, Mıırsının çalmrılm'ısı akıl edilebildi. Konuşmalar içinde hiç şüphe yok ki en enteresı.m Ekonomi ve Ticaret Bşkanı Abdullah Aker'inki idi. Bu caret Bakanının konuşmasının hava- sının Başbakanın konuşmalıı.rma son derece benzeyişi le ki bir ara seyirciler ırasında bulıına.n bir gaZ sek sesle — mırıldanıverdi. Bu &rada gazetecilerin gözünden kaçmı- yan hususlardan biri de Tıcaret Ba- kanının eliğdeki eski yazıyla yazılı nutuk metnini okurken son derece a- sabi. oluşu idi. Hatta o kadar ki bir de nutkunu kesti ve havada Puro tuvalet sabunlarının reklâmını yapmak için akrobatik nu- maralar yapan ve halkın alâkasını çeken ucağa ters ters baktı. Nutuk tamamiyle klişeleşmiş normal iktidar nutuklarmdan biriydi ve daha ziyade memleketimizde hayat pahal'ılığı ol- madığı yolundaki fikri işliyordu. Za- YATIRIML yıl milli ıfllrln yüzde 12 sini yatır mak lâzımdır. er milli geliri her yıl vüzde ? nisbetinde artırmak is- tersek yatırımları yüzde 8 nisbetin- de çoğaltmak lüzumlu olacaktır. Di- ğer hir deyişle milli gelirin yüzde ?0 sini yatırımlara tahsis etmek icap edecektir. Hemen söyliyelim, millt gelirde yüzde 2 yükselme, gayet mü- tevazi bir rakkamdır. Amerika ve Avrupada yıllık milli gelir — artışı rasındadır. Bir çok hatı- halde, memleketimizde milli gelirin vüzda 2 masına rıza gösterirsek Batı memleketleri seviyesine eriş- mrek iddiasından vaz geçmek zorun- da kalınacaktır. Zira milli gelir ar- tışı in iteri memleketlerde daha hız- h olması sebebiyle aradaki mesafe azalacağı yerde çoğalacaktır. alen Türkiye, milli gelirin ne kadarını yatırımlara ayırmaktadır ? Son Bütçe Encümeni mazbhatası bu husustu bazı bilgiler vermektedir. 1950 den beri gayri safi milli hasıla- nın yatırımlara giden kısmı gşöyle- Ti 1950 1951 1952 1958 1954 1955 Vç 9,5 102 12.8 184 144 145 Yukındakı rakkamlar eskiyen sermayenin yerine konmumsı İçin ge- le gelen sermayeni ;ı._vrı safj milli hasılanın yüzde 7-10 bi yüksek bir nisbete erişimek- tullr Aı gelişmiş — memleketlerde sermaye atokunun daha az olduğu ten bu yüzden de lâyık olduğu ilgisiz- liği gördü ve pok çok vatandaş Puro reklâmcısı uçağın hareketlerini takip etmeyi, nutuğu dmlemege göre çok daha cazip buldul Akşamın geç va.ktınde Fuarı baş- tan aşağı dolaşıp çıkanlar arasında maalesef şöyle konuşmalar cereyan ediyordu — Birader, bu tuar, hele beynel- milel fuar değil, festiva —Ne festivali kardeşım Festival olsa - iyi, panayır, panayır Dış Ticaret Misirlee münasebetler unan Başbakanı Karamanlis bu hafta sonu Kahite yolunu tutar- ken, Mısır Ticaret Bakanı da Türki- yeye geliyordu. Mısırla olan münase- betlerimiz spor temasları Ssafhasını geçmiş, ticart safhaya girmişti. Tica- retten sonra siyaset gelecekti. Siyah kıvırcık saçlı, gözlüklü Bakan Mu- AR AZDIR düsünülürse, yıpranma payının yüz- de 2-3 civarında bulunduğu kabul edilebilir. Bundan başka memleke- timisde hiç değilse devlet yatırımla- Ti için kabul edilen yatırım mefhu- mu, bu kelimeye verilen — iktisadi aya pek uymamızuktadır. Bir ba- kanın binek arabası veya satın alı- nan herhangi bir bina bütçede yu- tırım faslında görünmektedir. Wev- cut bir binanın alınıp sutılması ik- tisadi bakımdan hiç bir şey — iİfade etimemektedir. Yukarıdaki sebepler- den dolayı 1930 - 1955 arasında memleketimizdeki ortalama yatırım nisbetinin vüzde 10 civarında bu- lunduğunu kabul etmek pek hatalı olmayacaktır. Biraz evvel mevcut hayat seviyesini mulıul'aın için milli gelirin yüzde 1? si yalırımılara ayrılması gerektiği hesaplanmıştı. O halde memleketimizdeki yatırım nisbeti, adam başına düşen ı;ı-llri' sabit tutmaya bile kâfi gelmiyecek- tir. Yatırımı temposu dc-ğlşıııeıse hu- yat seviyesi dilşecektir. dam başına dıışı-n gelirin son zamanlardaki seyri bu nuzari hesap- ları teyit eder gibl görünmektedir. Ferdi reel gelir 1950-1953 yılları &- rasında büyük bir urtmu gösterme- gine rağımen, 19458 ten beri düşmevyve başlamıştır. 19538 de 546 lirayken, 1954 de 489, 1955 de 519 liradır. 1956 yılı için bu rakkamın 510 — olduğu tahmin edilmektedir. 1950 - 1958 yılları arasında fev- kalâde hava şartları ve ekilen top- rakların yüzde 50 nisbetinde urtmu- sı imillf gelirdek; hızlı n'ıkm'lnıo-nln başlıca amilleri olmuştur. Yani f la bir yatırıma ihtiyaç hasıl ıılıııa— İKTİSADİ VE MALİ SAHADA hammet Pbu Nusayr Misıriın Türki- malı da vardı. Bu mallar İsraille ticaret yas haklı olarak korkulmaktaydı. Zirâ İs- rarl - Türk ticareti gıt gide gelişmek- teydi. Orta Doğuda memleketimizin muhtaç olduğu mamul maddeleri bi- ze satabilecek tek memleket İsraildi ve İsraılm şartları bir hayli avantaj- hyd Dogrusu Miısiır pamuk ihrac eden Türkiyeye, iyi kalıteli pamuktan baş- ka ne satabilirdi? Bu cok merak edi- lecek bir meseleydi. Mısır pamuk sat- makta bile güçlük olarak, geçen yıl pamuk pek iç açıcı değildi. peryalizmi”ne karşı çekecekti. 300 milyonluk silâh alışverişinin nNneticesi ıhracatının yüzde 40'1 KHusyaya gitmişti. Fakat mühim olan timıet değil siyasetti. A- m nötr bir Arap Birliğinin şampiyonu olan Mısır, Bir- leşmiş Milletlerde Yunanlıların Kıb- Doğan AVCIOĞLU dan millt gellr artmıştır. Hemen he- men bütün ekilebilen — toprakların kullunılmanı sebebiyle 1953 den son- ra ziralt sektürdeki istihsal — artışı, aucak randımanların yanı yatırım- ların yükselmesi İle mümkün olacak- ır, Son yıllarda ferdi gelirin azal- masını tamamiyle kötü hava şart- larına buğlamak da pek İsabetli gö- zükmemektedir. Son yıllar anormal kahul edilse bile. 1953 — yılının da sür- normal bir sene olduğu unutulmama lıdır. Kaldı ki 1955 ve 1956 nelik ortalama randıman rinden pek uzaklaşınamaktadır. Zi- ra 1946 - 1954 yıllar asında hek- tar başına Jüşen ortalama buğday mahsulü 960 kilodur. Bu rakkam 1955 ve 1956 yılları tçin 934 kilodur. Bu sebeple zirı.t sektörünün 19565 Ve 1956 istihsalleri pek fazla anor- mal sayılmamalıdır. Bu sahadaki - tihsal artışı. bundan böyle, belkl de hava şartlarından çok yapılan yatı- rımların miktarına buğlı ıılıu-aktır. Kısacası resmi propaganda ne derse (lı-—ln milli gelirden yatırımla- ra ayrılan pay, ferdi reel gelirin şimdikl wxhı——lnl lutıılımuınn bi- le kifayet etmemektedir. O de bizim için uıtırııııları arttırmaktan buayka yöol yöoktuü Yatırımlar an- cuk tasurrufla ıııl'ııııkuıulllr. Tasar- ruf İstihsal edilenin hepsini istihlâk etmemek, yani mahrumiyete katlan- mak demektir. Diğer bir deyişle, iktisadi kalkın- nn alın teri ve mahrumiyetle miüm- kündür. Aksi halde özlediğimiz kal- kınına. resmi nutuklarda kalımaya mııhkı"ıııı(lur. gae ”