5 Ekim 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

5 Ekim 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Ev Pahalılığa karşı , ugün Türkiyede ev kadınının en büyük meselesi, muhakkak ki, ge- -im meselesidir. Son seneler zarfında fiatlar hakikaten baş döndür ucu bir süratle yükselmiştir. O kadar yüksel- miştir ki daha düne kadar kapmm arkasında duran süpürge evin baş köşesine geçmiştir.. Kadın hayat pa- halılığı ile muhtelif şekillerde müca- dele edebilir. Evvelâ bu, bir s di politika ev kadı nını memnun etmi- yorsa bunu daima idare adamlarına duyurmalı, sesi ile, seçim zamanı oyu ile, bunu belli etmelidir. Çünkü pa- ündelik hayatı- esnaf suçlan- -. Pahalılık daima zincirleme gider ve bir memle- kette güdülen iktisadi politikaya bağ- hdır.. Eğer bir nehiri kurutmak ister- seniz onun muhtelif kollarını kurut- mak bir işe — yaramıyacaktır..Onun menbaını kurutmanız şarttır. Pahalı- lığı doğuran esaslı meselelerle ancak iktisatçılar meşgul olabilirler. Bu, eh- liyet istiyen mühim bir dâvadır. Bu yolda güdülen bir politika yanlış ola- bilir, bir yenisini tecrübe etmek lâzım- dır. Evet, hayat pahalılığını halletmek hükümetlere d İ İ zaman b maddelerine narh koyabilirler. halk, esnafa el altından fazla para vererek narh koyulan malı gizlice al- aya kalkarsa karaborsacılığa ve artan bir pahalılığa sebebiyet vermiş oluş. Ancak bu narhın az olduğuna kanaat getirmişse gene de karabor- sacılığı desteklıyecek yerde, beledi- yelere müracaat etmesi veya umumi ıktısadı politika ile mücadele etmesi lâzımdır. Bunu kadın dernekleri ele aldıkları takdirde memlekette çok faydalı bir zihniyet yerleşmiş olacak Ne İstiyoruz Netice ne olursa olsun, şurası mu- hakkaktır ki 1957 seçimlerine giderken Türk milletinin büyük bir kısmı kendisini "işbirliği" adlı te- miz bir aşka kaptırmıştır. Bugün- kü gidişi beğenmiyen, fakat henüz mevcut muhalif partilerden birin- de karar kılamıyan seçmen vatan- daşlar 'işbirliği" fikrine dört elle sarılmışlardı. Muhalif bir partiye bağlı olan, fakat oylarının bölün- mesinden korkan vatandaşlar için de işbirliği en ümit verici bir çare idi. Hattâ Demokrat Partinin icra- atını sempatik bulan ve iktidar partisine oylarını vermeğe karar veren birçok vatandaşları bile iş- birliği memnun etmişti. Zira anti- demokratik kanunları ancak "mu- vakkat tedbirler" olarak kabul e- den iyimser vatandaşlar dahi Mec- liste temsil edilecek olan kuvvetli bir muhalefetin memleketin hayrı İçin elzem olduğunu çoktan kabul etmişlerdi. En koyu Demokratlar dahi aile meclislerinde bu hakika- ti teslim ediyorlardı. Durum 1950 senesindekine pek çok benziyordu. O zaman millet tek parti rejimin- den bunalmıştı, demokrasiyi geti- recek olan muhalefet partisine kal- bini de, oyunu da vermişti. Ama bugün 1957 de, artık iyice anlaşılı- yordu ki ezici bir ekseriyetle Mec- lise gelen ve memleketi idare eden bir parti, tek başına rejim dâvamı- zı. halledemiyecekti. Demokratik zihniyet, tarlasını süren köylüden, talebesini yetiştiren hocaya, ekme- AKİS,5SEKİ M 1957 JaleCANDAN ğini devlet kapısında kazanan me- mura, siyaset adamına, idareciye kadar hepımıze iyice yerleşm çe, bu iş daima tehlikedeydi ve bu- nu meclisten çıkarılacak yeni bir seçim kanunu ile sıkı sıkı teminat altına almak şarttı. İşte 1957 seçim- ler girerken Türk milleti büyük bırekserıyetı ile., bu gerçeği kavra- mıştı ve ışbırlığı denilen idealist Mesela seçımlerde başka bir iktidara geçtiği takdirde, ışbırlıgının neticelerinden en çok istifade edecek olan De- mokrat Parti değil miydi? Demek ki milletin samimiyetle, aşkla iste- diği şey, teminatlı bir demokrasi ve buna bağlı bir ıktısadı kalkınmak isti- etmek de“ild let kendi hakkı olan birini elde etmek için diğerinden fedakârlık etmek istemiyor. İşte mesele aln ızca bundan ıbarettır ve d an baş- a c kü hangi parti iktidara gelirse gel- sin, huzur içinde çalışabilmek için, herşeyden önce milletin sevgisine, inancına daima muhtaç olacaktır... Süpürge arkasından baş köşeye... Kapı ve her mevzuda olduğu gibi pahalı- lıkla mücadele mevzuunda da hükü- metle halk işbirliği yapmak imkanı- na kavuşacaktır.. Çünkü bu kadın derneklerinin partizan bir ruhla değil, sırf hükümetle halk arasındaki bağı kuvvetlendirmek gayesi ile hareket edecekleri muhakkaktır. Bu bakımdan icabederse umumi politikayı tenkit e- decekler, icap ederse hükümetin baş vurduğu tedbirleri destekliyerek hal- kı aydınlatacaklar ve gene icap eder- se esnafın hakkını koruyacaklar, sınıf farkları ve birbirine düşman zümre- ler yaratmaktan çekineceklerdir.. Yardımcı müesseseler ugün Türkiyede hayat pahalılığı- na karşı, halka yardımcı bazı mü- esseseler kurulmuştur. Ev kadınının bunlardan istifade etmesi, müsbet bir zihniyetle takdirlerini de tıpkı ten- kitleri gibi sık sik idarecilere duyur- ması şarttır.. Meselâ İstanbulda bir Migros, Ankarada Gima ve Et Balık Kurumu vardır... Zeytinin 5 liraya çıktığı bir devirde 1 kilo sığır kıy- masını 180 kuruşa ve sakatatı sudan ucuza satan Et Balık Kurumu, elbet- te ki takdirle karşılanmalıdır. Üste- lik temiz paketler içinde, gayet mede- ni şekilde yapılan bir tevziat muhak- kak ki ev kadınını memnun etmekte- Ankarada büyük rağmet gören müessesenin İstanbulda bazı mu- hıtlerde rağbet görmediği duyulmak- tadır. Ev kadınının bazı yanlış peşin hükümlerden kendilini kurtarması, yeni bir zihniyetle, müsbet bir kafa ile hareket etmesi de kendi menfaati icabıdır. Etin; günlerce evvel kesilse de, en modern vasıtalarla hazırlandığı, usulüne uygun bir şekilde muhafaza edildiği için hiçbir mahzuru yoktur. dır. 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: