de Tiyatro Derneği ilk piy ile rejisör Haldun Dormeni tıyatr - severlere takdim ediyordu. O gün oynanacak eser Moliere'in "Gü- lünç Kibarlar"ı idi ve Dor- meydan tiyatrosu" şek- Tinde oynıyacaktı. Meydan tiyat- rosu seyirci için yenilikti. Yüzücü ve kürekçilerin odasında son hazırlıkla- rını yapan amatör tiyatroculara Hal- dun Dormen "Cesaret.. Sakın kork- mayın, kolay iş degıl ama muvaffak olacaksınız" diyordu. Birine dönü- yor "Sen bağır. Sesini karşı sahile duyuracak kadar bağır" diyor, diğe- rine "Sakın sen Şehir Tiyatrosu ka- hplarına düşme" diye tavsiyede bu- lunuyor, bir başkasına "Aman prova- lardaki gibi hat ol, sakın sinirlen- me" diyordu. erken 1 şıklar yanıyor Ve SeSSİZ- lik etrafı kaplıyo Oyup başlıyor. Hizmetçi Marotte'ıın kopuveren bon- cukları, ayak altında dolaşan davet- siz bir kedi... Ufak tefek, fakat fazla can sıkmıyacak kusurlar. tince de kucak kucak alkış Netıce beğenilen bir oyun ve muvaffakiyet. Ortaya çıkan hakikat şu: Haldu Dormen kabiliyetli bir rejisör.. Disip- lini, çalışmayı ve e çalıştır- mayı biliyor. En acemileri bile bu sa- yede bir kalıba dökebiliyor ve istediği neticeye ulaşıyor.. Her halde aktörlü- gunden pek çok fazla başarılı bir reji- 0 yağmurlu İstanbul gecesinin hatırasını muhafaza eden belki çok kişi vardır. Ama Haldun Dormen, hakkak o geceyi hiç unutamaya- ca Amatör teşebbüsler iyatro Derneğinde, İstanbulun şu- rasında, burasında sahneye koy- duğu ük, enerjik piyesleri ile ti- yatroseverlerın alakalarım çekiyor; tiyatro dersleri veriyor; ne zamandır İiyi tiyatroya hasret kalan İstanbullu- ların ümitlerini canlandırıy ordu. Cep Tıyatrosıınun ılk msilleri olan "Ma- itre Pathlaine" ve Oort- resi"nde, sonra o yaz kendi kurduğu bir trupla İstanbulun her yerinde ve gidebildiği her yerde "Papaz Kaçtı"- yi oynuyordu. ".Papaz kaçtı" Uskudardakı Sunar Sineması bah- çesini o gece, her zamankinden çok farklı bir seyirci topluluğu dol- durmuştu. O gece bahçede Haldun Dormen ile arkadaşları "Papaz Kaç- tı" yı oynıyacaklardı. Oyunun başla- masına ancak 5 dakika kalmıştı. A- un baş aktrisi Ayfer Feray hâlâ görünürlerde yoktu. Bir de son perdenin aksesuarlarından bir polis copu eksikti. Haldun Dormen hem rejisördü, hem de aktör. Rolü olduğu için bir taraftan makyajını yapıyor, bır taraftan da endışe içinde — kıvr. erece "pasif bir panık" an- cak onun gibi itidalli bir idarecinin harcıydı. Renginin ne derece uçtuğu makyajına rağmen belli lııyordıı Gozlerı endişeli, sesi boğuktu. Müm- ün olsa Ayfer'in rolünü çıkıp kendi AKİS, 5 EKİM 1957 Tiyatro Konusunda B ir Tiyatro adamı için en güç şey, Tiyatro konusunda fikir- lerını açıklamaktır Güçlük ekse- a bu fikirlerin, Tiyatro ile biraz daha uzaktan ılgılı kimselerinkine uymayışın Tiyatro ai damı, anatım bir ge- cede seyredenlere verebilmek, ka- bul ettirebilmek, — sevdirebilmek mecburıyetındedır Tıyatro seyir- cisi hiçbir z ususiyet- lere sahip kışılerden meydana gel- ildir. u degışık insan — topluluğu, verdiği paranın karşılıgını ister ve bunu yaparken kendi kültür, bilgi ve şartlarının gerektirdiği — gibi davran Tıyatro ile ilgili kimselerle, se- yirciler arasında -bilhassa gelişme- miş ülkelerde - büyük ayrılıklar vardır. İyi tiyatro eseri ve başardı Tıyatro adamı bıı kesın ayrılıkları birbirin yakl ştı B olal yukarıda belirttiğim ayrılıgın klasık eserle- re yönelerek giderileceğini umuyo- rum, o türlü eserlerdeki bütünlük seyircide açık ve belirli bir karşılık bulur ve verilmesi istenilen — inti- halarda başarı kazandır. Tiyatro ile ilgili kışılerın daha iyice artmadığı ülkemizde, seyirci- ayarak, yalnız pek mah- ten oyunlara gitmek, seyirciyi, bu yeni alışmaya başladığı sanat ko- lundan soğutmak olacaktır. Önem- li olan, Tıyatr un, büyük faktö- rü "seyirci" ile birlikte gelişmesi- ni sağlamaktır. Sahne — Üzerinde oynıyacak.. Seyirciyi geri, döndür- meyı bir tıırlu kabul edemiyor. Cop Ayfer F kadar ehemmiyetli.. Nıhayet baş aktrıs nefes nefese çı- kıp geliyor, cop ta binbir rica ile Üs- küdar Cezaevinden temin ediliyor. o 15 dakikalık bir gecikme ile başlıyor. Bütün gergin havaya rağ- men Dormen ağzını açıp kimseye kı- rıcı tek kelime söylemiyor. Zıra sah- neye çıkmadan evvel oyuncunun ma- neviyatına tesir edebilecek en ufak hareketi yapmamal ak onun prensıple- rinden biri.. Kendi maneviyatı ise Ay- fer Ferayın ve copun gelmesi ile za- ten düzelmiş. Oyun bu hava içinde başlayın, alkışlarla bitti. Haldun Dor- men arkadaşlarını - tebrik edıyor ve onlarla şakalaşıyordu. Fakat en ufak bir ihmali bile asla affetmiyeceği her halinden anlaşılıyordu O senenin sonbaharında askere alınan Haldun Dormen, asker olduğu, zamanının gayet dar bulunduğu o kış bıle, Cep Tıyatrosunda "Bir Evlenme e "Kırmızı Biberler"i sahneye d Mesleğine tam olarak başlıyabıl- mesi için askerliğinin bitmesini bek- Haldun DORMEN ce yazar vardır. Sözlerin ger- çek sahibi Olur. Geri kalanlar bu sözlerin doğru, güzel, değerli söy- lenmesine yardım ederler Rejisör, tek başına, Aktör tek başına ya- ratıcı olamazlar. Verılmış olanı da- ha yüce bir kalıba dökebilirler bel- , bu da onların tiyatrodaki değer- lerının ortaya çıkmasına sebep o0- ur. "Sözsüz oyunlar da var.!" di- yeceksınız Oo oyunların da bir hi- kâyesi dır Bu nitelikleri de ya- zarlar ort kor. Rejisör, aktör yine on an sonra gelirler. Türk Tıyatrosu için ilk önce Türk eser- leri gerekiyor, ferli bir eser s, ah— neye koymak isterken çoğunlukl çok kötü oyunlarla karşılaştıgı- mız için vazgeçıyoruz Değerli bi Türk Tıyatro eserını sahneye koy- maktan hiçbir za mıya- cağız. Kabiliyetli, genç Tiy: tro o- yuncularının çıkt ğı lkemızden, iyi eserler de çıkacaktır. Tiyatro eserlerinin Mill Tiyatromuzu orta- ya çıkaracagı fikri, Yazarın öne- mi üzerinde düşünı düklerimizi sağ- lamlaştırmaktadır Tiyatro seyırcıye herşeyden ön- ce eğlenceli bir temin e- der. Para verenlerın ne ıstedıklerı- ni bılmek çok önemlidir. ile o- yun ındaki ilgi ve bu ılgının gelışmesı Tiyatro için önemli bir konudur. Yakın bir gelecekte Tiyatrola- rımızın gişelerine, Türk Tiyatro yazarlarınm değeri yüksek eserle- ri için, para verenlerin artması, Türk Tıyatrosu için en ük midimizdir. liyor, bir yandan bir tiyatro binası a- rıyor, istidatlı gençleri buluyor, çalış- tırıyor, her şeyı inceden inceye hesap- hyordu. e para meselesi güç- luklerın başında geliyordu. Bu ara ne zamandır oğlunun tutkusunu, geliş- melerini ve başarılarını dikkatle ta- kip eden Said Dormen nihayet oğlu- malt bakımdan da desteklemıye karar verdi. Boylece Haldun Dormen bu yıl Küçük Sahne binasına, kiralıya- rak Ekim ayında temsillerini vermek için çalışmalarmabaşladı Bu suretle Türkiyede hemen ilk defa, henüz otuzu nu doldurma mış bır tiyatro adamı, tiyatrosunu ve daha mühimi bu ti- yatronun yanı sıra bır tıyatro mekte- bini kurmuş olacaktı Ciddi bir meslek alen Küçük Sahne binası ile Çif- tehavuzlardaki yazlık evi arasın- da mekik dokuyar: ak kâh itapları, kâh genç arkadaşları ile beraber provalardan eskizlere, eskizlerden Ti- yatro mektebinin ana hatlarını, ders bölümlerini tesbit etmeğe, kâh Yale Üniversitesi ve Saranac Lake Tiyat- 29