İKTİSADİ VE MALİ SAHADA rus tezini desteklemeye hazırlanıyor- du. Piyasa Kırılan camlar « emleketimizde ihtiyaca yetecek cam vardır”! Kırılan pen- ceresinin camını hâlâ yerine taktıra- mıyan vatandaşlar, bu sözlerin her halde İktidara mensup biri tarafın- dan söylendiğini sanacaklar ve acı acı gülümsiyeceklerdir. Bu sözler, İk- tidarın dili kullanılmakla beraber, cam tacirlerinden gelmektedir. Cam- cılar iddialarını ispat için bir liste ha- zırlayıp Ekonomi ve Ticaret nına vermişlerdir. Hele Çekoslovak- yadan beklenen 3 milyon lıralık sipa- riş te gelirse , piyasada bir yıl için cam bolluğundan gecilmiye- cektir o halde vatandaş niçin tam bula- mamaktadır? Kabahat, tevzi siste- minindir. Camcılar, “Bu Iişi hele bir bize bırakın, kimse camsız kalmıya- caktır” diyorlar. Halen ithalâtçılar camı, tevzi bü- Tosunun emrine âmade, depolarında tutmaktadırlar. Fakat nakliyat esna- sında camlar labileceğini kabul etmek istememek- ir. Camcılar “Hiç değilse, diyorlar, cam satışı serbest bırakılmadığına göre, tevzi bürosu tahsislerini mevcu- dun yüzde 10 eksiğine göre yapsın. Bu yüzde 10, yani kırılan camlar, tüc- cara bırakılsın!” Bu mevzuda karar şüphesiz Tica- ret Bakanlığına ait olacaktır Am titccarın çok “cam kırması”" her halde epey tereddüde sevkedecek- tir Adanadaki yoklar on haftanın tekzipçiler şampiy9- nu edip Bakan Samet Ağaoğlu, geçen hafta müstakil bir gazeteye yolladığı tekzipte: “Ham maddesizlik veya yedeksizlik yüzünden hangi fabrikalar az randımanla çalışıyor, söyleyin!” diyordu. Bu sualin cevabı her halde “Hangi birini söyliyelim” olacaktı. Ampul fabrikası çalışmıyor- du. Traktör, ziraat aletleri ve motor fabrikasının durumu daha iyi değildi. Jeep fabrikasından ses sada çıkmı- yordu. Yünlü dokuma ve ilâç fabrika- ları günlerdir ham madde bekliyor- lardı. Bu arada Samet Ağaoğlunu tekzip etmeye gayret eden nazikâne bir ses te Adanadan geldi. Adana sanayicile- ri ham maddesizlik yitzünden müş- kül durumdaydılar. Bilhassa pamuk- " du mensucat ve emprime sanayii, bo- ya, sut kostik ve kimyevi maddeler kıtlığı yüzünden mesailerini kısmak zorunda kalınışlardı. Ekonomi ve Ticaret Bakanlığının istatistiklerine bakan ham maddesiz sanayiciler, aradıkları maddelerin ithalinin tam olarak yapıldığını gör- mekle iyice hayrete düştüler İş mevsiminin gelip ça tma ı dola- yısıyla bu sanayiciler istatistiklerde- ki rakkamların bir an evvel realiteye uydurulmasını sabırsızlıkla — bekle- mekteydiler, Fransa Ayarlama 'T'atıllermı İtalya ve İspanya sahil- eye hazırlanan Fransızlar geçen hafta, pek hoşları- na gitmeyen bir sürprizle karşılaştı- lar. Evvelce 100 dolarlık döviz için 35 bin frank öderken, bundan böyle 12 Kusur, tevzi haliaaneAi a - Pencereleri cam bekleyen inşaat sistemindeymiş!. bin frank ödiyeceklerdi. Rüyaların- da gördükleri seyahat için aylardan beri para biriktiren daktilo ve işçi kızlar bu karardan hiç d mem olmamışlardı. Birçoğu — Akdenizin yemyeşil sularını ve yakıcı güneşini tanımaktan vazgeçeceklerdi. Parisli genç dilberler üzüle dur: sunlar, haber bi nek giyinmiş, kı- ikalı kızları Notre-Dame'iın arka- sındaki, Yahudi sarrafların bulundu- Ku dar ve pis sokaklı mahalleye git- mekten kurtuluyorlardı. lece g hem kan karaborsacıların peşinden kurtulu- rlardı. yeni enerjik Maliye raborsacıların eline gitmekten l . Fransanın döviz kaynaklarını arttırac t Frankın yeni değeri sadece tu- ristlere değil Fransanın dış ticareti- nin Dcte iklsini teşkil eden mallara da eski kambiyo nisbeti sabit tutuluyor- du. Mamul maddelerin ihracat ve it- halâtı doların 420 frank hesap edil- mMmesi Üzerinden yapılacaktı. 1500 frank deşterinde bir şişe şam- panyaya evvelce 4 dolar ödeyen A- merikalılar. şimdi şampanyaların 3.3 dolara patlatabileceklerdi. Tersine 2000 dolarlık bir Amerikan otomobi- lini, gümrük haric, 700 bin franga el- de eden “Amerikan otomobili” merak- hsı Fransızlar. bundan böyle aynı o- tomobil için 820 bin frank ödemek Zo- runda kalacaklardı. Fransız hükümetinin yeni kararı masına rağmen, la artmış, bu selmiş, dış ticaret çI O halde yapılacak iş dahıl! istlhmki kısmak, ithalâtı Aazaltmak, çağaltmaktı. . Fiatları sun'i “sübvansiyon”lar ka.ldırılmıştı Kısmi fiat artışları, iştira — gücünü rını zorlaştırmış, faiz haddini azalt- mıştı. İkinci iş, döviz ihtiyaçlarının eri- ve a şık bir prim sistemi sayesinde ııtılıyordu İthalat AKİS, £4 AĞUSTOS 1957