- talama bir formül bulunmuştu: Gö- kayın izin müddeti uzatılacaktı. Böy- lece ne şiş yanacaktı, ne de kebap. Gerçi Prof. Gökayı aday listesinde göstermek D. P. için bir mazhariyet . Zira bır Abdurrahman Çe- lebi gibi Küçük V: D. tidarı devrinde Istanbulluyu teselli edıyor— du. kapatılacaktı. Eee, yapılacak iş yoktu. İstanbul listesine Cumhurbaşkanı Celal Ba- yar ve onun, kendi tâbirile İdeal Ar- kadaşları, yani Adnan Menderes, Dr. Mükerrem Sarol ve Kemal ÖOnan (Con) gireceklerdi. D. P. İstanbulu böyle kurtaracaktı. Hakikaten bu haftanın ortasında Bayar ve Mende- res İstanbuldan aday olacaklarım bildirdiler.. Fakat Cumhurbaşkanı Bursayı, Başbakan Aydını tabii ih- mal etmiyorlardı. CM.P. Parlak istikbâl u hafta içinde Türkiyedeki en nik- bin adamlar aransa, mutlaka Kızı- lay civarında bir sokak — üzerindeki yassı eve müracaat etmek İâzımdı. Ev. C. M. P. nin Genel Merkezıydı Ankara seçimleri mi? C. M. P. cebindeydi. Çorumdan mı bahsettı— . garanti kazanacaktı. Erzurum mu dediniz? C. M. P. Va— ziyete hakimdi. Sinop ? C. M. P. kalesiydi. Maraş mı? Seçimlere bıt— miş nazarıyla bakılabilirdi. den şüphe Konyayı C. M. P. kın kalbi C. M. P diye atıyordu. İ- şin aslında bir atan vardı ama bunun Uşakın kalbi olduğu son derece şüp- heliydi! . P. bu hafta içinde kollarım sıvamıştı Partiler içinde en iyi çalı- şan oydu. Gerçi, yassı evdeki hayalle— rin tahakkuk etmesine imkân yok- tu; ancak, aklı başında olanlar C. M. in bu seçimlerde geçen defaya nisbetle asgari bir misli fazla, yani 1 milyonun üstünde oy alacağını tah- min ediyorlardı. Ancak C. M. P. Kır- şehir hariç, Türkiyenin hiç bir tara- fında mahallin 1 numaralı partisi de- ğildi ve bilindiği gibi bizim seçim kanunu bütün şansı | numaralı parti- ye inhisar ettiriyordu. C nin çalışkan idarecileri böyle bir par- tide bulunsalardı gayretleri hemen bu seçimde mükâfatlanabilirdi. — Fakat nisbi temsille yapılacak bir seçimde şimdiden kendi yerini ha- zırlıyordu ve istikbali hesap ederek davranacak politikacılar için bu, bü- bir avantajdı. C. M. P. seçimlerde büyük vilâyet olarak Ankaraya yüklenmek gibi fe- na bir ata oynamıştı. Bunda biraz da Osman Bölükbaşının, Ankaradan aday gösterilmek istenilen avukatla- rının rolü olmuştu. Onlar Osman Bö- lükbaşıyı Ankarada en kuvvetli par- AKİS, 5 EKİM 1957